Yazımıza islam aleminin 1 muharrem (salı günü) 1432 yeni yılının hayırlı, bereketli ve huzurlu geçmesini yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah’tan dileyerek başlıyorum. Ne zaman bu milletin yüzü gülmeye, İslam Alemi “makus talihini” yenmeğe başlasa, yine aynı kafa, aynı el ve aynı metod devreye giriyor... İşgaller, suikastler, yalan ve iftira kampanyaları… Kendilerinden başka tüm insanlığı ‘köleleri’ gördüğü için huzur ve rahatı bizlere haram kılmaya çalışan siyonist şer çevreler yeniden düğmeye bastılar. Kendilerini ABD ve AB eliyle ‘Nato Sigorta Şirketine’ sigortalattıranların panikleyerek kurdukları yeni bir tezgah ve senaryo ile karşı karşıyayız...

Haziran 2011’de yapılacak tarihi genel seçimler öncesi Wikileaks adlı internet sitesinden dünyaya yansıyan iddialar, zamanlaması ve bizzat Türkiye’yi hedef alması açısından büyük bir öneme sahip! Türkiye’nin tüm dünyada ve özellikle İslam dünyasında önlenemeyen yükselişinden, kazandığı itibardan ve güçten son derece rahatsız olan İsrail’in, küresel bir hamlesiyle karşı karşıyayız. İsrail; kendisini dünyada hak ettiği konuma düşüren, itibarını üç paralık eden, dünyada yalnızlaştıran Türkiye’den ve Türkiye’deki mevcut iktidardan gerçek bir intikam almak istiyor. AK Parti’yi her platformda “yıkılması gereken bir düşman” olarak gören uluslararası siyonist çetenin ‘bir taşla birden fazla kuş vurmayı’ amaçlamış olan bu hamlesi karşısında son derece dikkatli ve soğukkanlı bir yol izlemek gerekiyor.

Kendilerine mesafeli duran Obama liderliğindeki ABD’nin bölgedeki çıkarlarını bile yerlebir etmeyi, AB ülkelerinin liderlerini şamar oğlanına çevirmeyi ve İslam ülkelerinin son yıllarda başlayan yakınlaşmasının arasına büyük fitne bombaları bırakmayı hedefliyorlar. Ayrıca seçimlere giden ülkemizde, milletimizin aklını “çamur at, tutmazsa izi kalır” kabilinden iddialarla bulandırmaya çalışan bir kampanyayı başlattılar. Uluslararası etkileri olacak bu fitne, son derece dikkatle hazırlanmış, peyderpey servis edilecek iddialarla uzun süre dünya ve ülke gündemimizi meşgul edecek gözüküyor.

Ne var ki, tüm dünya kralın çıplak olduğunu artık gördü. Süper gücüne (!) rağmen girdiği tüm savaşlardan hezimetle çıkan, devletinin en önemli evraklarına (mahremine) bile sahip olamayan, günden güne dünya halklarının nezdinde itibarı beş paralık olan bir süper güç (!)… Filistin’de, Lübnan’da askeri itibarı yerle bir olan, zulmü kendine şiar edinmiş, bölgesinde hiçbir halk tarafından istenmeyen, dünyada en çok nefret edilen, tüm efsanevi gücü, dünyaya nam salmış sahte şöhreti bir “one minute” sözüyle yerle bir edilebilen, güçlü devlet olduğunu iddia eden bir İsrail..

Dün, yurtdışında kumarhanelerde yediği yumrukla itibarımızı yerle bir eden eski Dışişleri Bakanı’nın zilletini yaşıyorduk, bugün dünyanın 100 entellektüeli arasında gösterilen bir Dışişleri Bakanımızın haklı gururunu taşıyoruz.

Dün, emperyalist güçlere hizmetkarlık yapmış, kendi içinde düşman üretmekle meşgul olmuş ve tüm komşularını kendisine düşman olarak belirlemiş bir ülkeydik. Bugünse Filistin’den Malezya’ya, Kosova’dan Lübnan’a milyonlarca insanın sevgisiyle karşılanan bir ülke konumuna geldik. Ülkemizin Başbakan’ı ekibiyle beraber çözülmez sanılan devasa sorunları Allah’ın dilemesi ve yardımıyla çözebiliyorsa Rabbımıza hamd ve şükrümüzü artırmalıyız. Haklı olmak, Hak sahibi olmak ve Hakk’ın yanında olup, Hakk’a dayanıp akılla, cesaretle ve ferasetle adım atabilmekten öte bir güç yok…

Haklı, doğru, ilkeli ve onurlu bir siyasi duruşun elbette ki bir bedeli vardır. Biz tarihimizde bu bedelleri ödeyerek Hakk’ı ayakta tutan devletler ve imparatorluklar kurmuş bir milletiz.

Bölgemizdeki moral üstünlüğümüzün farkında olarak, istikrarımızı devam ettirmek suretiyle çalışmaya, yılmadan usanmadan devam etmeliyiz. Küçük siyasi hesaplar içine girmeden, en büyük gücümüz olan Rabbimizin rızasını kazanıp, birliğimizi bozmadan, sevgiyi ve kardeşliği yayarak bu oyunları bozacağız

Onlar; düşmanlık ekecek dünyamıza, bizler; barış tohumları…

Onlar;  fitne ve iftira ekecek, bizler; birlik ve doğruluk tohumları…

Onlar;  korku salacaklar dünyaya, bizler; cesareti yaşayarak öğreteceğiz…

Onlar;  zulümlerine devam edecek, bizler; adaleti ayakta tutanlar olacağız…

Onlar;  nefreti ve kıyameti olacak insanlığın, bizler; umudu ve hizmetkarı olacağız

 “Hak şerleri hayreyler, sanma ki gayreyler, arif onu seyreyler, mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler!”

Yüzünüzden tebessüm, dilinizden dua eksilmesin.

-