Baştan belirteyim, Türk istihbarat birimlerinin Afganistan'da tüm yerel güç ve örgütlerle dirsek teması mevcut. Buna şimdilerde batılı medya organlarının “tu-kaka” muamelesi çektiği Taliban da dahil. Ta yıllar önce 21 Nisan 2013'te, Afganistan'ın Logar vilayetinde, Host vilayetindeki bir şantiyeden başkent Kabil'e dönüş yolculuğunda 8 Türkiye vatandaşı Mühendis, Taliban tarafından kaçırılmıştı. Olayı üstlenen Taliban, mühendisleri temaslar sonucunda serbest bırakmıştı.

Ömür Çelikdönmez yazı 1

Kaçırılan mühendisler Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) girişimleri sonucu salıverilmişti. 11 Eylül 2001 sonrası Afganistan, Pakistan, Türkiye  arasında üçlü zirvenin devam ettiği dönemde Türkiye’nin Milli İstihbarat Teşkilatı, Afgan ve Pakistan istihbarat yetkililerinin biraya gelerek düzenli toplantı yaptıkları, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ifadesi.  Birkaç gün önce de “Reuters Haber Ajansı”nın servis ettiği haberde, üst düzey bir Türk yetkilinin, grubun savaşçıları Afganistan'ı ele geçirmeden önce Taliban ile başlayan görüşmelerin devam ettiğini duyurdu.

Ömür Çelikdönmez yazı 2

Türkiye’nin, “Taliban'ın askeri yetkilileriyle Pakistan üzerinden görüştüğü…” belirtildi.  Şu kadarını söyleyeyim “Üçler Yediler Kırklar”ın sahaya sürdüğü “Beyaz Hayaletler” Afganistan coğrafyasında cirit atmıyor mu sanıyorsunuz? Afganistan kazan bizimkiler kepçe. 

Akıncılar, Afganistan’ı mesken tutmuştu…

12 Eylül 1980 askeri darbesi, Türkiye’de faaliyet gösteren İslamcı örgüt mensupları, özellikle Akıncılar Derneği yöneticileri, İran üzerinden  geçerek, Sovyet işgaline karşı direnen Afganlı Mücahid gruplarına  katıldılar. O dönemde Türkiye’den giden gruplar, Hizb-i İslami'nin kurucusu Peştun asıllı Gulbettin Hikmetyar ve Cemiyet-i İslami’nin başkanı Tacik asıllı Burhaneddin Rabbani’nin başında bulunduğu direniş gruplarında yer aldılar.

Afganistan’daki savaşa Türkiye’den iştirak eden iki isimden söz edelim.  Bunlardan biri 1980 sonrası üniversitelerde Müslüman Gençlik örgütlenmesi ile İnsan Medeniyet Hareketi Derneği Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Mehmet Güney, 1952 Fatsa doğumlu.

Tanıyanların çoğu, onu orta öğretimini ağabeyinin yanında Denizli’de tamamladığı için Denizlili sanır. İstanbul’da Mühendislik öğrenimi sırasında Akıncılar Derneği’nin son Genel Başkanlığını yaptı. 12 Eylül askeri darbesinde arananlar listesinde ismi yer aldığından, yurtdışına çıktı ve Afganistan’da.

Burhaneddin Rabbani’nin başkanı olduğu Cemiyeti İslami saflarında Sovyet ordusuna karşı savaştı. Güney, Afgan Mücahitleri arasında “engineer Cevat” ismi ile tanınıyordu. Kendisi, Afganistan’da bulunduğu yıllarda 1980 sonrası Müslüman Gençlik örgütlenmesinde yetişen genellikle üniversite öğrencilerinin yakın dostu, “Penşir aslanı” olarak anılan efsanevi komutan Ahmet Şah Mesud'un cephesinde istihdam ediliyordu. 

