MUKADDİME

Önce selam. Önce bismillah. İnşallah her hafta Cuma ve Cumartesi günleri bu köşede sizlerle beraber olacağım. Biz, aynı Allah’a, Onun Resulüne ve Kitabına. İman eden  kardeşleriz. Biz Müslümanlardanız, işlerimiz istişare ve şura iledir. İttifak ettiğimizde birlikte hareket eder, ihtilaf ettiğimizde birbirimizi mazur görürüz. Değil mi ki, bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikati bir gün bize gösterilecektir. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah (cc) hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz, Allah (cc) bilir. İnşallah haftanın, ilk 4 günü,Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri habervakti.com’da olacağım. Her Pazartesi akşamı Derin Gerçeklerde YouTube kanalında gündemi konuşacağız. Cuma ve Cumartesi burada (mirathaber.com) yazacağım inşallah. Pazar günleri elipshaber.com’da yazacağım ve ayda bir gün Elips Ip Tv  YouTube kanalında gündemi konuşuyoruz. Hafta aralarında YouTube’de, Panorama Tv’de gündemi yorumluyorum. Hakkın ve Halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli ve haykıran sesi olmak için, Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olalım, Yaşadığımız zamana ve mekana, olaylara ve kişilere karşı “Adil şahid”ler olalım diye selam ve dua ile..

VE İLK YAZIM!

Allah (cc)nin sizin hakkınızdaki hükmünü merak ediyor musunuz? Cevabı çok basit, sizi, onları neyle meşgul ediyor ona bakın. Allah kitabında 10 emirden ve bu emirlere uyulmadığında insanların başına gelecek 10 beladan söz eder, tarihten, bazı kişiler ve kavimlerin başına gelenleri örnek göstererek. Allahtan başkasını, din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmeyeceksin

Kendine yukarıda, gökte; aşağıda, yerde; veya derinlerde, yeraltında yaşayan put(lar) yapmayacak, hiçbir kimseyi İdol edinmeyeceksin.. Onların önünde eğilmeyecek ve onlara ibadet etmeyeceksin. Onları mutlaklaştırmayacaksın.

Allah’ı şahid tutarak yalancı şahidlik yapmayacaksın. İnsanları Allah’la aldatmayacaksın.  Çünkü Allah’ın adını yalan yere  yere ağzına alan, İnsanları Allah’la aldatan kişileri cezasız bırakmayacaktır.

Yalnız Ondan yardım dilecek, Ona sığınacak ve Ona kulluk edeceksin. Annene ve babana üf bile demeyeceksin. Sen onlara Allah’ın emaneti için, onlar yaşlandıklarında artık onlar sana Allah’ın emanetidir.

ÖldürmeyeceksinZina etmeyeceksin. (Fuhşa yaklaşmayacaksın), Çalmayacaksın. Yalan söylemeyeceksin, İftira etmeyeceksin. Aklı zail eden şeylerden uzak duracaksın. Komşularının, akrabalarının mülklerine tamah etmeyeceksin. Ölçüyü tartıyı doğru tutacak, yaşadığın zamana ve mekana, olaylara ve kişilere adil şahidler olacaksın.

Netice olarak Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olacaksın. Şükreden, sabreden ve direnenlerden olacaksın, Cahillerden zalimlerden olmayacaksın. Çünkü Allah, cahiller, zalimler, inkarcılar, Müstekbirler, münafıklar ve Mütrefin’ler topluluğunu hidayete erdirmez.

Peki bu emirlere uyulmazsa ne olur?. Onların üstlerine pislik yağdırır, işlerini sarp dağlara sardırır. Allah o toplulukların başına haşeratı musallat eder. Geçmişte İnsanların başına Kurbağa, bit, sinek,  Çekirge, Ebrehe’nin ordusuna Ebabil kuşları gönderildi. Firavunun ülkesinde, Nil nehrinde su kana dönüşüp bütün balıkları ve diğer su altı hayatı bitirmişti.

