Kaos koşarak geliyor. Dünyanın tadını kaçıranlar var ya... Aslında cümlesi aklını kaçıranlar! Bir yere doğru sürüklenen, sündürülen dikkatler yorgun... Şeytan fazla mesai yapıyor belli...

İklim değişikliği mevzuuna ikna oldum. Lakin değişen hava bildiğiniz sıcak-soğuk, yaz-kış ötesi... Algı üstüne algı ile tepetaklak edilmiş dimağlarımız, felç vaziyette dehşet denge(sizliğine) su taşımaya atanmış... Dünyanın siyasi ve sosyal iklimi değiştiriliyor. Ya kırk katır ya kırk satır denklemine korku sopasıyla itiliyoruz. Coğrafyalara sürülmüş kan lekesini şuursuzca çitiliyoruz. Çıkar mı? Çıkmaz!

Zulmün kol gezdiğini görsek de değmeyen yılana baka kalmak anlaşılır değil. Parça pinçik edilmiş kalabalıklar orotoryosu sahnelenen... Neyin ne olup olmadığı muamma! Zaaflar üzerinden kotarılmış bir yıkıntının orta yerinde hareketsiz bekleşen kitleler, adının hakkını vermek üzere kilitlenmiş kendi kendine... Âraf ehline öykünen bir ahvalin şaşkınlarıyız!

Daralan vaktin genişlediğini, özümüze dadanan güvelerin biteviye dişlediğini, herşeye rağmen akl-ı selim, zevk-i selim ve kalb-i selim süvarilerinin Hak katından destur alarak hayır işlediğini unutamayız! Madem ki abd-i acizler zümresindeniz, bu şer zokalarını yutamayız! Yutsak da istifra etmek için geç değil...

Bu mırıldanışlar eşliğinde yürüyen merdivenden çıkarken önümdeki basamakta dede ve torununun konuşması çalındı kulağıma...

Torun sordu: "Dede savaş çıkacakmış... Çıkar mı?"

Dede güldü ve şöyle cevap verdi: "Kaygılanma evladım... Akıl baliğ olduğumuz günden beri savaştayız. Nefs mücadelesinden daha çetin meselemiz yok. Sen emredildiği gibi dosdoğru olmaya azmet. İmtihan dünyasında herşey olur. İş ki şeytana tuş olmayasın!"

Torun yüzündeki bulutları dağıtan dedesine gülümseyerek: "Allah has kullarını mahzun bırakmaz. Değil mi?"

Dede: "Bırakmaz elbet... Şerlilerin kuyrukları birbirine dolanıp duruyor. Olan biten bu müjdenin ispatı görene..."

O sırada onların önündeki orta yaşlı hanım sözü bağladı: "Evladım! Allah'ın verdiği mühletle şer kotaranlara sadece acınır. Allah hidayet versin!"