Ömür Çelikdönmez yazı 3

Bir başka Afganistan yolcusu da merhum Bahattin Yıldız. Afganistan’a ilk gidenlerden. Cephe tecrübesi diğerlerine göre çok fazla. Afganistan’da “Abdülhamid Muhaciri” mahlasıyla tanınmış, bu isimle Afganistan’la ilgili kitap da yazmıştı.

Ömür Çelikdönmez yazı 4

Bahattin Yıldız, Sovyet ordusu ile çatışma esnasında bir Rus şarapneliyle yaralandı. Mayıs 2010’da İHH’nın Asya Koordinatörü Faruk Aktaş’la birlikte, Kunduz’dan Kabil’e giderken düşen Pamir Havayolları’na ait uçağın yolcuları arasındaydı. Bahattin Yıldız, uçak kazasında Faruk Aktaş ile birlikte can verdi. Türkiye’den yüzlerce gencin Afganistan’daki savaşa iştirak etmesinde gayret gösterdi.

Ömür Çelikdönmez yazı 5

Ancak El Kaide ve Taliban yapılanmasının ortaya çıkışı ile bu grup, Afganistan’a savaşçı transferini durdurdu. Bahattin Yıldız, Ahmet Şah Mesud'un cephesinde yer alan Türk vatandaşlarından biriydi.

Ömür Çelikdönmez yazı 6

Türkiye’den El Kaide ve Taliban’a katılanlar…

19 Şubat 2002’de, Afganistan’da Taliban güçlerine katılan, ABD uçaklarının bombardımanını Taliban’ın Bağram Kampı’nda yaşayan bir Türk, Ankara’da yakalanmıştı. 15 arkadaşıyla Afgan kıyafeti alarak, 800 dolar karşılığında bir İranlı kaçakçı aracılığıyla Afganistan’a geçtiklerini belirten Aytaç Polat, Taliban askerlerinin kendilerini mücahitlere ait bir misafirhaneye yerleştirdiğini bildirdi.

Türk arkadaşlarıyla gruplara ayrıldığını ve bir askeri yetkilinin kendilerini Bağram Kampı’na götürdüğünü anlatan Polat, burada askeri eğitim aldığını söylemişti.   Ekim 2006’da haber ajansları Afganistan’ın Paktia eyaletine bağlı Bermel kentinde, 44 kişilik bir Taliban gücünün komutanlığını yapan, “Mehmet/Muhammed Ata” adlı Türk vatandaşı bir Taliban üyesinin Afgan ordusuyla girdiği çatışmada öldürüldüğü bildirildi.

  Haziran 2009’da he Times gazetesi, Avrupalı Türklerin Taliban’ın yanında savaştığını iddia etmiş, önemli sayıda Türk militanın, Farad ilinde izlendiğini yazmıştı. 4 Mart 2021’de Gaziantep’ten 18 kişilik bir kafile halinde, halen aranan Selefiler örgütü lideri Mehmet Yılmaz’ın öncülüğünde, Ağrı Gürbulak Sınır Kapısı’ndan İran’a geçtikleri tesbit edilen bir grup Türk vatandaşı yakalanmıştı.

Ankara’nın Afganistan yaklaşımı ve Taliban politikası…

 Mayıs ayı başında, ABD ve diğer ülkelerin çekilmesi sürerken,  NATO konsepti kapsamında müttefikler ile birlikte hareket eden Ankara, Afganistan'da görevli askeri birlikleri çekmeyi planladığını açıklamıştı.  Biden - Erdoğan görüşmesi sonrasında, Türk tarafının 130 milyon dolar mali katkı karşılığı Kabil’de kalmayı kabul ettiği  gündeme taşınmıştı.

NATO zirvesindeki Biden-Erdoğan görüşmesinde iki lider, Türkiye’nin Afganistan’daki varlığı konusunda anlaştı ve ABD’nin buna destek konusunu görüşmek için Ankara’ya yolladığı Amerikan heyeti ile görüşmeler gerçekleştirildi.  Türkiye’nin Afganistan hamlesinin Ankara açısından ABD ile ilişkileri düzeltmek, bölgesel etkinliğini yaymak, iç politikadaki dalgalanmaları dış politika hamleleri ile regüle etmek gibi güncel ve acil amaçları var.

