Kayseri’de yaşanan olayları konuşmadan önce  yıllar öncesine gitmekte fayda var diye düşünüyorum.  Tarih nedir sorusunun cevabını düşünerek analiz etmeyenler çok acılara şahitlik eder. Ders almaktır, düşünmektir insanı farklı kılan.  Hele hele yaşadığınız coğrafyanın gerçekliğini biliyorsanız  siz diğer insanlardan farklı olarak iki kere hata üç kere düşünmek zorudasınız.

 *Ne mi olmuştu ?*

 1955’te asılsız bir söylenti ile galeyana getirilen kişiler, o dönemde Türkiye’de yaşayan Rumların ev ve iş yerlerine karşı, bir vandallık sergiledi. Türkiye’nin imajına büyük zarar veren bu hadise, o gün bugün hafızalarda tazeliğini koruyor.

 *Karekterler farklı olsa da oyun aynı. !*

Kayseri’de 7 yaşındaki Suriye uyruklu kız çocuğunun akrabası tarafından istismara uğraması sonrası başlayan gerilim, birçok ile yayılmıştı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 474 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

İşin en trajik tarafı ise yakalananlar ile ilgili bakanlıkça paylaşılan bilgilerdi.

« Yasa dışı yollara başvurularak gerçekleştirilen provokatif eylemler sonrası 474 şahıs gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan şahısların 285’inin çeşitli suçlardan (göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme, cinsel taciz, dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi) adli kaydı olduğu tespit edilmiştir. »

 *Provokasyonu çıkaran şahıslar, bir gün önce farklı ilçelerden toplanarak kamyonla mahalleye getirildi.*

Çok  sıradan  gibi gözüküyor değil mi ? Bu bilgiler bile Türkiye’de hiç bir olayın öylesine olmadığına kanıt. 

 Birileri  bir şeyler için kolları sıvadı  ve Kayseri’de sokaklar karıştı. Bu olayla paralel olarak, Suriye’nin Afrin, Azez, Çobanbey ve El-Bab kentlerinde de bazı gruplar Türk bayraklarını parçalayıp provokasyon ateşini körükledi…

Ağırlıklı çocuklardan oluşan birileri haddini aşarak bayrakları indirmeye ve yakmaya başladı.

Burada dikkat edilmesi gereken asıl önemli nokta bu bence. *Bayrağa saldırma. !*   Bayrak üzerinden Türkiye’de bir infial başlayacak ve sokaklar  alev yeri olacaktı.  Sorun iki ülkenin mücadelesini zorunlu hale  getirecek ve sonra istenilen olacaktı.

Gezi olayları iktidarın bir oyunuydu diyenler, Ekim olaylarını bir safsata gibi görenler, hendek uydurması diyenler… Kayseri’de yaşanan  ve Suriye’de zirve yapması için çok iyi kurgulanan olaylara bir daha baksınlar.

 İsterim ki olaylara salt iktidar düşmanlığı gözüyle değil de Türkiye’nin geleceği gözüyle bakabilsinler.

  *BU PROVAKASYON NEDEN ?*

  *1.İkdara Yönelik :*

▪Başkan Erdoğan’ın Suriye ile normalleşmeye ilişkin ilk resmi açıklaması havada kalsın istiyorlar. Böylece bitmeyen bir Suriye ve Türkiye gerilmi. Buna bağlı olarak devam edecek benzer provakatif olaylar ile köşeye sıkışacak iktidar.

▪Türkiye ve Suriye’nin karşı karşıya gelmesini şu anda olumlu dediğimiz süreç tıkansın ve sekteye uğrasın istiyorlar. Mülteci sorunu , kitlesel gerginlikler ile boğuşan bir iktidar . Böylece kaotik bir ortam oluşturarak  iktidarı, köşeye sıkıştırmak ve devam eden  ekonomik sorunlar ile bu olayı daha da içinden çıkılmaz bir hale doğru sürükleyip  erken seçim kararına  mecbur bırakmak.  Yani Erdoğan’ı bu vesileyle devirmek…

 *2. Dış Politik Hülyalarına Yönelik :*

▪Erdoğan, New York Times’a yazdığı bir makalede « Türkiye’nin gözetimi altında, daha önce YPG ya da IŞİD’in kontrolü altında olan bölgeler, seçimle iş başına gelmiş konseyler tarafından yönetilecek. Terör örgütleriyle bağlantısı olmayan şahıslar bu yerel yönetimlerde kendi topluluklarını temsil etme hakkına sahip olacak. » diyordu.  Emperyal Çıkarlarına ters gelen bu barışçıl ve Türkiye’nin güvenliğini esas alan isteğin başarılı olmasını engelemek.

▪Kaos oluşturarak  Türkiye’yi güvenlik amaçlı kontrol ettiği bölgelerden  çekilmeye zorlamak.

▪  Ankara, « terör örgütü » olarak gördüğü YPG’nin, sınır bölgesinden en az 20-30 kilometre derinliğe kadar çekilmesini taleplerini hepten yok etmek ve parelel bir devlet kurmak.

▪ Türkiye »nin yeni güvenlik merkezli dış politikasına engel olmak.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni güvenlik anlayışının, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta niçin bulunduğunun ve daha etkin şekilde yer almak istediğinin açık ifadesi olduğunu dile getirdi ve “Artık iş kapıya geldikten sonra müdahale etme dönemi bitti. Şimdi bataklığı kurutma döneminin yaşandığı bir sürecin içerisindeyiz. Bu olay nerede, şurada ; orada bütün iş bitecek. Öyle sabredelim, bekleyelim, buraya gelsin ondan sonra müdahale edelim ; yok, o geçti” ifadelerini kullandı. Bu hedef gerçekleştiğinde dışarıdan Turkiye’ye müdahale  imkânsiz hale geleceğinden dolayı buna izin vermemek.  Hem Suriye hem de Irak sınırında Turkiye Cumhuriyeti Devletini zora sokacak terörize eylemlere, provakatif olaylara ortam oluşturmak.

▪İsrail konusundaki tutumuzu cezalandırmak.

▪Bölgede kalıcılığı zora giren ABD’yi rahat hareket edecek  konuma yeniden getirtmek.

▪ Türkiye’nin Rusya ve Ukranya savaşındaki büyük devlet tavrını cezalandırmak.

▪Akdeniz’de , Afrika’da,Orta Asya’da…bir denge konumuna gelen Türkiye’yi tekrar iç politik olumsuzluklar ile boğuşan bir hale geri dönüştürmek…

Bölgede yaşanan tüm gelişmelerin sonuçlarının doğrudan Türkiye’nin geleceği ile ilgili olduğunu unutmak büyük bir aptallık olur. Temmuz ayına girerken böyle bir provokatif olayı öylesine okumak bana göre kocaman bir zavallılık.

Gezi, Ekim olayları, Hendek ihaneti, 15 Temmuz işgal girişimi…

Eğer konu Türkiye ise derinlikli düşünmek elzem bir hal almalıdır.

Kaos emperyalizmin en büyük silahıdır.  Hepimiz bu bilinç ile yol almak zorundayız. 

   «  BAŞKA TÜRKİYE YOK ! »