Değerli Okuyucularım;

Gerçi ben sosyal siyaset bilimcisiyim ama özel merak ve ilgimden dolayı yıllardan beri sosyal psikoloji açısından rüyalarla da ilgilenmekteyim. Hem kendi rüyalarımı, hem de özellikle başkalarının enteresan rüyalarını kayıt altına almayı ve bunları örneğin menkıbelerde yazılanlarla kıyaslamayı severim. Hatta bu alanda uzman olan ilahiyatçılarla işbirliği yapmayı da önemsemekteyim. Bu bağlama Prof. Dr. Hidayet Aydar hocamızla “Peygamber ve Sahabe Rüyaları” adını verdiğimiz ortak bir kitabımız da yayınlandı. Ayrıca rüyalarla ilgili birçok yazım da neşredilmiştir. Bunlardan belki de en önemlisi, Yalova Üniversitesi, hakemli Sosyal Bilimler Dergisi’nde 2015 yılında yayınlanmış olan “Sadık Rüyaların Fütürolojiye Katkısı: Sahabe Örneği” isimli bilimsel makalemdir.

Ara ara gerek rüya sahipleri, gerekse basında rüya ile ilgili bir haber çıktığında bana sorular yöneltilir. Örneğin yaşadığımız şu salgın günlerinde bir yaşlı kadının gördüğü iddia edilen ve bir imam tarafından ifşa edilen “Peygamberimiz (sav) ve Korona virüse karşı tavsiye ettiği sumak” ile ilgili rüyası hakkında bana da soruldu. İşte bu yazı dizimizle bana geçmişte tevdi edilen sorulara verdiğim cevapları ve bunun ötesinde kendi şahsî tecrübelerim eksenindeki görüşlerimi kurguladığım bir sohbet havasında sizlerle paylaşmak istiyorum.

Soru: Hocam! Rüyaların bir manevî boyutu var mıdır? Bu konuda Peygamberimizin (sav) hadisleri var mıdır?

Cevap: Peygamberimizin (sav), ahir ömründe mescidi nebevide bizzat sahabilerine yönelik sarf ettiği önemli bir mesajı olmuştur. Şöyle buyurmuştur Peygamberimiz (sav): “Benden sonra (gelecek) ne Resul vardır, ne de Nebi.” Binaenaleyh Kur’ân ve Sünnetimden sonra Ümmetime nübüvvetten sonra sadece mübeşşirat kalmıştır.”

Soru: Mübeşşirat ne anlama geliyor?

Cevap: Peygamberimizin (sav) ifadeleriyle “Mübeşşirat (müjdeleyiciler), ahir zaman müminlerin gördüğü sadık (salih) rüyalardır.”

Soru: Peygamberimizin (sav) her bir sözü, Kur’ân’a dayanır veya Kur’ân ile tescil edilir derler. Bu hadis de böyle midir?

Cevap: Öyle diyebiliriz. Nitekim Yunus Sûresi’nin 64. âyetinde C. Hak, “Dünya hayatında da, ahirette de onlara müjde vardır. Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.” buyurmaktadır. Burada geçen ‘müjde’, bahsedilen “mübeşşirat” yani sadık rüya ile ilgili olmalıdır. Nitekim bir başka hadiste müjdeden kastın, “bir Müslümanın gördüğü veya onun hakkında görülen sadık rüyadır. Bu dünya ve ahiret hayatı için bir müjdedir.” denilmektedir.

Soru: Peki, sadık rüyalar her halükârda doğru ve anlamlı rüyalar mıdır?

Cevap: Tabiî ki. Çünkü bu hususta Peygamberimizin (sav) çok bariz bir açıklaması vardır. Şöyle buyuruyor Peygamberimiz (sav): “Ahir zamanda müminlerin (sadık) rüyaları yalan çıkmaz, zira müminlerin (bu gibi) rüyaları, nübüvvetin kırk altı cüzünden biridir.”

Soru: Anladım. Peki, kimler daha çok böyle güzel rüyalar görebilir? Ve bu gibi rüyaların hepsi de müjde midir?