Uzak gelecekte Ankara, uluslararası platformlarda kabul görecek Taliban ile Afganistan’da inşa edilmeye çalışılan barış sürecinin sonunda aktif askeri varlığını ekonomik kazanımlarla sürdürmek niyetini gizlemiyor. NATO üyesi diğer ülkelerin Türkiye’nin bu  talebine sıcak baktıkları malum.  Afganistan, işlenmemiş mineralleri,  yeraltı ve yerüstü madenleri önce Rusların sonrasında ABD/İngiltere ikilisinin, aktüel olarakta Çin Halk Cumhuriyeti’nin iştahını kabartıyor.

Sorunsuz Afganistan, kısaca CASA-1000 olarak bilinen, Kırgızistan ve Tacikistan'dan Afganistan'a ve son olarak Pakistan'a fazla hidroelektrik ihracatı sağlayacak 1.16 milyar dolarlık bir  bütçeye sahip Orta Asya - Güney Asya enerji projesi, gelişmiş bölgesel  enerji nakil hatları projeleri, Çin’in kuşak yol hattı açılarından önemli.

Ömür Çelikdönmez yazı 7

Ayrıca Afganistan’ın; komşuları ve uzak coğrafyalar için, barındırdığı ideoloji ve örgütler habitatı nedeniyle, istikrara kavuşturulamayacaksa bile çatışmanın sınırlı tutulduğu bir ülke olarak kalması güvenlik açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye’nin Afganistan’daki rolü ile ilgili, “bölgede ABD ve NATO’nun başka birçok müttefiki olmasına karşın, Afganistan’da böyle bir rolü üstlenmede neden Türkiye’nin düşünüldüğü…” sorusunu yanıtlayan Amerikan düşünce kuruluşu Wilson Center uzmanlarından, Dış Politika Analisti Michael Kugelman’a göre;

Ömür Çelikdönmez yazı 8

-Michael Kugelman- “Bunun birçok nedeni var. Öncelikle, Türk askerleri zaten havaalanında güvenliği sağlıyor. Dolayısıyla, zaten bu işi yapmakta oldukları için pürüzsüz bir geçiş olacaktır, işi yapmaya devam edecekler sadece. İkinci bir neden de Türkiye bir Müslüman bir NATO üyesi ve Taliban da Türkiye’ye saygı duyduğunu net biçimde ortaya koydu, Türkiye’den büyük bir İslam ülkesi olarak bahsetti. Dolayısıyla Taliban’ı Afganistan’da bir miktar yabancı varlığın bulunmasına ikna edebilecek bir NATO ülkesi varsa o da Türkiye.  Bununla birlikte, Taliban’ı buna razı olmaya ikna etmek zor olacak, bu fikri zaten reddetmişlerdi. Ama bence Türkiye’nin zaten bu güvenlik rolünü yerine getirmekte olan bir ülke olması, Afganistan’da önemli boyutta varlığının bulunması, bu ülkeyle uzun bir geçmişinin olması, hem Kabil hem Taliban’la iyi ilişkileri, NATO içindeki tek Müslüman ülke olması, bunlar bu bağlamda bence önemli unsurlar.”

Taliban Ankara’ya nasıl bakıyor?

Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, özellikle Müslüman ülkelerden Afganistan'da siyasi çözüm ve savaşın sona erdirilmesi konusunda destek istediklerini, Türkiye ile de iyi ilişkiler içinde olmayı arzu ettiklerini belirttiğine göre Taliban, Türkiye’ye kem gözle bakmıyor. 

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Afganistan'da yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmesinde, “Dün akşam Bakanımla görüştük, inşallah yüz yüze eğitimi başlatacağız ve yavrularımız da öğretmenleriyle yüz yüze çalışmaya başlayacaklar.” demesi Ankara ve Kabil arasında diyalog kanallarının açık olduğunu gösteriyor.

