Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki sözleri tartışma konusu oldu. KRT televizyonuna konuk olan Karamollaoğlu, Erbakan'ın yargılandığı "kayıp trilyon" davasına değinerek “Erbakan Hoca, 2006 yılında hapse mahkûm olduğunda Tayyip Erdoğan, polisle evini kuşattırdı.” dedi.

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu söz konusu iddialara köşesinden şu ifadelerle cevap verdi:

“Yetiştirilme tarzı” diyebilirsiniz, “karakter” diyebilirsiniz..

Oturup sohbet ettiğim, “müminin, mümine tebessümü ibadettir” hadisi şerifi gereği yüz yüze görüştüğümüzde tebessüm ettiğim, hal hatır sorduğum insanlar aleyhine yazı kaleme almak bana çok garip geliyor.

Ayet-i kerimede de öyle buyurulmuyor mu; “mümine karşı şefkatli inkarcıya karşı şedit” olmak müminin evsafı olarak zikr edilmiyor mu.

Görüştüğümüzde yüzlerine tebessüm ettiğim insanların aleyhinde bir şey yazmak, sanki onlara karşı riyakarlık yapıyormuşum, onların bulunmadığı bir ortamda, aleyhlerine, fırsattan istifade eleştirilerde bulunuyormuşum gibi, kendimi suçlu gibi görüyorum.

Bu ezikliğimi tolere etmek üzere, köşelerimizin muhataplarımıza açık olduğunu, istedikleri zaman notersiz, mahkemesiz, resmiyetten uzak; sade bir mesajla, cevap haklarını kullanabileceklerini belirterek, daha bir ay önce Akit TV’de Kırmızı Masa’ya konuk ettiğimiz ve çıkışta birbirimize gülümsediğimiz, kendisine esenlikler dilediğimiz Erbakan hocamızın damadı Mehmet Altınöz’ün söylediklerinin doğruluğunu masaya yatıralım.

Dün Temel Karamollaoğlu‘nun aynı konudaki yalanlarını eleştirmiştim.

 Meğerse KRT televizyonu bu işi çok önemsemiş.

2006’da Erbakan hocayı cezaevine koymak için çırpınan kesimin sahibi olduğu KRT televizyonu, bir gün Temel beyi, ertesi günü Mehmet Altınözü ekranlara çıkartıp, Tayyip Erdoğan’ı karalama görevini sektirmeksizin devam ettirmek istiyor.

Temel Bey’in söylediklerini dün aktarmıştım.

Bugün de Erbakan hocamızın damadı Mehmet Altınöz’ün söylediklerini aktarıp, haydi yalancılıkla itham etmeyelim ama, sorularla gerçeği araştıralım.

Diyor ki Mehmet Altınöz: 

“Sayın Erdoğan’ın o dönemde yapmış oldukları evet doğru”. 

Devam ediyor Altınöz:

“Sayın Erdoğan’ın Başbakan olduğu 2006 yılında Temel Bey’in anlatmış olduğu olay gerçekleşti. Erbakan Hocamızın konutunda İçişleri Bakanının görevlendirmiş olduğu koruma polisleri varken başka bir polis ekibi geldi Erbakan Hocamızı götürmeye kalktı.”

Dakika bir, gol bir.

Erbakan hocamızın güvenliği ile ilgili koruma polisleri yerine, CHP’li despotların kumpaslarıyla açılıp kesinleştiren mahkeme kararının gereği olarak çıkartılan yakalama kararlarının infazında, karakoldaki yetkili polislerin gelmesini, Mehmet Altınöz beyefendi Tayyip Erdoğan’a bağlıyor.

O zaman hakemimiz, emniyetteki işleyişi bilen herhangi bir uzman, emniyet işlemlerini kıyısından köşesinden pratik yapan stajyer avukatlardan birisi olsun.

Korunan kişilerle ilgili yakalama kararı olduğunda, koruma polisi mi yakalama işlemini yapar, yoksa o mıntıka karakolunun İnfaz bürosu mu?

Mehmet bey işleyişi bilmiyor ama, kafasına göre yorum yapıyor.

Hükümler çıkartıyor.

O tarihte başbakan olan Tayyip Erdoğan’ı suçlamaya kalkıyor.

Ben de kendisine sorayım, Erbakan hoca için verilmiş mahkumiyet kararını infaz için gelen polisleri Erdoğan görevlendirdi diyecek kadar, kendisine düşman iseniz..

Hodri meydan!