İnsanlarda ve  hayvanlarda salgın hastalıklar çıkar, iyileşmeyen yaralar çıkar, terör olur, ölen niye öldürdüğünü, öldüren niye öldürdüğünü bilmez. Dolu, fırtına, sel olan yağmur ya da kuraklık, yerin suyu yutması, şimşek, Tusinami, Volkanların patlaması, deprem, yerin batması (Obruklar oluşması), karanlık, yüksek frekanslı bir ses; bitkiler, hayvanlar ve insanlarda toplu ölümler. Peki, bu durumda biz, ülkemiz, bölgemiz ve dünyada durum ne? Siz kendiniz de gözlemleyebileceğiniz gibi, durum, hal ve gidiş iyi değil!  Bugün irtidat almış başına gidiyor. Kimileri atalarının dinine geri dönüyor. Kimiz Allah’a ortak koşuyor, kimi Haşa, Allah’ı inkar ediyor, kimi ise Şeytana tapıyor. Deizm filan aşıldı artık. İnsanlar din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmiş. Onun adına büstler, heykeller dikiyor, ona tazim ediyorlar. Kimi kanaat önderlerini İdolleştirmiş. Din ekomomik, sosyal ve siyasal hayattan tecrid edilmek isteniyor. Şeriatı tehdit olarak görenler, dini irtica, dindarı Mürtecilikle yaftalıyor. Yolsuzluk, hırsızlık desen almış başına gidiyor. Ölçü-tartıda hesab –  kitab yok. Hadi yaşadığımız zamana, mekana, olaylara ve kişilere karşı adil şahidler olacaktık. Bir kişi ya da topluluğa olan öfkemiz, hatta düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmeyecekti!. Bir hırsız, bir bağdan bir bostan çalarken, rüşvet alan biri bir bostan karşılığı bir bağı satıyor.

Eskiden altın paranın ayarı, gramı ile oynayarak hırsızlık yaparlarmış, bugün kağıt paranın değeri ile oynayanlar da aslında aynı şeyi yapıyorlar. “Riba”nın adını “Faiz” koyup, ona haram derken, karşılıksız para basanlar ya da paranın değeri ile oynayanlar da aynı suçu işliyorlar.

Zina etmeyeceksin, hatta Zina’ya yaklaşmayacaksın deniyorda, bugün Lut kavmini kıskandıracak boyuta geldi işler. “LGBT+, Pedefolik satanist”ler, çıplaklar kampı, grub sex’i de geçtiler, sıra enseste geldi Bakın “Sodom ve Gomere”den, “Pompei”den beter bir felaket kapıda. Fuhuş, kumar, uyuşturucu artık her yerde. Swinger modası var şimdi. Escortlar mahalle aralarına kadar indiler.

Cinayet desen artık vaka-i adiyeden. İdeolojik, politik, dini, iktisadi, sosyal gerekçelerle birileri birilerini öldürüyor. Birileri intihar ediyor. Birleri Ötenazinin yasalaştırılmasını istiyor. Kürtaj yasası ile zaten çocuklar anne rahminde öldürülüyor. Düşünsenize, birileri 8 milyar insanının 7,5 milyarını öldürmek üzere planlar yapıyorlar. Böyle bir cinayet için hazırlık yapanlara karşı tepki, sokak köpekleri konusundaki tepki kadar değil.

Yalan söylemeyeceksin deniyordu, yalan söylemeyen kaldı mı, şu “yalan dünya”da. Herkes birbirine yalan söylüyor. En çokta siyasiler kendi halkına yalan söylüyor.  Onların çoğu yapmadıkları, yapmayacakları şeyi, yapmış, yapacaklar gibi söylüyor. Siyaset adeta yalan söyleme sanatına döndü. “yapmış gibi” yapıyorlar, öyle bir algı üretiyorlar. Paralarının değeri yalan, istatistik veriler, kamuoyu araştırmaları yalan büyük ölçüde. Media’ları yalan yazıyor. ABD doları dünyanın en değerli parası gibi, gerçekten bir karşılığı, değeri yok ama o “para’nın metre’si”!. Şeytan onları “Adrenochrome” ile efsunlamış. Onlar “Şeytan’ın sütü ile emzirdiği İnsin Şeytanları”na dönüşmüşler sanki. Onlar çocukların kanında damıtılan bir şeytani iksir. Onlar için Şeytanın sunduğu abı hayat. Bu iksir tecavüz edilen çocukların korkutularak, Şeytana kurban edilmesi / öldürülmesinden sonra alınan kanından elde ediliyor. Onlar için tevbe de yok, kurtuluşta. Çünkü onlar son tercihlerini yapmışlar. Onlar için yasak olan hiçbir şey yok. İcabında insanları Allah’la da aldatırlar. Kendi yapa geldikleri şeyler konusunda başkalarına “yapmayın” diye öğüt vererek suret-i haktan gözükebirliler, Melek maskesi ile kirli işlerini perdelemeye çalışabilirler. Onlar Şeyh de olurlar, Fahişe de, Kıral da olurlar, köle de, artık onlar Şeytanın azad olmaz kölesidirler. Tapınakların altında Şeytana tapınan Satanist, Siyonist, Pedefolikler bunlardandır. LGBT’yi takdis eden papaları da, ya da herhangi bir ülkede, herhangi dinden biri dinden çıkıp bu yola girmiş olabilir.

