BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHIIM Ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim’in sadece bu Ayeti Kerimesi bile insanlığın aradığı huzuru, mutluluğu, bereketi ve barışı temin etmeğe yeterlidir. Geçen hafta geçmiş olsun ziyaretinde bulunduğum Başbakanımız Receb Tayyib Erdoğan kardeşimizin misafir kabul salonunda kendisi ile görüşürken, duvarda “Festekım kema umirte” yani; “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayetinin yazılı olduğu büyük levha dikkatimi çekti. Tıpkı kendisine her gün “Ölüme hazır mısın? Bugün Allah için ne yaptın” uyarısını yaptırtan devlet başkanı Hz.Ömer (ra) gibi, kendisine ve ziyarete gelenlere her gün “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ilahi mesajı hatırlattırıyor elhamdulillah. Başarısının ve milyonlarca mazlumun sevdalısı oluşunun sırrını o levhada gördüm. Allah hayırlı, sıhhatli, sağlıklı uzun ömür ihsan etsin. Onu ve bizleri çevremizde ve dışarıda doğruluktan nasibi olmayan ganimet ve makamkolik menfaatçilerin şerrinden ve hasedinden muhafaza buyursun! Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav); “Benim ümmetim her günahı işleyebilir ama asla yalan söyleyemez (doğruluk ve dürüstlükten asla ayrılmaz)”, Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (Hud S.112) ayeti kerimesi inince de; “bu ayet beni yaşlattı” buyurarak tüm Müslümanları ailede, sosyal hayatta, ticarette, siyasette velhasıl her yerde ve her işimizde doğru, dürüst olmaya davet etmektedir. Servete, şehvete ve şöhrete esir olanları bu ayet yaşlatmaz, terletmez. Tüyü bitmemiş yetimin ve beytülmalin hakkını yemeleri vicdanlarını sızlatmaz. Allah’ın ilkelerine göre doğru olan toplumların yasalara ve yaptırımlara ihtiyacı yoktur. Adliye ve emniyet görevlilerini artırmağa gerek yoktur. Görkemli adalet saraylarını ve karakolları çoğaltmaya da ihtiyacı yoktur. Mağazalarında, yollarında ve evlerinde kontrol kameralarına da gerek yoktur. Çelik kapılara ve kasalara da ihtiyaç yoktur. Makamlara ve mallara rükû hatta secde edercesine eğilenlerin dosdoğru olmaları mümkün değildir. Dost ve düşmanlarını da tanımaları da zordur. Hepimizin mutlaka

tadacağı ölüm gerçeği bizleri dosdoğru ve dürüst olmaktan nasıl uzaklaştırabilir? Sonsuzluk âlemi Ahiretin büyük duruşma ve buluşma günü bir nefes kadar yakınken doğruluk ve dürüstlükten nasıl uzak yaşayabiliriz? İslami oksijeni teneffüs edemeyen toplumlar şeytani izmlerin karbondioksit zehirleriyle dürüstlük ve doğruluk ilkelerinden uzaklaşırlar. Bu çarpık kapitalizm, sosyalizm, faşizm bataklığı rejimlerde; ana babayı huzurevlerine gönderebilen hayırsız nesiller türer. Mahkemelerin yanlış ve haksız karar almasına sebep olan parayla tutulmuş yalancı şahitler, davaları satan avukatlar yargıçlar çıkar. Sakat malı sağlam diye satan ve eksik tartan tüccarlar çoğalır. İnşaat malzemelerinden çalarak bina yapan müteahhitler türer. Kendisi gibi düşünmeyenleri ihanetle suçlayan, seçmenini ve samimi tabanını her defasında yalanlarla aldatan siyasiler oluşur. Yıllarca beraber yürüyüp