İlk yıllar
1935 yılında İngiliz manda yönetimi altındaki Filistin'in kuzeyinde Safed şehrinde doğdu. 1948 yılında İsrail kurulunca mülteci durumuna düştü. İlk İsrail-Arap Savaşı sırasında ailesiyle birlikte Suriye'ye göç etti. Suriyede orta öğrenimini tamamladıktan sonra  Suriye'de ve Moskova'da hukuk eğitimi gördü, daha  sonra Şam Üniversitesi'nden mezun oldu. Doktora tezi siyonizmin tarihine Filistin bakış açısıyla ilgiliydi. Ülkesine 1980'li yılların ortasında, başka Arap ülkelerinde zengin bir iş insanı olduktan sonra dönebildi. Yaser Arafat'ın yakın arkadaşı olarak en başından itibaren Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yöneticileri arasında yer aldı. 1970'li yılların sonlarından başlayarak İsrail'le yakınlaştı ve "iki devletli çözüm" üzerinde durdu. 1990'larda Oslo Sözleşmeleri'ne aktif olarak katıldı. 1996'da Filistin Kurtuluş Örgütü genel sekreteri ve Arafat'ın resmi olmayan sözcüsü konumundayken, Arafat'ın Oslo Sözleşmeleri'ndeki tutumunu eleştirdi. Sözleşmelerin başarısız olarak İkinci İntifada'nın başlamasından sonra, intihar saldırılarına karşı tavır aldı ve Arafat'ın çizgisinden belirgin bir şekilde uzaklaştı. Az sayıda siyonizm yanlısı Filistinli politikacıdan biri olarak, İsrail ve ABD hükûmetleriyle diyaloğu sürdürdü.
Başbakanlık

Mart 2003'te Arafat bir yandan özerk Filistin yönetiminin başbakanlığı makamını oluşturarak, diğer yandan da artık kendisine rakip olan Abbas'ı bu makama atayarak kendi yetkilerini kısıtlamak zorunda kaldı. Abbas'ın bu makama atanması hem ABD başkanı George W. Bush hem de İsrail başbakanı Ariel Şaron tarafından Ortadoğu Sorunu'nun çözümü için ilk adım olarak talep edilmişti. Abbas'ın atamayı kabul etmesine kadar anayasa tarafından öngörülen beş haftalık süre Arafat'la kimi bakanlıklar konusunda anlaşamaması nedeniyle aşıldı. Abbas Arafat'ın önerdiği kimi adaylar yerine sözde  bağımsız,  uzmanları geçirmek istiyordu. Ayrıca Arafat'ın itirazlarına karşın Filistinli direniş gruplarla baş edebileceğini düşündüğü eski Gazze güvenlik şefi Muhammed Dahlan'ı içişleri bakanlığına atamak istiyordu. Ancak ABD başta olmak üzere dışarıdan gelen baskı sonucu Arafat Abbas'ın isteklerine boyun eğmek zorunda kaldı. 29 Nisan 2003 tarihinde resmen başbakan olan Abbas'ın ilk işi 2005 yılına kadar üç aşamada bağımsız bir Filistin Devleti'ni öngören yeni barış planı Yol Haritası'nı kabul etmek oldu. Ariel Şaron'la yapılan görüşmelerin sonunda 4 Haziran 2003 tarihinde İsrail'le uzlaşmaya vardı ve İsrail'e yönelik şiddet eylemlerini reddettiğini açıkladı. Ancak başta Hamas olmak üzere Filistinli gruplarınözgürlük ve direniş eylemlerine son vermesi yolundaki çağrısı başlarda karşılık bulmadıysa da, Haziran ayı sonunda El Fetih, Hamas ve İslami Cihad Abbas'ın barış planına destek verme kararı alarak üç aylık bir süre için ateşkes ilan etti. Ancak Abbas'ın İsrail'le yakınlaşma çabaları başta El Fetih olmak üzere Filistinli direniş grupları tarafından giderek daha sert bir tonda eleştirilmeye başlandı. Ateşkesin sürdürülmesi için İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli tutukluların serbest bırakılması talebine İsrail'i ikna edemeyen Abbas bu sürecin sonunda Abbas El Fetih'in merkez komitesinden ayrıldığını açıkladı, ancak bu kararı örgüt tarafından kabul edilmedi.

İsrail'in Filistinli özgürlük ve direniş gruplarına yönelik suikast politikası sonucu ateşkes uzun ömürlü olmadı. Ağustos ayında ateşkes yeniden intihar saldırılarıyla ve Hamas lideri İsmail Ebu Şanab’ın İsrail'in füze saldırısında öldürülmesi sonucu bozuldu.

Filistinli güvenlik birimlerinin Yol Haritası uyarınca başbakanlığın ya da güvenlik bakanlığının emrine verilmesi konusunda Arafat'la görüş ayrılığına düşen Abbas, güvenlik birimlerinin önemli bir kısmını kendi kontrolünde tutan Arafat'la yaşanan gerginlik şiddetlenince 6 Eylül 2003'te barış planının uygulanması için hazır olunmadığını da gerekçe göstererek başbakanlık görevinden istifa ettiğini açıkladı. 5 Ekim 2003'te Arafat Abbas'ın yerine bu makama Ahmed Kurey'i atadı.
Devlet başkanlığı
Yaser Arafat'ın ölümünden sonra Filistin Kurtuluş Örgütü başkanlığını devralan Abbas, 9 Ocak 2005 tarihinde yapılan ve katılımın %60 civarlarında olan seçime El Fetih'in adayı olarak girdi ve oyların %62.52'sini alarak Filistin Devlet başkanı seçildi. Seçim zaferinden sonra İsrail'e karşı silahlı direnişi bitirme yolunda açıklamalar yapan Abbas'ın bu tutumu, seçimleri boykot etmiş olan Hamas önderleri, direnişi bırakmayacaklarını duyurdu. 23 Ocak'ta Hamas ve İslami Cihad'ın ilan ettiği ateşkes ancak 12 Şubat'a kadar sürdü. İsrail de Filistinli gruplara karşı şiddetli operasyonlarını sürdürdü. Mart ayında Filistin ve İsrail hükûmetlerinin aldığı ateşkes kararıysa defalarca ihlal edildikten sonra 2006 başında Filistinli gruplar ateşkese son verdiklerini açıkladı.

2005 Mayıs ayında Kuzey Amerika ziyareti yapan Abbas ABD Devlet Başkanı George W. Bush'tan ve Kanada Başbakanı Paul Martin'den önemli miktarlarda mali yardım sözü aldı.
9 Ocak 2005 seçimlerinden sonra birdaha seçim yapılmamasından dolayı Mahmud Abbas günümüzde resmi olarak Filistin devlet başkanlığı görevine devam etmektedir.