Afganistan Türkleri…

 Özbekler; genellikle esnaf ve çiftçi olarak çalışırlar ve Afgan Türkistanı denilen bölgede yaşarlar. Bugün Özbek nüfusunun 5 milyonu geçtiği tahmin edilmektedir. Belh, Cevizican, Kunduz, Tahar, Faryab, Saripul, Katagon ve Bedahşan, Özbekler’in yaşadığı bölgelerdir. 

İkinci büyük Türk grubunu oluşturan Afganistan Türkmenleri, Özbekler’den farklı olarak hayvancılık yaparlar. Afganistan ihracatında canlı hayvanın önemli bir kalem teşkil etmesinden ötürü Türkmenler, ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktaydı. Halıcılık geleneksel geçim kaynağıdır. Özellikle Türkmen - Andkhoy Bilçik halıları çok tutulmaktadır. Herat, Faryab, Cevzican, Parwan, Kunduz, Belh, Badgis Türkmenlerin yaşadığı bölgelerdir.

Ömür Çelikdönmez yazı 9

Türkmenlerin, nüfusunun 3 milyonu geçtiği tahmin edilmektedir. Afganistan’da yaşayan Türkmenlerin çoğunluğunu Alieli boyu ile Teke, Salur, Sarık, Çavdar ve bilhassa Ersarı boylarından oymaklar teşkil etmektedir. Afganistan’daki üçüncü büyük Türk grubunu teşkil eden Kızılbaş Türkleri’nin sayıları, 400.000 dolayında tahmin edilmektedir.  Bu Türkler, 1738’de Herat – Kabil arası güvenliği sağlamak için Nadir Şah tarafından yerleştirilen Türkmenler’in torunlarıdır. Yukarıda belirtilenlerin dışında en kalabalık Türk grubunu Kırgızlar oluşturmaktadır.

Büyük ve Küçük Pamir dağlık bölgesinde yaşayan Kırgızlar’ın sayıları, 1950’lerde Doğu Türkistan’daki zulümden kaçanlarla birlikte 100 bini geçmiştir. Ayrıca Hazara, Kazak, Aymak, Tatar gibi diğer küçük Türk gruplarıda Afganistan’ın çeşitli bölgelerinde parçalanmış olarak yaşamaktadır.

Taliban’ın Türk kökenli lider kadrosu…

Afganistan'da  egemenliğini büyük  ölçüde pekiştiren Taliban, aynı zamanda bünyesinde bulundurduğu farklı etnik kökenlerden isimlerle de dikkat çekiyor. 2001 öncesinde  teşkilatlanmasında "Peştunlara ağırlık vermekle" suçlanan Taliban içerisinde, Afganistan'daki birçok etnik gruptan çok sayıda lider bulunuyor. 

Taliban saflarında Peştunların yanı sıra Tacik, Özbek, Türkmen, Aymak ve Beluç gibi topluluklardan isimler yer alıyor. Afganistan'da Türk kökenli etnik gruplar, nüfusun yaklaşık yüzde 20'sini teşkil ediyor. Bu paralelde Taliban içerisindeki lider isimlerin önemli bir kısmı da bu etnik gruptan. 

Taliban, özellikle 2001 ve sonrasında ülkenin kuzeyindeki organizasyon sürecine büyük önem verdi. Bu kapsamda hareket içerisinde çok sayıda Türk asıllı savaşçının yanı sıra alt, orta ve üst seviyede birçok lider isim mevcut. Taliban içerisinde geçmişten bugüne öne çıkan bazı Türk kökenli liderler şu şekilde:

