Kurtlar döndü kuzuya,
Başlar ihanet etti,
Kalem ile yazıya,
Tuşlar ihanet etti.
Bu iş akla yatmıyor,
Yoğurt maya tutmuyor,
Bülbül güle ötmüyor,
Kuşlar ihanet etti.
Vaatler hep lakırdı,
Erkekler pis kıvırdı,
Sahibini ısırdı,
Dişler ihanet etti.
Ömer Liman
Gazze yerle bir oluyor… Terör devleti tarafından bu süre içerisinde 900 kilometrekarelik Hiroşima’ya atılan atom bombasından 4-5 kat daha fazla etkili binlerce bomba (100 bin kadar deniyor) 360 kilometrekarelik Gazze Şeridi’ne atıldı.
Bunların içinde kullanılması Uluslararası Savaş Hukukuna göre suç olan ‘Fosfor Bombası’ da var. Dolayısıyla neredeyse taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmadı Gazze’de.
Atılan bombalardan ötürü hava solunamıyor, nefes alınamıyor, sular içilemiyor…
Ve sözde Müslüman ülke devletleri ve onların yöneticileri ve ne yazık ki halkları, bir iki göstermelik eylem dışında, seyrediyorlar bu insanlık dışı katliamı.
İhanet sarmış tüm hücrelerini çünkü onlar için esas önemli olan saltanatları.
ABD başkanının Arap yöneticilere yönelik söylemlerini unuttuk mu?
“Bir gece bile o koltukta duramazsınız. “
Türkiye’de yükselen isyan sesleride bastırılmaya çalışılıyor. Ekonomik kriz kavramını hepimiz konuşup dururuz ancak çok basit bir örnek;
Daha önce 470 TL ‘ye satılan bir temizlik malzemesini nasıl %50 indirim ile satabiliyor 3 harfiler. Yerel seçimler sürecinde kazanma ihtimali olmayan sözde Filistin aşıkları neden iktidarın gündemini buraya çekme savaşında? Neden Filistin meselesi gündemden düşürülmek isteniliyor ?
Kupa maçı, kilise saldırısı, Fatih’te yaşanan cinayet , İzmir’deki taksici cinayeti...bunlar çok sıradan ve öylesine olaylar olamaz . Bunlar bu coğrafyada yaşanıyorsa hiç sıradan olamaz.
Neden mi bunları anlatıyorum ?
Bir ihanet var sağlı sollu ve buna çok basit bir düzlemde bakmamak gerkiyor.
Neden mi susuyor çoğu İslam ülkesi yöneticisi?
Elleri mahkûm da ondan!
Niye elleri mahkûm?
Çünkü saltanatlarını korumak için ABD, İngiltere ve İsrail’e verdikleri sözün, anlaşmanın gereğini yerine getirmek zorundalar.
Nedir anlaşma?
“Anlaşma şu:
1. Biz sizin saltanatınızı koruyalım.
2. Size sorun çıkaracakları bertaraf edelim.
3. Size gerekli tüm destekleri verelim...
*Biz bunları yapalım sizden de istediğimiz şu:*
İsrail’in güvenliğini arttıracaksınız, önündeki engelleri kaldıracaksınız...
Asıl acı bu zaten. Senden gibi olanların eliyle vurulmuş olmak. Ancak ihanet eden mutlaka ihanetinden boğuldu. Ama bugün ama yarın belki yarındanda yakın.
İnşallah
*Bir hikâye var.*
Birkaç farklı varyasyonu var. Biz bir tanesini alıp anlatalım. Hikâye şöyle:
Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim, tebdil-i kıyafetle Kuşlar Çarşısı’nı geziyordur.
Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, yetenekli kuşları satıyorlar.
Hoş sesli bülbüller, kanaryalar, konuşan papağanlar, parlak tüylü çeşit çeşit kuş türleri.
Bir ara Yavuz Sultan Selim’in gözü kekliklere ilişir…
Bir grup kekliğin kafesinin üzerindeki yazıda “Tane işi satış, tanesi 100 akçe” yazıyor.
Hemen yanı başlarında, onlardan ayrı olarak tutulan, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 3000 akçe. Padişahın gözü 3000 akçelik kekliğe takılır.
“Hayırdır” der satıcıya ve sorar: “Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 100 akçe, bu tek başına 3000 akçe?”
Satıcı, “Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor.” Der. “Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar.” Diye de ekler.
Padişah “Satın alıyorum!” der ve 3000 akçe verir.
Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını koparır.
Adam şaşırıp, “Ne yaptın be adam, en maharetli kekliğin kafasını koparttın, yazık değil mi” diye dövünürken; Yavuz Sultan Selim gürler: “Bu kendi soyuna, hem cinsine, kendinden olana ihanet eden bir kekliktir. Bunun hak ettiği ancak budur.”
Yanlış anlaşılmasın, “kafasını kopartmak lazım” demiyorum. Ancak, “Müslümanların basiret sahibi olması lazım” diyorum, uyanık olmak lazım diyorum. Yoksa aldatıcılar böyle satılmışlar üzerinden her türlü pis oyunu devreye sokuyor. Sözde lider görünümlü zevatları da konuştururlar ve istedikleri oyunları kurgularlar .
Onları görsen adam sanırsın ama onlar içi boş kütük gibidirler. Onların tümünün amacı, insanları hakikatten uzaklaştırmak, Müslümanları birlikten uzaklaştırmaktır.Ancak bunu başaramayacaklar. Bu çabaları sonuçsuz kalacak, harcadıkları para, zaman ve emek heder olacak ve bu onlara yürek acısı olarak kalacaktır. Filistin davası Allah’ın izniyle muzafer olacaktır.
