Emin olun, Hindistan Hava Kuvvetleri’ne ait 2 uçak Pakistan hava sınırını ihlal ederken bundan ne Hindistan Başbakanı’nın ne de ordusunun başkomutanının haberi bile olmamıştır. Küresel Çete’nin penceresinden bakıldığında, Çin’den İngiltere’ye kurulan İpek yolu kara ticaretinin engellenmesi gerekmektedir. Bunun için Hindistan, Pakistan, Afganistan arasında çatışma ortamının meydana getirilmesi şarttır. Basit bir şekilde ifade etmek gerekirse; Küresel Çete, Hindistan ordusundaki elemanlarına emir vermiş, Pakistan hava sahasını ihlal ettirmiş ve Pakistan ordusundaki adamlarına da bu uçağı vurdurtmuştur. Zaten Pakistan yönetimini kendine mahkûm etmek için bu olaydan 1 hafta önce cani uşağı Suudi katil prensini 20 milyar dolar ile Pakistan başbakanına göndermişti. Pakistan Başbakanı’nın küresel çetenin inisiyatifi dışında hareket inisiyatifini önüne atığı kemikle oldukça sınırlandırmıştı.

Şimdi bu satırları okurken amma da atıyorsun ha dediğinizi duyar gibiyim. Lütfen şunu hatırlayın;

Türkiye 2008-2009 yıllarında enerji atakları yapıyor. Pakistan ile Hindistan arasındaki çatışma sebeplerini yok etme çabası içerisinde olduğumuz dönemde zamanın Enerji Bakanı Saygın Hilmi GÜLER, zamanın Başbakanı Saygın Tayyip Erdoğan ile Hindistan’a gidiyorlar. Hindistan’a denizden doğal gaz boru hattı döşeme teklifini götürüyoruz ama o da ne? bir hafta geçmeden Hindistan’da 100 e yakın insanın katledilmesiyle sonuçlanan bir otel sabotajı gerçekleştiriliyor. Küresel Çete, Hindistan yönetimine “haddini bil” diyor,  benim yazmadığım senaryonu oynamaya kalkma diye “tembihte” bulunuyor. Zaten o tarihlerde haddini çoktan aşmış olan Türkiye’de darbe girişimleri, tehditleri ayyuka çıkmış durumdaydı.

Hadi bir hatırlatma daha yapayım;

Hindistan, Pakistan çatışma noktasına geldiklerinde derin İngiltere çetesi değil ama resmi, yasal, kurumsal İngiltere Devleti Hindistan ve Pakistan’a arabulucu olmayı teklif etti ama oda ne? Bir hafta sonra Londra’da 3 ayrı noktada bombalı paketler bulundu.  İngiltere’deki Küresel Çetenin canileri İngiltere devletine “ayağını denk al, işime karışma” dedi.

Yok ya Hû, olur mu bu kadar! diyen okurlarımız olursa bir bilgiyi tekrar edeyim. Halen İngiltere’de İngiltere devletinin başı, kraliçenin İngiltere’nin derin çetesinden izin almaksızın İngiltere’de giremediği bölgeler var.

Şimdi meselenin özüne gelebiliriz. Bu noktada değerli okurlarımdan bir istirhamım olacak. Sitemizdeki diğer 2 yazımı sabırla okumanızı istirham edeceğim. Birisinin başlığıKiler Faresi Nasıl Ev Sahibi Olur Veya Hangi Fetöseveri Tercih Edelim diğer yazımın başlığı ki bu yazım 4 bölümdür, “Saygın Muhsin YAZICIOĞLU Beg’i Kimler Katletti ve Bu Olayın Üzerine Niçin Gidil(e)medi.Bu yazılarımın okunmasını niçin hararetle tavsiye ediyorum çünkü bu yazımda sizlere takdim ettiğim hususların teferruatını o yazılarımda göreceğinizi ümit ediyorum. Bu yazıyı okurken sizlerde oluşacak sorulara bu yazının içeriği cevap vermeye yeterli olmayabilir ama diğer 2 yazı kafanızda oluşacak sorulara yeterli cevabı ihtiva ediyor diye düşünüyorum.

Türkiye’miz bugün geldiğimiz noktada;

Orta Asya’dan Kafkasya’ya, Balkanlar’dan Afrika’ya, Arap Yarımadası’na, Akdeniz’den Kızıldeniz’e birçok coğrafyada artık vaziyet belirleyici rol oynuyor. Türkiye bağımsız, küresel güç, merkez ülke, mazlumların muhafızı, küresel adaletin savaşçısı olma niteliğine inkılap etmiş durumda.