Cumabay Namangani…

Ömür Çelikdönmez yazı 10

Cumabay Namangani (solda) Taliban'ın 1996-2001 arasındaki iktidar döneminin tanınan Türk kökenli isimlerinden biri, Cuma Namangani olarak tanınan Cumabay Ahmedcanovic Hociyev.  Özbek asıllı olan ve Sovyetler Birliği'nin bir askeri olarak 1987 yılında Afganistan'a giden Namangani, 1988 yılında orduyu terk etti ve mücahitlere katıldı 1992'ye kadar ülkede Sovyetler’e ve Sovyet yanlısı hükümete karşı savaşan Cumabay Namangani, 1992 yılında Tacikistan'a giderek, burada Tacikistan yönetimine karşı yürütülen iç savaşa katıldı.  Tahircan Yoldaşev gibi isimlerle beraber Özbekistan İslami Hareketi'ni teşkil eden Namangani, 1990'lı yılların sonunda Taliban'ın hizmetine girdi. Taliban, Namangani'yi Afganistan'daki yabancı savaşçıları bir araya getirerek kurduğu ordunun komutanlığı görevine getirdi.  Komutası altında Özbek, Kırgız, Kazak, Uygur, Çeçen gibi milletlerden çok sayıda yabancı savaşçı bulunuyordu. Namangani, 2001 yılının başlarında ABD işgalinin başındaki süreçte bir hava saldırısı sonucu öldü.

Mevlevi Abdusselam Hanefi…

Ömür Çelikdönmez yazı 11

Taliban Siyasi Ofisi'nin önde gelen isimlerinden biri Mevlevi Abdusselam Hanefi, Faryab doğumlu.  Özbek asıllı olan Hanefi, diğer Türk topluluklarına ve onların dillerine de hakim olan bir isim.  Hanefi Özbekçe, Peştuca, İngilizce, Farsça, Arapça, Urduca, Kırgızca, Türkmence ve Türkçe biliyor.  Taliban'ın 1996-2001 yılları arasındaki iktidar yıllarında Ferah İli Eğitim Müdürlüğü, Eğitim Bakanlığı, Cevzcan Valiliği görevlerinde bulundu. İslami ilimlerde ve kültür dallarında uzmanlaştı.  Taliban kurulduğu yıllarda, ülkenin kuzeyindeki Faryab'da bir öğretmen olan Hanefi, bu dönemde Taliban'a katıldı. Hanefi, yaklaşık 20 yıldır Siyasi Ofis içerisinde ve liderlik konseyinde bulunuyor. Aynı zamanda halen, Siyasi Ofis'in lider yardımcılığı görevini yürütüyor.

Mevlevi Muhammed Kasım Türkmen…

Ömür Çelikdönmez yazı 12

Tam adı Mevlevi Muhammed Kasım Rasıh olan Taliban lideri "Mevlevi Kasım Türkmen" olarak da biliniyor. Türkmen asıllı olan Mevlevi Kasım, Cevzcan'da doğdu.  Ülkenin kuzeyindeki Türkmenler arasında önemli bir isim olarak görülen Kasım, İslami ilimler ve özellikle hadis alanında uzman bir isim olarak biliniyor. Türkmence’nin yanı sıra Arapça, Darice ve Peştuca biliyor. Taliban'ın "Davet ve İrşad Komisyonu" üyeliği görevi yapan Kasım, ayrıca uzun bir dönem Taliban'ın yüksek askeri yargı organında üst düzey kadı olarak görev aldı. Mevlevi Kasım, halen Taliban liderlik konseyinin ve Siyasi Ofis'in öne gelen bir üyesi.

Mevlevi Abdurrahman Raşid (Zahid)…

Faryab doğumlu bir Özbek olan Mevlevi Abdurrahman, Taliban'ın en önemli pozisyonlarından biri olan Merkezi Şura'nın bilinen 11 üyesinden biri olarak uzun müddet görev yaptı.  Taliban iktidarı döneminde Herat İli Ticaret Odası Başkanlığı yapan Abdurrahman, işgal sonrası dönemde Cevzcan valisi pozisyonunda da bulundu. Abdurrahman, halen Taliban'ın Tarım Bakanlığı sayılabilecek olan "Tarım Komisyonu" liderliğini yürütüyor.

