Muhterem Okuyucularım;

Rüya, yüzyıllar boyunca insanoğlunun en çok dikkatini çeken hususlardan biridir. En eski dönemlerden itibaren, rüyayla ilgili çalışmaların yapıldığını görmekteyiz. Bu çalışmalar, daha çok rüya yorumculuğu üzerinde olmuştur. Günümüzde artık rüyanın psikolojik boyutları üzerinde de durulmaktadır. Hemen hemen tüm kutsal metinlerde rüyanın önemli bir yeri vardır. Tevrat ve İncil gibi Kur’ân da, rüya konusunda bazı bilgiler vermekte ve rüya yorumlamasına dair örnekler sunmaktadır.

Diğer taraftan Allah (c.c.), peygamberlikten sonra vahyin kesilmesine karşılık bir Rahmet kaynağı olarak mümin ve salih kullarına mübeşşirat çizgisinde sadık rüyalar lütfetmiştir. Kişinin iç dünyası ve manevî gelişimi açısından çok önemli bir olgu olarak gördüğümüz ve dinimizin de bu anlamda değer atfettiği sadık rüyalar ile ilgili somut örneklere ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda sahabilerin gördüğü rüyalar, günümüz Müslümanların da istifade edebileceği müjdeli işaretler ve derin manalar içerebilmektedir. İşte bu yazımda Halife Hz. Osman ve Hz. Ali’nin görmüş olduğu rüyaları sizlerle paylaşmak isterim.

Hz. Osman’ın Peygamberimize (sav) Kavuşacağına Dair Rüyası

Hz. Osman, Hicret’in 35. senesi Zilhicce ayının 18. gecesi düşmanları tarafından evinde sıkıştırılıp muhasara altına alınmış ve bir damla suya hasret bırakılmıştı. O gece rüyasında Peygamberimizi (sav), Hz. Ebu Bekir’i ve Hz. Ömer’i gördü. Efendimiz (sav) ona sordu: “Ya Osman! Seni muhasara edip buraya mı kapattılar?” “Evet, ey Allah’ın Resulü...” “Seni susuz mu bıraktılar?” “Evet, ya Resulullah...” O sırada Kâinatın Efendisi (sav), bir kova dolusu suyu ona uzatır ve Hz. Osman içer. “Ey Osman! Dilersen gelip seni kurtarsınlar; hepimiz oruçluyuz istersen yarın iftarını bizim nezdimizde yaparsın.” Hz. Osman rüyasında kararını hemen verdi: “Sizlerle beraber iftar etmek isterim ey Allah’ın Resulü.” (Suyûtî, Şerhu’s-Sudûr: 271).

Ertesi gün Cuma idi. Oruca niyet etti. Bütün gününü ibadet ve Kur’ân okumakla geçirdi. Kapının önünde Hz. Ali’nin talimatıyla Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bekliyordu. Görevleri, asilerin evin içine girmelerini engellemek idi. Ancak asiler, eve hücum etmiş, Hz. Hasan müdafaa esnasında yaralanmış ve nasıl oldu ise asiler duvardan atlayarak içeri girmeye muvaffak olmuşlardı. Birkaç asi, öldürücü darbelerle Hz. Osman’ı Kur’ân okurken şehit etti. Hz. Osman’dan akan kanlar, okuduğu Kur’ân’ın üzerine damladı. Böylece Peygamber Efendimizin (sav) Hz. Osman’a rüyada yaptığı davet gerçekleşmiş oldu.

Hz. Ali’nin Peygamberimizin (sav) Kendisine İki Hurma Verdiğine Dair Rüyası

Hz. Ömer’in halife olduğu bir dönemde Hz. Ali, rüyasında Peygamberimizin (sav) arkasında namaz kıldığını görür. Namazdan sonra bir cariye, elinde hurmalarla Peygamberimize (sav) doğru gelmiş. Hz. Peygamber (sav), o hurmalardan bir tane alıp Hz. Ali’ye vermiş. Bir tane daha hurma alıp onu da yine Hz. Ali’ye vermiş. Hz. Ali diyor ki: “Uyandığım zaman hem hurmanın tadı damağımdaydı, hem de Hz. Resûlullah’ın (sav) hasreti içimdeydi.”

Rüyadan uyanan Hz. Ali, abdest alıp doğru mescide koşar ve halife Hz. Ömer’in arkasında sabah namazını kılar. Namazdan sonra, gördüğü rüyayı anlatmak isterken, bir de bakar ki, rüyasında gördüğü cariye elinde hurmalar olduğu halde orada durmaz mı? Cariye, getirip elindeki hurmaları Hz. Ömer’in önüne bırakır. Hz. Ömer, hurmalardan birisini Hz. Ali’ye verir ve arkasından bir tane daha alıp yine ona verir. Hz. Ömer, kalanları da diğer sahabilere dağıtır. Hz. Ali, içinden “Bir tane daha verse” diye geçirince, Hz. Ömer ona doğru döner ve şöyle der: “Ya Ali! Allah’ın Resulü (sav) sana bir tane daha vermiş olsaydı, ben de sana verirdim.”

“Gayb âlemi açılsa her şeyi görsem yakinim (imanım) artmayacak” diyebilecek kadar iman yüklü olan Hz. Ali, bu söz karşısında hayrete düşer. Bunun üzerine Hz. Ömer kendisine: “Ya Ali! Hayret etme. Biliyorsun ki mümin baktığı zaman Allah’ın nuruyla bakar ve görür.” Rüyasının aynen gerçekleşmiş olduğunu gören Hz. Ali, o anda Hz. Ömer ile ilgili bir hadis-i şerifi hatırlar ve şöyle de: “Doğru söyledin ya emir-ül mümin. Peygamberimiz (sav) de zaten seninle ilgili olarak şöyle söylemiş idi: ‘Cennet ehlinin kandili hiç şüphe yoktur ki Hattab oğlu Ömer’dir.”

Bu sefer Hz. Ömer, heyecanlandı ve teyiden şöyle sordu: “Ya Ali, sen bunu Resûlullah’tan (sav) duydun mu?” Olumlu cevap alınca Hz. Ömer, Hz. Ali’nin bunu Peygamber Efendimizden (sav) duyduğuna dair ondan yazılı bir kâğıt aldı ve şöyle dedi: “Öldüğüm zaman bunu kefenimin içine koyunuz. Ben Rabbime bununla kavuşmak isterim.” (İbnu’l-Esîr, Usdu’l-Ğâbe fi Temyizi’s-Sahabe, III/588).

Hz. Ömer, hadiselere Allah’ın nuruyla bakacak kadar keramet ehli bir sahabi idi. O, Hz. Ali tarafından kendisine anlatılmamış olan rüyasının içeriğini hiss-i kable'l-vukû meziyeti ile hissetmiş ve o doğrultuda hareket etmiştir.

NOT: Sahabilerin gördüğü rüyalar hakkında daha çok bilgi sahibi olmak isterseniz bkz.: Seyyar, Ali ve Aydar, Hidayet. GÜNÜMÜZE IŞIK TUTAN PEYGAMBER VE SAHABE RÜYALARI; Nesil Yayınları; İstanbul; 2015.