Siyasi  liderlerin memleket yararı için, bir araya  gelmelerini  yürekten  destekliyorum. Bu  Vatanın sıkıntılarına çözüm bulmak, ortak noktalarda buluşmak ve birlikte  hareket etme geleneği umarım en kısa zamanda oluşur.
Bu yakınlaşmanın tabanda da olumlu yankıları olacağı fikrini  taşıyorum. Çünkü insanlar ayrışmadan, ötekileştirmeden, çok rahatsızlar. Aklı selim yakınlaşmayı, birlikte hareket etmeyi gerektirir. Sonuçta Bu Ülkenin sorunlarını siyaset adamları çözmek için gayret göstermektedirler. Hata ve yanlışlar elbette olabilir. Ancak uyarıları dikkate almak, hata ve yanlışlardan  dönmek bir erdemdir. Sonuçta Ülke yararı söz konusudur.
Vatan ve Devlet için samimi içten yapılacak her adım karşılığını bulacaktır. Bu birliktelik Ülke kaynaklarının daha iyi yönetilmesine katkı verecektir. Yolsuzlukla, kayıt dışı ile, sahtekarlıklarla, vergi kaçırma girişimleri ile  daha güçlü bir şekilde mücadele edilecektir. Böylece kişi başına düşen milli gelir  yükselecektir. Böyle bir durumu hayal etmek bile, güzeldir.
Kimi zaman Yurdumuz siyasetçilerinin bir kısmı yapılan bazı şeylere karşı çıkmaya kendisini odaklamıştır. Bu gelenek çok partili döneme geçtiğimiz zamandan beri; gelenek haline gelmiştir. O dönemlerde Dünya gündeminde petrol olduğu için Dünyayı yöneten güçler; Türkiye'nin, petrol aramalarını engellemişler, bu ihtiyaçlarının kendileri tarafından daha ucuz karşılanacağını  belirtmişlerdir.  Böylece, dışarıya bağımlılık başlamış ve artmıştır. Son yapılan araştırmalarda petrol çıkarmak adına yapılan çalışmalardan, sonuç almaya başlanması onun delilidir. Ekonomik alanda; bizi teslim almışlardır. Bugün itibari ile; Milli gelirin yarıya yakını, dış ülkelere enerji  karşılığı olarak para olarak  ödenmektedir. O nedenle, tüm enerji araştırmalarına devam edilsin istiyoruz. Kazanılacak her başarı, dışa bağımlılığın daha azalması, demektir.
O zaman, Soruyorum size bu nasıl bağımsızlıktır? Kazandığın her liranın neredeyse; yarısını dış devletlere vermek mi bağımsızlıktır? FAİZ LOBİSİNE  KAPTIRMAK MI BAĞIMSIZLIKTIR? Üstelik, Bu Ülkede bağımsızlıktan yana olduğunu iddia eden kesimler, bu enerji açığını kapatmaya yönelik tüm çalışmalara karşı çıkmaktadırlar. Eğer güçlü bir Ülke olmaz  isem; nasıl çalışan kesime daha dolgun ücret, asgari ücretle çalışana daha iyi para verebilirim?  Ülkenin refah seviyesini nasıl yükseltirim?  Enerjiyi böyle tüketerek, yabancılara hep muhtaç olarak, bu iş gerçekleşmez.
Hatırlıyorum da bu zihniyet  geçmişte boğaz köprüsünün yapımına da karşı çıkmıştı. Araştırdığım zaman bakıyorum, en çok bu imkanlardan kendileri yararlanıyorlar. Hem, enerji kaynaklarının  çoğaltılmasına karşı çıkacaksın, hem de o nimetlerden en fazla sen istifade edeceksin pes doğrusu. Peki bu açığı ortadan kaldırmak, yahut bu coğrafyanın insanını yabancılara bu alanda muhtaç etmemek için bir önerin var mı?  Yok. O zaman insanın şöyle diyesi geliyor. Elektriği kullanmayın, cep telefonlarını atın, uçağa binmeyin, arabaları terk edin, elektrikle çalışan tüm ev aletlerini çöpe atın… Bakın o zaman; en fazla ona da karşı çıkan insanlar; bu projelere karşı çıkanlar  olacaklardır. Bizi çağdaş yaşamdan mahrum mu etmek istiyorsunuz? Diyeceklerdir!
Evet, siyaset yapılır. Rakip partiler arasında çeşitli fikir ayrılıkları olabilir. Metotlar, yaklaşım tarzları tartışılabilir. Ama, bunların üstünde bir memleket meselesi denilecek konular vardır ki; o konularda tüm siyasilerin ortak düşünmesi gerekir. Çünkü ortada Ülke yararı vardır. O zaman insana sorarlar; sen bu Ülkenin yararını istemiyor musun? Diye. İşte o an  oturup çok iyi düşünmek lazımdır. Batı ülkelerinde böyle şeyler gündeme geldiği zaman; Ülke yararı her şeyin üzerinde tutulur. Doğru olanı budur.
Vatanımızda son zamanlarda nükleer enerji meselesi tartışılıp duruyor. Yapılsın mı? yapılmasın mı? Hemen birileri istemezük, dediler. Yani, Ben böyle fakir, yoksul yardıma muhtaç yaşamaya razıyım. Temel ihtiyaçlarımı bile zar, zor karşılıyorum.  Ülkemin kazandıkları paraları siz yabancı ülkelere enerji nedeni ile; her sene ödeyin. Bana tesis, mesis yapmayın. Ülke insanının çoğu böyle mi düşünüyor! Tabii ki HAYIR.  Ülke insanı daha refah içerisinde, kimseye muhtaç olmadan kendi, kendine yeten bir Ülke olmayı istiyor.  
Bu nedenle  siyasi liderlerin ortak paydada buluşmak adına yapacakları tüm olumlu girişimleri destekliyorum. Ortamın yumuşaması, kin ve nefret söylemlerinin ortadan  kalkması gerekir. Bizler birbirimize  sıkılmış yumruklarla değil, barış için uzatılan samimi sıcak eller ile tokalaşmayı becermeliyiz. Samimi ve içten yapılan tüm girişimler sonuç bulacaktır. Böyle düşünüyorum.
Ben siyaset adamı olsaydım  Ülkenin üzerine konacak olan bir tuğlayı alkışlarla desteklerdim. Kim yaparsa yapsın sonuçta,  Ülkem kazanacak derdim. Onunla gurur duyardım.
Beklentimiz o ki; Siyaset adamlarımız; Ülke yararını direkt ilgilendirecek bu türlü meselelerde; hemfikir olsunlar, İnsanımızın beklentisi budur. Siyaset tercih ve yorumlarının üzerinde; bir MEMLEKET meselesi ve Memleket yararı kavramı, siyasilerin ortak paydası olsun, diliyoruz. Çok şey istemiyoruz...