İslam İşbirliği Teşkilatı, (Yoksa adı İsrail İşbirliği Teşkilatı mı idi!) 7 Ağustos'ta  2. Kez lütfen Gazze için (Mekke-i Mükerreme ya da Medine-i Münevvere’de değil!) kıralın sarayının bulunduğu şehirdeki İİT genel merkezinde 'olağanüstü' toplanacaktı, saat 16.00’ya kadar “toplandı” haberi gelmedi. Belki de çoğunluk sağlanamamıştır.

Hani bu bir zirve değil "İİT Açık Katılımlı İcra Komitesi Olağanüstü Toplantısı". Toplantı dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleşecekti.

Adet olduğu üzere, toplantının başlangıcında Kur’an-ı Kerim’de bir takım ayetler okunmuştur herhalde. Hangi ayetler okundu aceba?. Okunan ayetleri kim dinledi, kim anladı, o da ayrı bir konu. Ben toplantıya katılanlara şu ayet mealini hatırlatmak isterdim: (Âl-i İmrân 160): “Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O'ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler yalnız Allah'a güvensinler”.

Bizimkiler İsrail’e müdahale etmek için daha fazla güçlenmeyi bekliyorlar. Onun da bu akılla ne zaman olacağı belli değil. Hatta bu akılla, gelecek günler, geçen günleri aratabilir. Ama Allaha ve ahiret gününe, Kader’e, Rızık’a, Ecel’e iman edenler, Allah dilerse, ateş, Hz. İbrahimi yakmadığı gibi yakmaz. Su Hz. Musa’yı boğmadığı gibi boğmaz, o incecik örümcek ağı Resulullah’ı nasıl korudu ise bizi de koruyabilir. Bir sapan taşı Tanrı Kıral Goliathı öldürüp ordusunu dağıtmaya yeter. Ebabil kuşları, F35’lerden güçlü olabilir.

Tabii eğer gaybe iman edenler için bu söylediklerim. Biz aklımızı kullanacak esbaba tevessül edeceğiz, o zaman Hızır yanımızda olacak, göklerdeki sır kapıları açılacak.

Aklı, kalbi, midesi ve damarları işgal atındaki monşerlerle nereye kadar gidebiliriz bilmiyorum? Bunlar toplanıp dağılarak, kınama bildirileri ile Siyonistlerin cür’et ve cesaretlerini artırıyorlar. Birileri de bu bildirilerle örgütlerini ve liderlerini cilalayıp parlatıyorlar önüne sonuna bir şeyler ekleyerek.

Herhalde bu buluşma için MOSSAD’ın, CIA’nın, MI6’in Ciddiye ajan göndermelerine gerek yoktur. Muhtemelen Dahlan oradadır zaten. Dahlan Grubu olarak zaten toplantı Suudi Arabistan’da yapılıyor. Mısır’da gelmiştir, Ürdün de, BAE ve Bahreyn de gelmiştir muhtemelen. Bakalım Lübnan’dan kimse gelecek mi? HAMAS’tan Sinvar gelecek mi? Abbas gelecek mi? İran’dan kim gelecek?

Suudi Arabistan’da Savunma İş birliği kapsamında zaten MOSSAD elamanları da CIA elemanları da sürekli orsadalar. Blacwater orada. Muhtemelen zaten toplantıyı sürekli izlemişlerdir. Gelen “yerli ve milli monşerler” de bunu bildiklerinde konuşmalarını ona göre yapmışlardır ya da sessizce uslu uslu oturup, isbat-ı vücud edip geldikleri gibi dönmüşlerdir.

İnşallah, kapanış bildirilerinde “Başkenti doğu Kudüs olan Laik Filistin Devleti”ne ONAM verip İsrail’e, ABD, AB, İngiltere ve NATO’ya selam göndermezler. Bizimkiler bir de bu kirli oyununun garantörü olmak için hevesleniyorlardı, ama artık Siyonistler geldikleri noktada Kudüs’ün bölünmezliğini ve kendilerine ait olduğunu ilan ettiler. Çok ısrarlı olunursa, Kudüs’ün doğusunda bir yerleri, “burası da Kudüs” diye gösterip verebilirler.

Bu arada inşallah Sinvar’ı Riyad’a davet etmişlerdir ve Sinvar da gitmemiştir. Riyad Tahran’dan daha kolay bir hedeftir CIA ve MOSAD için. Zaten Suudiler Heniyye için taziye bile yayınlayamadı. 23 yılını İsrail hapishanelerinde geçiren Sinvar’ın kolay bir hedef olmaması gerekir.

Sinvar için DUA ediyorum: Hoşgeldin Yahya Sinvar. Allah (cc) senin de ellerinle cezlandırsın zalimleri ve senin de ellerinle yardım etsin mazlumlara. Sana ve askerlerine, dostlarına selam olsun. Hayırlı bir ömrün ve hayırlı bir ölümün olur inşallah, senin ve           dostlarının. Allah ömrünü bereketli kılsın. Halkın Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olsun. Allah (cc) ölümüze dirimize rahmet etsin. AMİN

Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmak için Lahey'e başvuruda bulunacağını açıklamıştı.