Türkistan’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Basra Körfezi’ne, enerjiden güvenliğe, savaştan barışa kadar her şeye vaziyet etme imkânına ve kudretine erişmiş durumda. Özellikle 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiğimiz kıyam hareketi ile Küresel Çete’ye çok kuvvetli bir darbe indirmiş olduk. 15 Temmuz’dan sonra Türkiye halkı öncülüğünde Müslim, gayri Müslim fark etmeksizin dünyanın tüm mazlum halklarında küresel çetenin şirretliğine karşı bir dik duruş, bir başkaldırı, bir itiraz yükseliyor. Bu yükseliş Latin Amerika’da da karşılığını buluyor. Türkiye öncülüğündeki bu küresel kıyam insanlığı yaşatmak daha da önemlisi barış içinde yaşatmak hedefine yönelik bir strateji İle yürütülüyor. İşte cani küresel çete için büyük felaket bu gidişattır.

Bu durumda küresel, cani, ezoterik, Şambala Çetesi ne yapmak zorunda?

Kendi koktuğu şeyle korkutmak, kendi korktuğu şeyle tehdit etmek zorunda.

Dolayısıyla ne yapıyor?

Kitlesel terör katliamları örgütlüyor veya toplumları finans operasyonları ile aç bırakmakla tehdit ediyor.

Küresel çete başarmak için bir umuda sarılıyor. Nedir o umut?

  1. ‘’aman bize dokunma senin kulun, kölen oluruz yeter ki bize dokunma veya patlıcanı, biberi pahalıya yiyeceğime senin ırgatın olmaya razıyım ‘’ diyen kitleler ile dayanışma içinde olmak
  2. 31 Mart yerel seçimlerinde Tayyip Erdoğan’ı mağlup etmek, Cumhur İttfakı’nın oy oranını %50’nin altına düşürmek.

Böylelikle, kabaca küresel cani çeteyi ve canilerini nasıl yok edebileceğimiz de ortaya çıkmış oluyor.

  • Çatışma bir hilal haç kavgası değil,
  • Çatışma bir inanç kavgası değil,
  • Çatışma zengin yoksul kavgası da değil.

Çok dikkat edilmesi gereken bir noktadayız. Teröristin terör ile varmak istediği noktaya onu bizzat biz taşıyabiliriz. Nasıl? Çatışmaları şu yukarıda tanımladığımız gibi tanımlarsak tamda küresel çetenin istediği sebepleri, bahaneleri üretmiş oluyoruz.

Peki çatışma gerçekte kimler arasında? Her şey artık çok açık, gözlerini kulaklarını bandajla kapatmayan her normal zekâlı insan bunu görüyor.

Çatışma Türklerin öncülüğünde dünyada adalet arayan her renk ve ırktan insanlar ile insanlığın tepesine çökmüş cani küresel çete arasındadır.

Küçük bir resim;

  • Avustralyalı bir şahıs İstanbul’da bir caminin kapısına çiçekle bir mektup bırakmış. Yeni Zelanda’da ki olaydan dolayı çok üzgün olduğunu ve dinimizi de çok beğendiğini yazmış.
  • Almanya’da bir siyaset insanı gazeteci şöyle diyordu, ‘’biz Almanlar da Türkiye tavrını takınmalı, Türkiye’nin yolunu takip etmeliyiz. Türkiye haklı’’.
  • Kolombiya, Venezüella Meksika, Bolivya bu Latin halkları Türkiye ile birlikte olmayı boşuna istemiyorlar.

Bu gün Filistin’de çocukların üzerine yürüyen İsrail dozerinin önüne dikilip canını kurban veren Rachel Corrie kızımızın, o evrensel kutsallıktaki duruşunun yıldönümü, hürmetle ve minnettarlıkla selamlayalım.

Şimdi biz tüm ulusların ve devletlerin başına çökmüş bu küresel canilerle ABD  de dahil tüm devletlerde bu ülkelerin tüm iyi insanları ile birlikte küresel bir özgürlük ve adalet mücadelesinin öncülüğünü haykırmak ve yapmak durumundayız.

İnşallah mutlaka başaracağız.

Niçin mi başaracağız ?

Çünkü her şeyden önce haklıyız da onun için başaracağız.

Biz Türkiye olarak kendi içimizde öncelikle başarmamız gereken bir şey var, devlet kurumlarımızdan ve siyaset kurumlarımızdan küresel çetenin işbirlikçisi FETÖ elemanlarını behemehâl, mutlaka kazımak durumundayız. Bu durum bizim surlarımızda önemli bir gedik teşkil ediyor.

Bu yazımın daha da anlaşılır olabilmesine yardımcı olacak bir başka yazıyı daha okumanızı önermek istiyorum. Lütfen yazar Saygın Murat Özer Beg’in Diriliş Postası gazetesi sitesinden ‘’Katil Mesajını Daha Başka Nasıl Versin ‘’ başlıklı yazısını da okur musunuz?