Hayat denen meşgalenin ağırlığı malum. Her geçen gün zoru zorda kaybettiren bir mücadelenin müdavimiyiz. İktisadi güçlüklerle imani refleksler arasında kurduğumuz köprüleri tahkim ederek yürüyoruz. Eskilerin "yıkılası hanede evlâd-ı ıyal var" sözüyle bayraklaştırdığı asli zaruretleri, yerine getirmek üzere çokça sıkılıp sıkıştığımız sır değil! Hamd ve şükür kalkanıyla savuşturduğumuz musibetler, yoksunluklar, yoksulluklar; imtihanımızın çetinleştiği yerde "of" çektiriyor ister istemez. Geçinme sorunu, karda yuvarlanan bir kar topu gibi! Mevcut manzarada hepimizin bir kaç kardan adamı var. Kardan adam, çocukluk zamanlarımızdan hoş bir anı, gözleri kömürden... Geçinme telaşı ise, her vakit alıp götüreceğini tahsil ediyor ömürden! Sorunlara göğüs gererek de olsa bir şekilde geçiniyoruz.

Geçindiğimiz başka hususlar da var ekonomik çerçeve dışında kalan... Doğru ve dürüst geçiniyoruz mesela! İnsan geçiniyoruz. Müslüman geçiniyoruz. Hakperest pozları kesip başkasının sırtından geçiniyoruz. Ele verip talkını, yutuyorken salkımı; mütevazı geçiniyoruz. Gerçek yahut hakikat diye dil dökerken, hakikatten geçiniyoruz. Bunlar da bir nevi geçinme sorunu mu aceb?

Evet geçinme sorunumuz var. Öyle böyle değil üstelik! Mesela birbirimizle geçinemiyoruz. Herkesin herkesle takıştığı, bozuştuğu, hasımlığa kadar taşıdığı bir geçimsizliği var. İtişip-kakışmadan işimiz rast gitmiyor sanki! İpi kopmuş tesbih taneleri gibi dağınık, tabiyet beklerken fütursuz; sevgi, saygı zaten hak getire! Hani ne derler: Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet vardır. Mecburiyetleri hırka misali çıkarıp atmışız üzerimizden... Belki bu sebepten şirazesinden atmış herşey! Geçimsizlik, geçinme üzerinden geçiniyor olmamızdan olmasın? Kolektif bir "kibr-i hafi" elinden muzdarip kaldık belki de!

Putlarla döşediğimiz zavallı gönül sarayı, nasıl savsın başımızdan bunca geçimsizliği? Geçinme sorunu denildiğinde akla ilk gelen ekonomik merkezli meseleler haliyle! Çokça konuşulup tartışılan hususlar keza... Sonu "-flasyon" ekiyle biten bir sürü kavram da kelime haznemizde yerini alıyor tabii olarak. Çok düşündüm. Bu kavramlara bir tane de ben ekleyeyim dedim acizane... Bizim bütün dertlerimizin temelinde yatan sebebin "şirkflasyon" olduğu -hâşâ- hükmünü verdim.

Rahmetli Nefi'yi söyleterek bağlayalım sözü:

"Ey dil hele alemde bir adam yoğ imiş

Var ise de ehl-i dile mahrem yoğ imiş

Gam çekme hakikatte eğer arif isen

Farz eyle ki el'an yine alem yoğ imiş.."