Sahi, bir yıla yaklaştı, niye hiçbir İslam ülkesi, Güney Afrika’dan önce başvuruda bulunmadı. (Ankara madem UCM’ye başvurma düşüncesinde, bunu İİT Dışişleri Bakanları toplantısına getirip, topluca bu başvuruyor yapsalardı. Ama Ankara tek başına başvuruda bulundu). Hadi unuttular, dalgınlıklarına geldi, tek başına cesaret edemediler, niye biri çıkıp İslam ülkeleri, Arap ülkeleri olarak topluca münferiden veya müştereken bir suç duyurusunda bulunmadılar. Hadi onu da yapmadılar, niye G.Afrika’nın açtığı davaya müdahil  olarak katılmak için bu kadar beklemediler. Hani Türkiye’den hukukçular, suç duyurusunda bulunmuşlardı, sahi o ne oldu. Bu arada müdahillik talebimiz kabul edilmiş değil ve bu iş uzun sürebilir. Hatta, arabulucu olacağız diye yarın müdahillik talebimizi de bakarsınız geri çekeriz..Türkiye'nin başvurusu, Uluslararası Adalet Divanı Tüzüğü'nün 63. maddesine dayanıyor. Bu madde, davaya doğrudan taraf olmayan ama BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni imzalamış devletlerin de davalara müdahil olmasını sağlıyor. Türkiye Güney Afrika lehine katılma talebinde bulunuyor. Aynı durumda birkaç ülke daha var

“Türkiye dışında başka ülkeler de müdahil olmak için başvurdu. Şimdi Güney Afrika ve İsrail’in yazılı görüşleri alınacak. Taraflardan birinin itirazı olursa, mahkeme müdahil olmak isteyenleri ve tarafları dinleyecektir. Bu süreç uzun zaman da alabiliyor.

Ve nihayet, lütfedip bir araya geldiler mi henüz net bir bilgi yok.. Büyük ihtimalle yine kınayacaklar, yine bir komisyon kurup işi Co-Mision’a devredecekler.

Açıklandığına göre İsrail'in Filistin halkına, BM kamplarına yönelik saldırılarını ve ihlallerini Heniyye suikastı ve İran'ın egemenlik haklarının ihlali gibi konuların yanı sıra İsrail'in Gazze Şeridi başta olmak üzere Filistin halkına yönelik devam eden ihlallerini,  görüşmek üzere olağanüstü toplanacağı açıklanmıştı.

Bölgedeki Amerikan üsleri, Suriye, Irak, Kürecik, İncirlik  konuşulacak değildi herhalde. HABAT, AGARTHA konuşulacak değildi herhalde. İsrailin boykot edilmesi, İsraille ticaretin kesilmesi gibi konular konuşulacak değildi herhalde.

Muhtemelen bizim yerli ve milli “monşerlere Cola filan gibi boykotlu ürünler ikram. Edilmiştir herhalde, onu da kimse “nezaketen” reddetmemiştir!. Canı sıkılanlar da stresini bastırmak için Marlboro, Camel ya da Winston’la atmaya çalışmışlardır.

Bu arada İran, Suriye ve Lübnan’dan önemli bir karşı cevap vermedi. Rusya, Hava köprüsü işle İran’a askeri malzeme sevkiyatını sürdürüyor. İran destekli Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah, geçen hafta Fuad Şükür’ün Beyrut’ta İsrail tarafından suikasta uğramasına misillemenin yolda olduğunu söyledi. Nasrallah misillemenin “güçlü” ve “etkili” olacağını, suikastın sıradan bir saldırı olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı. Tabii verilen sözlerin gerçek olup olmadığını bundan sonra yaşanacak olanlar gösterecek.

Bu arada dünyada başka neler oluyor: İngiltere’de sokak gösterisi giderek şiddetini artırıyor ve yayılıyor.

Bangladeş'te haftalardır süren hükümet karşıtı protestolar sonucunda Başbakan Şeyh Hasina’nın istifa edip ülkeden ayrılmasının ardından parlamento feshedildi. Nobel Barış Ödülü sahibi Muhammed Yunus, göstericilerin talebi ile Bangladeş'teki geçici hükümetin lideri oldu. 84 yaşındaki Yunus, bu yıl görüşlerinden dolayı hakkında çok sayıda dava açılmıştı.

Bengladeş durulurken, bu kez Pakistan’da gösteriler başladı. Gösteriler mevcut yönetime karşı İmran Han lehine devam ediyor.

Borsalar ve kripto para piyasası da dalgalı seyir takip ediyor.

Evet son durum böyle. İİB Konferansı toplantısının başlandığı haberi geldi, ama gece 22.00 ye kadar sonucun ne olduğunu tam olarak öğrenemedik. Selam ve dua ile.