Son zamanlarda Ezan, Kur'an ve Namaz gibi dinî değerlerimizle alay edenlerin, gerek sosyal medyada görüntülerine, gerekse gerçek hayatta müstehzi tavırlarla konuşmalarına sıkça rastlar hale geldik! 

Dinî değerlere, kutsallara, peygamberlere ve müminlere saygısızlık etmek, bunları alaya almak, insan onuruna ve haysiyetine yakışmayan bir davranıştır.

Dolayısıyla “alay”; ahlâkî bir zafiyettir! 

İnananlar, hiçbir dinî değerle alay etmezler, alay edenleri de tasvip etmezler! 

Allah'a inanmayanlar ise, tarihin seyri içinde neredeyse tüm zamanlarda, dinî değerlerimizle, ayetlerle, peygamberlerle ve müminlerle alay etmeyi, genel bir tavır olarak sergileyegelmişlerdir. 

Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim'de bu tavır, birçok ayette bildirilmekte, alay edenler kınanmakta ve Allah’ın, alaycıları, dünya ve ahirette cezalandıracağı bildirilmektedir!


 

“Ey Muhammed! Andolsun, senden önceki topluluklara da peygamber gönderdik. Onlar kendilerine gelen her peygamberle alay ediyorlardı.” [Hicr Suresi, 10-11. Ayetler] 

"Andolsun, senden önceki Peygamberlerle de alay edilmişti, fakat onları alaya alanları, ettikleri o alaydan dolayı korkunç bir azap, çepeçevre sarıp helâk etmişti!"  [En’âm Suresi, 10. Ayet] 


 

Ve daha nice ayetler.. 

Kâfirlerin genel karakterini, dünya nimetlerine ve servetine düşkünlüklerini, dinî değerleri yaşamak ve yaşatmakta titiz davranan müminleri nasıl alaya aldıklarını, müminlerin ise ahirette kâfirlerden üstün olacaklarını beyan eden Ayet-i Kerime:

“İnkâr edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar, iman edenlerle alay ediyorlar. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise, kıyamet günü bunların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.” (Bakara, 212)


 

Şu ayetler de münafıkların müminlere karşı alaycı tavırlarını ortaya koymaktadır: 

“İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “inandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.” (Bakara, 14)

“Eğer münafıklara (ayetlerle niçin alay ettiklerini) sorsan, “Biz sadece lâfa dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk” derler. De ki, “Allah’la, onun ayetleriyle ve peygamberiyle mi alay ediyorsunuz?”  [Tevbe Suresi, 65. Ayet] 


 

Dıştan Müslüman görünüp, içinde İslama ve değerlerine karşı, kin, nefret, küfür ve nifak taşıyan, Müslümanlar arasında fitne ve fesat çıkarmak için dini değerlerimizle alay ederek onları basitleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışan "bizden görünümlü" kâfir ve münafıklara asla fırsat vermemeliyiz! 

Yüce Rabbimiz Allah Azze ve Celle Hazretleri, biz mü'minlere, dinî değerlerimizle alay edenleri dost edinmememizi ve bu ilâhî emirle gelen yasağa riayet ederek, Allah’a karşı gelmekten sakınmamızı emrettiği Maide Suresi 57.ve 58. Ayet-i Kerimelerinde şöyle buyurmuştur:

“Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve kâfirleri, dost edinmeyin. Eğer müminler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının. Siz namaza çağırdığınız vakit onu (ezanı) alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.”


 

Mü'minler, hiç kimse ile alay etmezler ve alay edenleri de tasvip etmezler. Tasvip etmemekle kalmaz, alaycılara karşı da gereken tepkiyi gösterirler! 

Mü'minler, yanlarında, mümin olan arkadaşlarının, dostlarının alaya alınmasına ve kutsal değerlerinin itibasızlaştırılmasına asla izin vermezler, engel olmaya çalışırlar. Engel olamazlarsa orayı terk ederler, onların günahlarına ortak olmazlar!

Bu husus Kur’an’da açıkça bildirilmektedir:

“Allah size Kitapta (Kur’an’da), “Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, onlarla oturmayın, aksi halde siz de onlar gibi olursunuz” diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (Nisa Suresi, 140. Ayet] 

Eğer bizler bu wmredileni yapmaz isek, milli manevi değerlerimizle alay eden güruhun, kutsallarımıza karşı kötülük yapma cesaretlerinin arttırmış oluruz. 

Bu kötülüklerine karşı tepkisiz kalırsak, giderek buna alışırız ve inanç hassasiyetlerimiz zaafa uğrar. 

Sonra bir de, gücümüz yettiği halde, dini değerlerimizle alay edip hakaret edenlere tepki göstermez isek, olup bitene razı olduğumuz için günahkâr oluruz! 

Nitekim ayette geçen, “Aksi takdirde şüphesiz, siz de onlar gibi olursunuz” şeklindeki ağır uyarı, bir yandan müminlerin günahkar olmamasını hedeflerken, diğer yandan da göstermemiz gereken tavır ve davranışı önermektedir. 


 

Hangimizin daha güzel işler yapacağını imtihan etmek için hayatı ve ölümü yaratan, Mülk'ün asıl sahibi olan Allah Azze ve Celle Hazretleri, peygamberleri, ayetleri, dininin hükümlerini ve müminleri alaya alanları, elbette cezasız bırakmayacaktır!

"Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalanlayarak ve alaya alarak kötülük yapanların sonları, pek kötü oldu. [Rum Suresi, 10. Ayet] 


 

"Biz dilesek onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğip kalırlar. Fakat onlara ne zaman Rahmân'dan yeni bir öğüt gelecek olsa, ondan mutlaka yüz çevirirler. Onlar, ısrarla Peygamberi ve Kur'an'ı yalanladılar. Fakat o alay ettikleri Kur'an'ın dehşetli (azap) haberi kendilerine yakında gelecektir." [Şuara Suresi, 4,5 ve 6. Ayet] 


 

"Mü'minlerden, gönülden bolca sadaka verenlere ve imkanının elverdiğinden başkasını bulamayanlara dil uzatarak onlarla alay edenler var ya, Allah onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için acıklı bir azap vardır!"    [Tevbe Suresi, 79. Ayet] 


 

Alaycıları cezalandırmasına karşılık yüce Allah, alay edilen müminlere ahirette sabretmelerinin mükâfatını verecektir. Şu ayet bunun açık delilidir:

“Kullarımdan, “Ey Rabbimiz! Biz iman ettik, bizi bağışla, bize merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” diyen bir grup vardı. Siz onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar, size, Beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmeleri sebebiyle, bugün Ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Müminun Suresi, 110. Ayet)