Cevap: Bu sorunuza ben yine hadis kaynaklarına dayanarak, bir açıklama getireyim. Ahlâkî güzel olan, hep hak ve hakikatten yana olan, dürüstlüğü ile güvenilir olan takva sahibi her bir müminin rüyası sadık olur. Nitekim Peygamberimiz (sav) “Rüyası en doğru olanınız, en doğru sözlü olanınızdır.” ve bir başka hadisinde de “Sadık rüyayı doğru sözlü kişiler görür ve bu kişilerin rüyası Cenab-ı Haktan bir müjdedir.” Buyurmaktadır.

Soru: Peki sadık rüyalar, daha çok hangi vakitlerde görülebilir?

Cevap: Peygamberimiz (sav) sadık rüyaların, umumiyetle seher vakitlerinde görüldüğünü söylemektedir.

Soru: Siz hep Kur’ân ve Sünnet ekseninde cevap veriyorsunuz. Öyle ise bu çerçevede bir soru daha sorayım. Peygamberimizin (sav) tespitlerine göre sadık rüyaların dışında kaç çeşit rüya vardır?

Cevap: Peygamberimiz (sav) rüyaların üç kısımdan oluştuğunu söyler. Bahsettiğimiz üzere Allah’tan gelen müjdeli sadık rüyalar, şeytandan gelen üzüntülü ve hatta kaygı verici rüyalar ve bir kimsenin zihninde meşgul olan ve(ya) kendi kendine konuştuğu karışık rüyalar.

Soru: Demek bizler de şeytan da kötü ve karmaşık rüyalar görmemize sebebiyet verebilir. Bunun hikmeti nedir? Böyle bizi rahatsız eden rüyalar görmemiz, bizlerden mi kaynaklanıyor yoksa bunlar gayri ihtiyari olarak tesadüfen mi uykularımızı bozuyor? Uyku ve rüya arasında ne gibi ilişki var? Uykuya mı daha çok ihtiyacımız var yoksa rüyalara mı? Rüyalara daha çok ihtiyacımı var derseniz o halde bizi manen rahatlatan güzel yani sadık rüyalar nasıl görebiliriz? Çok merak ediyorum rüyaların gizemi nedir? Sigmund Freud, Carl Gustav Jung, Erich Fromm veya Alfred Adler gibi ecnebî rüya bilimcileri, peygamberimizi (sav) teyit eden bulgular elde edebilmiş midir? Ayrıca rüyaların ilham ve üretkenliğe de katkısı olabilir mi? Yani rüya bir ilim kaynağı olabilir mi? Daha da önemlisi İbni Haldun, İbnül Arabi, Niyazi Misri, İmam Nablusi gibi bizim İslâm âlimlerimiz rüyalar hakkında ne diyor? Bunları çok merak ediyorum? Bunlara cevabınız nedir?

Cevap: Elimden geldiği kadar bunların hepsine cevap vermek isterim ama hangisi ile başlayalım doğrusu bilemedim. Müsaade edersen ilk önce biraz soluklanalım ve okuyucularımızı hemen ilk mülakatta fazla yormayalım. Belki bu zor günlerde sevgili okuyucularımız okudukları hakkında tefekkür etmek ister ve bu vesile ile güzel rüyalar görmelerine vesile olabiliriz. Onun için mülakatımıza şimdilik bir ara verelim ve birkaç gün sonra yeniden buluşmak dileği ile sohbetimizi tamamlayalım.

[1] Buhari; Tabir: 5. Müslim; Salat: 257-258. Tırmizî; Rüya: 2. İbni Mace; Rüya: 1.

[2] Buhari; Tabir: 5. Müslim; Salat: 257-258. Tırmizî; Rüya: 2. İbni Mace; Rüya: 1.

[3] Tırmizî: 2273. Dimaşkî; C. IX: 256. Müslim; Rüya: 6. Ahmed b. Hanbel; 2: 269, 5: 309.

[4] Buhari; Tabir: 26. Müslim; Rüya: 6.

[5] Müslim; Rüya: 6.

[6] Tirmizi; Rüya: 3. Dârimî; Rüya: 9.

[7] Müslim; Rüya: 6.