Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine az bir süre kaldı. Tüm anketler Biden’in seçimleri kazanacağına işaret ediyor. Fakat seçimlerin sonuçlarını tahmin etmek zor. Geçen seçimlerde de anketler Clinton’u favori göstermesine rağmen ve daha öncesinde cumhuriyetçi adaylar arasında bile aday olma ihtimali en düşük olan Trump büyük bir sürpriz yaparak başkan seçilmeyi başarmıştı. Bakalım bu sefer anket firmaları tekrar yanılacak mı?

Yapılan anketler arasında dikkat çeken başka bir sonuç daha var. Amerikalı Yahudilerin seçimlerde kimi destekleyeceği. PEW in yaptığı ankete göre Amerikalı Yahudilerin %70 i Biden i destekliyor. Bu oran bir önceki seçimlerde de hemen hemen aynı diyebiliriz. Amerikalı Yahudilerin daha önceki tercihi de Bayan Clinton’muş.

Beyaz Hristiyanlar arasında ise %52 ile Trump daha önde. Özellikle Evanjeliklerin Trump’a desteği ise %80 oranlarında. Evanjelikler için Trump’a en yakın dini grup diyebiliriz. Trump’ ın yardımcısı Pence fanatik bir evanjelist. Trump’ın rahin Brunson’u serbest bıraktırmak için uyguladığı yaptırımlar, tehditleri ve bunların yol açtığı finansal kriz hala zihnimizde tazeliğini koruyor. Ayrıca kendisi Evanjelistler le beraber dua ederken bir çok kez fotoğraf vermiş bir isim.

Ortodox Yahudilere baktığımızda ise seçmenlerin %83 ü Trump’a oy vereceğini söylemiş. Trump geçen seçimden bu yana Ortodoks Yahudiler arasında popülaritesini oldukça artırmış.

Geçtiğimiz 4 yıl boyunca Trump İsrail için çok önemli çalışmaların altına imza attı. Kendisinden önceki bir çok Başkana göre bu alanda da öne çıkmayı başardı. Bu çalışmalar arasında Kudüs’ ün İsrail’in başkenti olarak tanınması, BM’de Kudüs tasarısına karşı yapılan oylamada kendileri aleyhine oy verecek ülkelere mali yardımı kesmekle tehdit etmesi, bazı arap ülkeleriyle İsrail arasında normalleşme anlaşmalarının yapılması, Filistini yok sayan ve “yüzyılın anlaşması” olarak lanse edilen barış planı, Golan tepelerinde İsrail ilhakının tanınması, F-35 lerin ilk olarak İsrail’e teslim edilmesi gibi konuları sayabiliriz. Hatta geçen yıl Beyazsaray’da Netanyahu ve Trump arasında yapılan basın toplantısında Netanyahu, İsrail’in bugüne kadar Oval ofiste onun kadar iyi bir dost görmediğini söyleyerek Trump’u göklere çıkarmıştı.

Evet gerçekten de Netanyahu haklıydı. ABD nin İsrail politikalarını kimse bu kadar ileri götürmemişti bugüne kadar. Fakat sonuca baktığımızda ne Netanyahu ne de Trump Yahudiler nezdinde istediği popülariteyi yakalayamadı. Netanyahu bir yıl içinde 3. Kez tekrarlanan seçimlerde tavizler vererek zar zor hükümetini kurabildi. Trump ise Ortodoks Yahudiler hariç Amerikalı Yahudi seçmenlerin desteğini kazanamadı. Ortodox Yahudiler arasındaki oy artışı genel Yahudi seçmen arasındaki oy tercihini pek etkilememiş gözüküyor.

Damadı da bir Yahudi olan Trump’ın daha çok evanjelist saiklerle hareket ettiğini söyleyebiliriz. Evanjelistlerin inanışına göre İsa Mesih Ortadoğu da ortaya çıkacak kıyamet savaşı (armegedon) ile Kudüs’e inecek ve Tanrı’nın krallığını kuracaktır. Kudüs’te ki Tapınağı yeniden inşa edecektir. Tapınağın yeniden inşası ise Evanjelistler ile Siyonistlerin ortak noktasıdır. Dolayısıyla Evanjelistler bu anlamda Siyonistleri desteklerler. Aslında Evanjelistler için Hristiyan Siyonistler tabirini kullanmak yerinde olacaktır. Hatta “Tanrıyı kıyamete zorlamak” fikri burdan gelir. Evanjelistler bu süreci hızlandırmak için tüm güçleriyle çalışmakla yükümlüdürler. Trump’ın 4 yıllık süreçte İsrail için böylesine “kazanımlar” elde etmesinin temel nedeni de budur.

Tabi bu evanjelist amaçlar genel anlamda tüm Yahudilerin ve Siyonistlerin desteklediği bir hedef değildir. Sermayeyi elinde bulunduran başını Rotschild ailesinin çektiği Globalistler ile Trump’ın politikaları çatışmaktadır. Burada iki grup arasında örtülü bir mücadele olduğu bilinen bir gerçek. Belki ilk defa bir Amerikan seçimi bu iki ekip arasındaki böylesine güçlü bir mücadeleye döndü. Hatta karşılıklı yapılan açıklamalardan dolayı seçim sonuçlarının bile açıklanmasının aylar sürebileceği tahmin ediliyor. Tüm bunlar devam ederken Great Reset, 5G, Çin-ABD mücadelesi, Salgın, Yeni finansal sistem eş zamanlı olarak tartışılıyor ve bu faktörler tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Tüm bunların aynı zamana denk gelmesini tesadüf olarak nitelemek saflık olacaktır. Öyle gözüküyor ki yeni normalimizin nasıl şekilleneceğine Amerikan seçimlerinin sonucu büyük bir şekilde etki edecek. Ama bir de bilmediğimiz bir X faktörü var. Onu da bize Kuran-ı Kerim söylüyor “Doğrusu Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır” Sonuçta her şey onun iradesi içinde şekilleniyor. Peki biz bu durumda ne yapıyoruz? Şu başkan gelse bizim için iyi olur mu diye düşünüyoruz, yoksa onun rızasına uygun planlar için mi çalışıyoruz, bunu zaman gösterecek?