Mevlevi Abdurrakib…

Tahar doğumlu bir Özbek olan Mevlevi Abdurrakib, 1990'lı yıllarda "Cemiyet-i Tuleba" isimli bir öğrenci hareketine liderlik etti. Abdurrakib, 1995 yılında Taliban kurucu lideri Molla Ömer'e bağlılık yemini etti. Taliban saflarına birçok Özbek'in katılmasına öncülük ederken, hareketin saflarında üst düzey birçok pozisyonda bulundu. 1996-2001 yılları arasında Taliban'ın "Mülteciler ve Geri Dönüş Bakanlığı" görevinde yer aldı. 2001 sonrasında da Taliban medreselerinde görev yapan Abdurrakib, 2014 yılında Pakistan'ın Peşaver kentinde silahlı suikastte öldürüldü.

Hafız Nurullah…

Cevzcan doğumlu bir Türkmen olan Hafız Nurullah, Taliban iktidarı döneminde, Afganistan'ın Orta Asya'ya açılan kapısı sayılan, Mezar-ı Şerif ilindeki Hayratan gümrüğünü yönetti. 2001 sonrasında Taliban'ın askeri komisyonlarında önemli görevler üstlendi.

1994-2001: Taliban'ın ilk Türkleri…

 Peştun medrese öğrencilerinin bir hareketi olarak başlayan Taliban, kısa bir süre içerisinde Afganistan'ın kuzeyinde de ismini duyurmuştur. Bu kapsamda Taliban ile erken dönemde bağlantılar kuran yerel liderler, öğretmenler, İslami kanaat önderleri ve din adamları, hareketin bir parçası olmaya başlamıştır.

1995-1996 yıllarında başlayan bu bağlantılar ve katılımlar sayesinde Taliban, ülkenin kuzey bölgelerinde etkinliğini artırabilmiştir. Özellikle Türki kavimlerin yaşadığı bölgelerin 1997-1998 sürecinde tamamen Taliban kontrolüne girmesinde, Türk kökenli bu liderler büyük rol oynamıştır. 2001 yılı öncesinde Taliban'ın birçok Türk asıllı üst düzey lideri olmuştur.

Ömür Çelikdönmez yazı 13

Bunlar arasında Cumabay Namangani, Mevlevi Abdusselam Hanefi, Mevlevi Muhammed Kasım Türkmen, Mevlevi Abdurrahman Raşid, Mevlevi Sünnetullah, Mevlevi Abdurrakib, Hafız Nurullah gibi isimleri saymak mümkündür. Özbek ve Türkmen olan bu liderler Taliban'a 1995-1996 sürecinde katılmış, bölgede binlerce Türk asıllı kişinin de Taliban'a katılmasına alan açmıştır. Bu isimlerin tamamı, Taliban'ın üst düzey askeri komutanlıkları ve en üst düzey şurası gibi görevlerde rol oynamıştır.

Örneğin Cumabay Namangani'nin, Taliban'a bağlı olan tüm yabancı savaşçılardan oluşan birliklerin genel komutanı olduğu aktarılmaktadır.  Yukarıda belirtilen diğer isimler de Taliban'ın Merkezi Şura'sında ve Siyasi Ofisi'nde önde gelen isimlerdir. Ancak Taliban'ın Türki kavimler arasında ciddi şekilde organize olması süreci, daha çok 2001 yılındaki işgal sonrasına rastlamaktadır.

2009-2021: Afganistan'ın kuzeyinde Türklerle yayılan Taliban hakimiyeti…

 2001 yılında ABD ve NATO koalisyonunun Afganistan'a yönelik askeri hamlesi, Taliban iktidarının sona ermesiyle sonuçlanınca Taliban, kontrolündeki kent merkezlerini terk ederek kırsala, dağlık bölgelere ve yeraltına çekildi.

Bu süreçte Taliban'ın lider kadroları uzun yıllar sürecek bir savaşa hazırlık yapmak üzere yeniden organize olmayı başardılar.  2001-2003 arası ilk çatışma döneminin ardından Afganistan içinde ve Pakistan'daki kabile bölgelerinde yeniden organize olan Taliban, özellikle 2006 yılının ardından ABD güçlerine yönelik kapsamlı hamleler gerçekleştirdi. Bu kapsamda, hareket ülkenin farklı bölgelerinde kendi örgütsel varlığını organize edebildi.