Kamuda yeni dönem:  İşte yeni mülakat sistemi taslağı Kamuda yeni dönem: İşte yeni mülakat sistemi taslağı

Ailenin içindeki bir fert olarak, olayın en başından itibaren, neler yaşandı ifşa edin.

Kayıp trilyon davasını Tayyip Erdoğan mı açtı? Savcısı Tayyip Erdoğan mıydı?

Kayıp trilyon davasının hakimi Tayyip Erdoğan mıydı?

Tayyip Erdoğan’ın atadığı hakimler miydi, kararı onanmak üzere Yargıtay’a talepte bulunan? Başsavcılık, Tayyip Erdoğan’ın atadığı savcı mıydı?

 Yargıtay üyeleri cezayı onarken, Tayyip Erdoğan’dan mı talimat almışlardı?

Buyrun cevaplayın.

Ben size o savcıların o hakimlerin kimler olduğunu söyleyeyim..

CHP zihniyetli savcılar ve hakimler..

Şimdi Saadet Partisini, Tayyip Erdoğan’ı devirmek için aparat olarak kullanmak isteyen CHPlilerin savcıları ve hakimleri idi.

Temel bey ve Mehmet bey diyecekler ki” ama o tarihte de Tayyip başbakandı”.

Evet, oradan devam edelim.

Tayyip bey de başbakan olarak mecliste kanun çıkarma oy sayısına sahip partinin genel başkanı olarak ayrı ayrı kanun değişiklikleriyle Erbakan hocanın cezaevine girmemesi için düzenlemeler yaptırdı.

Evet, ceza almasını yargıda bir gücü olmadığı için önleyemedi.

Evet evet, mahkemelerde kurulan kumpası kendisine kurulan kumpasları önleyemediği gibi önleyemedi,

Ama yaşlılık dedi, Ceza’yı infaz ettirdi.

Sağlık durumu dedi, cezayı evde dahi hapis olarak uygulanmasını önleyip özel af çıkarttırdı.

Yargı, Erbakan hocayı cezaevine sokmak için her attığı adımda CHP medyası işte bu diyerek alkış tuttu.

Erdoğan, kanun değişiklikleriyle Erbakan’ın cezaevine koydurmamak için attığı her adımda, CHP medyası, “işte hocasının talebesi, bunların hepsi aynı” diyerek manşet attı.

Şimdi geldik; sanki CHP Erbakan‘ı cezaevine koydurmamak için çırpınmış, Tayyip Erdoğan Erbakan’ı cezaevine koymak için çalışmalar yapmış gibi yalanlar söyleniyor.

Altınöz’ün bir cümlesini daha aktarayım:

“Biz de o süreçte yapmış olduğumuz çeşitli diplomasi trafiğiyle o süreci hukuken tabii ki geciktirdik ve hukuki süreci devam ettirdik.”

40 yıllık hukukçuyum..

Tayyip Erdoğan destek çıkmasaydı Erbakan cezaevine girerdi.

Erdoğan sessiz kalsaydı yine Erbakan cezaevine girerdi.

Bu şartlar altında Mehmet bey buyursun hangi hukuki süreci başlatmış bana anlatsın.

Ben de 40 yıllık hukukçuyum ama dört aylık hukuk eğitimi almamış Mehmet bey bu işleri benden iyi biliyor diyeyim.

Bizde de kapris yok bizde de kibir yok.

Buyursun o hukuki süreci bana anlatsın, değil ellerini ayaklarının altını öperim.

Yok öyle bir hukuki süreç.

Varsa öyle bir hukuki süreç mahkemede atılan iftirayı önleyip hocamızı ceza almaktan kurtarsaydılar.

CHP’lilerin baskısıyla Erbakan hocanın partisi kapatılıyor yerine kurulan parti bir daha kapatılıyor, yetinmiyorlar bir de iftira ile hocamız hapis cezasına mahkum ediliyor.

Damat bey kalkmış hukuki süreçten bahsediyor.

Ne hukuku Mehmet bey?

Siz hangi hukuktan bahsediyorsunuz?

28 Şubat sürecinden sonrasındaki Ak Partinin kapatılma davasına muhatap edildiği tarihlere kadar Türkiye’de ne hukuku vardı ki siz bize hukuki süreç başlattık diyorsunuz.

Sözün Özü:

Tayyip Erdoğan, CHP’lilerin itirazlarına karşı çıkmalarına rağmen kanunu değiştirdi.

Erbakan cezaevine girmekten kurtuldu.

Nokta.