Peki biz kurtulmak için ne yapacağız?. Önce tevbe istiğfar edeceğiz. 10 emri reddedenleri yanımızdan uzaklaştıracak ve onlardan uzaklaşacağız. Allah’ın (cc) yardımını umanlar, gusül abdesti alacaklar. Üzerlerinde haram olan ne varsa, haram para, haram makam, haram ünvanla, rüşvetle, torpille haram yoldan elde ettiği ne varsa, onu sahibine verecek, ev, araba, mal, mülk, mücevher o her ne ise ondan uzaklaşacak. Onun gusül abdestine  hazırlanması böyle. Olmalı. Sonra gerçekten gusül abdesti alarak yeniden iman etmelidir.

Başkanlarının üzerindeki malı, mülkü, banka hesabını emanet ettiklerinin üzerinde tutarak da Allah’ın gazabından kurtulamaz. Allah (cc) herşeyi, görmekte, duymakta, bilmektedir. O gerçek hüküm sahibidir. Din gününün sahibidir, O gizlediğinizi de, açıktakini de, aklınızdan , kalbinizden geçenleri de, kapalı kapılar arkasındaki gizli buluşma ve konuşmalarınızı, şifreli , kriptolu haberleşmelerinizi de bilmektedir. Kuryelerle alıp verdiklerinizi de bilmektedir.

Yani ilk yapması gereken masiyetten, haramdan, kul hakkından kurtulması gerekir. Yoksa, bunlar olmadan kıldığı namaz, tuttuğu oruç, gittiği hac, verdiği zekat onu kurtarmaz. “İman ettim” demekle yakası bırakılıvermeyecek. “Tevbe ettim” demekle tevbe olmaz. Niyetinde yoluna devam etmek varsa dil ile söylediği insanları kandırmak için uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Böyle yaparak kurtulacağını düşünüyorsa, Şeytan onu Allah’la aldatmaktadır. Ve sonra Allah’ın razı olacağı şeyleri yapanlar, Onun rızasının tecellisinin vesilesi olan bir hayat yaşamak için peygamberlerinin ayak izinde yürüyenler, iman ettikten sonra ameli salih bir ömür yaşayanlar, malları, canları, sevdikleri ile Allah yolunda cihad edenler, sabredenler, sabrı tavsiye edenler müstesna, herkes hüsrandadır. Allah (cc) onları, malları canları ve sevdikleri ile kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Gerçekten iman edenlerle etmeyenlerin birbirinden ayrılmaları için bir çok imtihanlardan geçeceğiz.

Biz, alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz, fitne zamanıdır. Hz. Nuh kavminin, Hz.Lut kavminin, Hz. Musa kavminin, diğer peygamberinin bir çoğunun imtihanından belki de daha zor bir fitne zamanında yaşıyoruz. O peygamberlerin yaşadıkları dönemlerdeki fitnelerin bir çoğu günümüzde, tüm dünyada üstüste geldi.

Bakın peygamberler geldi, Allah kelamı ile konuştular, mucizeler gerçekleşti, ama insanların peki azı iman etti. Hz. Nuh’a iman eden bir gemi dolusu idi, Hz. Lut kavminden yalnız ayrıldı. Mehdi ya da Mesih de gelse, yine kimi iman edecek, kimi etmeyecek. Hz. İbrahim tek başına iman etti. Bir çok peygamber de yalnız başına mücadele etti. Dolayısı ile kimseyi beklemeyelim. Gelen gelir, giden gider. Değil mi ki, sözü dinler doğrusuna tabi olur, yanlışına karşı çıkarız. O zaman Allah bize Hakkı Hak, batılı batıl. Gösterir ve Hak’da toplanırız. Kalpleri çeviren yalnız Allah’tır. Yoksa  haşa babamız peygamber olsa gelse ki artık peygamber de gelmeyecek, biz kurtuluşu haketmedi ise, gemiye binenlerden değilsek bizi kurtaramaz.

Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Görevimiz insanları Hakka ve hayra çağırmak, adaletten ayrılmamak, adil şahidler olmak, istişare ve şura’dan, ehliyet ve liyakattan ayrılmamak, iman edenler olarak salih iman ile sabredenlerden olursak mahzun olmayacağız. Selam ve dua ile.