ıslandığı kardeşlerinin iktidarını, hasedinden devirebilmek için her türlü yalanı, iftirayı mübah gören siyasiler oluşur bu ...izm bataklığında. Nefislerimize uyarak dürüstlük ve doğruluk ekseninden saptık mı; hainliği ve İslam nizamımıza düşmanlığı sülalece tescillenmiş Suriye’deki Yezidi Esad ailesinin kapısında dilenci olma zilletine düştüğümüzün farkında bile olmayız. Mal ve makam hırsıyla vefa ve sadakat ekseninden saptık mı Merhum Hocamızın emaneti FATİH yavrumuza ve ailesine bile tahammül edemez hale düşeriz. Ve bu Yezidi zulme “Edep ya hu! İnsaf ya hu! Merhamet ya hu!” diye haykırmak isteyen vicdan ve merhamet sahibi olan her kişiye de hain damgasını vurmaktan çekinmezler. Bütün bu ve benzeri hastalıklardan kurtulmak Allah’ın emrettiği şekilde dosdoğru ve dürüst kul olmakla mümkündür. Bunun yolu da nefis muhasebesinden ve İslami eğitim seferberliğinden geçer. Evet, Allah’ın emrettiği şekilde dost doğru olmak; İslami ilkeleri Allah’a kulluk şuur ve bilinci içinde yaşamakla mümkündür. İnsan beynini kemiren haset, hırs, bencillik, kibir, iftira, yalan gibi kanserden beter hastalıkları gıpta, cömertlik, yardımseverlik ve kardeşlik ilaçlarıyla tedavi etmek kişiyi doğru ve dürüst olma erdemine ulaştırır. Dünyada her şeyin geçici bir zevk, eğlence ve oyuncaktan ibaret olduğunu unutmayarak, ölüm ve ötesi hayatı çokça düşünmek doğruluğun doğumunu sağlar. Mahkemelerde hakimde, mahkumda ve şahitte doğruluk, adaleti ve adil kararı gerçekleştirir. Yalanın, dolanın kurbanlarını kurtarır. Zulmü önler. Ailede doğruluk, boşanmaların önüne geçer. Çocukları ana babaları sağken yetim olmaktan kurtarır. Yuvada sevgiyi, huzuru ve güveni sağlar. Ticarette doğruluk bereket ve emniyyettir. Ve bu doğruluk mal ve makamların sahibinin yalnız Allah olduğuna inanıp kendimizin birer emanetçi olduğumuza imanla sağlanır. Fakiri, mağduru, mazlumu ve bilhassa ilim tahsil eden imanlı nesli gözetmek dosdoğru olmanın meyveleridir. Siyasette doğruluk kuyu kazanların oyununu bozar. Haset ve haris kardeşlerini Yusuf’un iktidarına muhtaç eder. Ve pişmanlığı sağlayıp yeniden kucaklaştırıp kardeş eder. İslam temizin ve imanla temizlenenlerin denizidir. Bu rahmet denizinde dosdoğru yüzemeyen eğri yamuk kişi ve toplum, kendini ya balığın midesinde ya da karada bulur. Çünkü deniz leş kabul etmez. Unutmayalım ki; dünyada doğruluk ve dürüstlükle kaybeden, yalan entrika ve sahtekârlıkla da kazanan hiçbir kişi ve toplum olmadı ve olmayacaktır. Haydin o halde nefis ve nesillerimizin Allah’ın emrettiği şekilde dosdoğru olabilmesi için hep beraber çok çalışalım. Bu gayeyle iktidarımızın başlattığı eğitim seferberliğine fert ve sivil toplum örgütleri olarak destek verelim! Bu ilkeler doğrultusunda eylül ayında İmam Hatip ve diğer meslek liselerimizin orta kısmını açma kararı alan iktidarımızı tebrik ediyoruz. Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah yar ve yardımcıları olsun. Yeryüzünün tamamı Allah’ın doğruluk ve barış ekseni İslam Nizamının hükümranlığına girinceye kadar cehdügayret gösterenlere selam olsun.