Tekrar Doha’ya dönecek olursak, ABD, Mısır ve Katar, 12 Ağustos’ta yayımladıkları ortak açıklamada, İsrail ve Hamas'a “Gazze'de ateşkes sağlanması ve esir takası için” 15 Ağustos'ta Kahire veya Doha'da müzakerelere yeniden başlanması çağrısı yapmıştı. Aynı gün Fransa, Almanya ve İngiltere’den “Acil yardıma ihtiyaç var” diye Gazze çağrısı geldi. Tabi yardım konusu da işin kandırmacası. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Gazze'deki sivillerin "acil ve engelsiz şekilde yardım ulaştırılmasına ve dağıtılmasına ihtiyacı olduğunu" vurguladı. Ortak açıklamada, “çatışmaların derhal sona ermesi ve esirlerin serbest bırakılması gerektiği” bildirildi. Bu talebin tahtında müstetir olan mantık şu: “İsrailli esirlerin serbest bırakılması için ateşken çağrısı”.. İnsani yardımı ulaştırmak istiyorsa Batılılar, BM bayrağı altında kendi gemileri ile bu yardımları hemen yerine ulaştırabilirler. Yardım konusu işin kandırmacası.

Mesela, Abbas’ın TBMM’deki konuşmasındaki bir cümleyi İsrail basını nasıl okudu: Times Of Israel gazetesi, "Abbas, Türkiye'de hayatı pahasına da olsa Gazze'ye gideceğini açıkladı",” Gazze’nin tamamının Filistin'e ait olduğunu ve Filistin topraklarını bölecek hiçbir çözümü kabul etmeyecekleri”nin altını çizdi.” “Abbas'ın "Gazze, Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Gazze'de tek başına bir devlet olmayacak. Filistin halkı parçalanmayacak ve asla teslim olmayacak." Alkışlayın! Kulağa hoş geliyor değil mi. Gazze İsrail’le anlaşarak kurulacak Filistin devlete ait bir bölge. Buna kararı biz vereceğiz diyor. Gazze’deki HAMAS’ın tehcir edilmesi, Kassam elemanlarının tutuklanmasını ön gören bir plan bu. Gazze boşaltılacak, Gazze’de kalmasına izin verilenler yeni bir parti kurarak, Abbas’ın başında olacağı FKÖ’ye katılacaklar.

Katar’da HAMAS yok. HAMAS ile Katar ve Mısır temsilcileri üzerinden iletişim kuruluyormuş. Peki niye Türkiye üzerinden değil? ABD adına Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk ile ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns toplantılara katılmış. ABD'li dış politika danışmanına “Abbas ve FKÖ niye masada yok?” sorusuna cevabı açık ve net: “Gazze'de ateşkesle ilgili sürecin tarafları İsrail ile HAMAS’dır.”

  Türkiye Doha’da gözlemci bile değil. Biz Abbas’la idare etmiş olduk. Gelinen noktada aktif taraflardan biri olarak İran da doğrudan ve dolaylı olarak masada yoktu. ABD Katar’da kendi başına gelin-güvey oluyor. Katar ve Mısır Gazzeli yetkililer ile temas ve ikna etmek için masadalar.   Tabi bu “Gazze” ile ilgili bir konu olduğu için Abbas da yok orada.  ABD masada olunca anlaşılan Dahlan’a da gerek kalmadığı için, Suudi Arabistan ve BAE’de yok masada. İsrail’le komşu olan Suriye, Lübnan ve Ürdün ise gözlemci olarak bile kabul edilmemiş. Çünkü bu “tezgah” İsrailli esirlerin takası konusunda geçici bir ateşkes için kurulmuş. Biz de dikkatleri “Abbas Show”u ile başka yöne çekmiş olduk galiba. Bu konuda yazacak daha çok şey var ama bakalım. Mesela durduk yerde ABD, İran’a, Heniyye suikastında görev verilen MOSSAD ile iş birliği yapan ajanların ismini niye verir ki! Belki de ters köşe yapılarak İran’a bu isimler verilirken, onlar İran’dan kaçırılıp başka bir görev için görevlendirilmiş de olabilir. Bu arada, Üst düzey bir Hamas yetkilisi, İsrail'in ateşkes görüşmelerini Gazze'deki savaşı uzatmak adına kullanmak için istediğini söylüyor. Hamas, bu konuda arabuluculuğa soyunanlardan yeni müzakereler başlatmaları yerine, görüşmeleri bir buçuk ay önce kaldığı yerden devam ettirmelerini istiyor. Bu Doha buluşması ayrıca göstermelik bir ateşkes ve başlatılacak ve uzun sürmesi beklenen barış görüşmeleri sürecinde İran, Lübnan ve Yemenin muhtemel saldırılarını durdurmak için bir bahane üretme çabasından başka bir anlamı yok. Keşke Katar bu tür boş işler için ülkesinin kullanılasına izin vermese. Aynı yanlışın bize dönük yanında da “Abbas Show”u vardı.

Evet Filistin davasının ekseni ne? Din mi, ya da İsrail’in razı olacağı, silahtan arındırılmış Laik bir ulus devlet mi? Abbas’ın rotası belli. HAMAS’ın da. Abbas’ın Hılful Fudul, Medine sözleşmesi, Hz. Ömer’in Kudüs emannamesi, Kudüs, Mescid-i. Aksa, Arz-ı Mev’ud, ilk kıblemiz olması, Namazın Farz kılındığı yer olması, İsra’nın gerçekleştiği makam olması gibi bir gündemi yok. Abbas’ın bayramlarda bile namaz için gitmediği bir yer Mescid-i Aksa. Abbas’ı alkışlayanlar kimi alkışladıklarını bilsinler istedim. Unutmayın alkışladıklarınızdan ve alkışlamanız gerekirken alkışlamadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz. Selam ve dua ile