Eğitimde müfredat değişsin,

Ders kitapları yalan yanlış bilgilerden arındırılsın,

Öğretmenlerin eğitimine ayrıca önem verilsin falan…

Bunların hepsi olsun da…

Yıllardır “sorgulayan, özgür, hayır demesini bilen” nesil yetişsin diye yaygara kopardılar.

Evet, öyle bir nesil yetişti maalesef.

Maalesef diyorum çünkü elimizdeki verilere baktığımız zaman ortaya çıkan tablo vahim.

Sorgulayan nesil neyi sorguluyor? Önce bu sorunun cevabına bakalım.

Sorgulayan nesil, statükoyu değil gelişmişliği sorguluyor.

Batılılaşmayı, batının kölesi olmamızı değil özümüzü, değerlerimizi sorguluyor.

Köyünden, geçmişinden, ana-babasından nefret eden bir nesil dolaşıyor piyasada.

Hayır! Demeyi öğretmişiz yeni nesile.

Ne olmuş sonra?

Ne olacak, anaya hayır, babaya hayır, dostuna, arkadaşına hayır, kardeşine hayır diyen sadece kendisini düşünen, kendisinden başkası umurunda olmayan, bencil, ucube bir nesil oluşmuş.

Sokakta gördüğü bir hayvanın başını okşamayı, ona su, ekmek vermeyi insanlığın tek nişanesi olarak gören ama öte yanda binlerce bebek katledilirken dönüp bakmayan çok tuhaf bir nesil.

Bırakın katledilen bebekleri dert etmeyi, onları katledenlere destek veren firmalardan inadına alışveriş yapan neidüğü belirsiz bir nesil işte.

Özgür bir nesil yetiştirmişiz.

Özgürlüğü fikir anlamında, teslimiyet anlamında değil de başıboşluk olarak algılayan, açılıp saçılmanın, istediği her şeyi yapabilmenin, evini, ailesini, ana babasını kardeşlerini, çoluk çocuğunu ihmal etmeyi özgürlük sanan, daha fazla para harcayarak daha çok özgür olacağını düşünen bir nesil.

Birlikte çay içtiği arkadaşının hesabını ödemekten kaçınacak kadar bireyselliği, bencilliği ön plana çıkaran bir nesil.

Memleketin hayrına yapılan iyi işlere sevinemeyecek kadar köreltilmiş bir nesil.

Sorgulayan evet ama sadece iyiliği sorgulayan bir nesil.

Memleketin faydasına hiçbir şey yapmayan ideolojileri ve o ideolojilerin temsil ettiği güruhu gözü kapalı destekleyen mankurtlaşmış bir nesil.

Hiçbir şey yapmayan yöneticileri savunurken tek bir örnek bile gösteremeyen, konuşurken ağzını yüzünü şekilden şekle sokan ama yığınlarca hizmeti olanlara dudak büken bir nesil.

Dünyanın öteki ucunda hastalanıyor, devletin imkanlarıyla, özel uçakla evine getiriliyor ve bırakın teşekkür etmeyi, getirenlere hakaret ediyor.

Milletin parasıyla okuyor ama milletine değil elin gavuruna hizmet için yurt dışında çalışmak için sıraya giriyor.

Devleti uçak yapıyor, yapılan uçağa sevineceği yerde dalga geçenlerle bir olup devleti sorguluyor.

Beni bir sen anladın, sen de yanlış anladığın dediği gibi şairin…

Gerçekten sorgulayan, doğruyla yanlışı ayırt eden, sadece kötü niyetli kimselere hayır demesini bilen, teslim olunmazsa özgür olunamayacağını anlayabilen nesil yetiştirmemiz gerekiyor.

Yanlışlara körü körüne bağlanan değil…

Mustafa Süs