Bilhassa 2009 yılının ardından Taliban, ciddi ölçekte ülkenin kuzeyinde yeniden örgütlendi. Hareketin Türk kökenli, çoğunlukla Özbek ve Türkmen liderleri, yeniden kuzey illerine gittiler ve buralarda eski bağlantıları üzerinden medreseler, eğitim merkezleri ve diğer kurumlarını oluşturdular. 

Ömür Çelikdönmez yazı 14

Bu teşkilatlanma sonrasında Afganistan'ın kuzeyinde, 2001 öncesinden çok daha güçlü bir Taliban organizasyonu ortaya çıkmış, lokal etnik gruplar içerisinde organik olarak ideolojisini ve etkisini yayan Taliban, bilhassa bölgedeki Türki kavimler içerisinde ciddi şekilde benimsenmesini sağlayabilmiştir.  Sonraki yıllarda Taliban, Kuzey Afganistan'da güçlü savunma hatları oluşturdu.

2017 ve sonrasından bugüne dek, Türki kavimlerin çoğunluğu oluşturduğu çoğu il, Türk kökenli Taliban mensuplarınca domine edilmiştir. Bugüne gelindiğinde kuzeydeki Badgis, Faryab, Saripul, Gor, Cevzcan, Belh ve Kunduz illeri Taliban için birer kale pozisyonundadır. Bu illerden hiçbiri 2001 öncesinde Taliban'ın bugünkü gibi etkin olabildiği bölgeler olmamıştır.

Ancak bugün Taliban, etnik hatları aşan bir yapı olma sürecini tamamlamış ve Türki kavimlerden mensupları üzerinden bölgeyi domine edebilmiştir.  Afganistan kontrol haritası ve etnik haritası beraber okunduğunda, Kuzey Afganistan'daki Türki kavimlerin yaşadığı bölgelerde Taliban'ın Türk mensuplarının etkinliği gözlemlenebilmektedir.  Bunun yanı sıra Doğu Türkistan'dan bölgeye göçen Uygurların da tamamına yakını Taliban içerisinde yer almaktadır.  Bunların çoğunluğu, Doğu Türkistan İslami Hareketi ve benzeri bağımsızlık yanlısı grupların üyeleri ve ailelerinden oluşan, 2001 öncesinde ülkeye gelen, bağlı oldukları gruplardan ziyade, Afgan toplumu içerisinde kendine yer edinen Uygurlardır.

Can alıcı soru: Taliban’ı kim değiştirdi dönüştürdü?

Taliban'ın saflarında ve lider kadrolarında Peştunların dışında, Türk kökenlilerin yanı sıra Tacikler, Nuristaniler, Paşailer, Beluçlar bulunduğu da bilinmektedir. Bu yönüyle Taliban, Afganistan'daki etnik ayrıma dayalı yapıdan kendini uzaklaştırmış görünüyor gibi. Ülkedeki siyasi ve askeri diğer yapıların tamamı, tek yahut iki etnik grubun hakimiyeti temeline dayanır. Örneğin Kabil hükümetini oluşturan taraflardan Cemiyet-i İslami Tacik, Cünbiş-i Milli Özbek, Hizb-i Vahdet ise Hazara Afganları bünyesinde barındırır. Diğer etnik kökenlerden kişiler ise bu yapılarda neredeyse hiç bulunmamaktadır. 

Taliban ise Afganistan'daki neredeyse tüm etnik grupları bünyesinde  toplayan bir teşkilatlanmanın çatı örgütü denilebilir.   Afganistan'ın kuzeyindeki Türklerin siyasi tercihlerinin sadece etnik köken temelinde olmadığı, yaklaşık 7,5 milyon Türk'ün ciddi bir kesiminin de Taliban bünyesinde yer aldığı veya Taliban destekçisi olduğu göze çarpmaktadır.