REİS YOLDAŞLARINA YANLIŞ YAPTI! 
Reis, birlikte yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değişti. Sonra ne mi oldu? Ne olacak? Yoldaşlarını kaybetti. 
Böyle olmamalı idi. 
Yola kiminle çıktıysa hepsini yanında götürmeyi bilmeliydi.
Bakın Reis'in etrafına? Eskilerden kim kaldı? İnci gibi dizilmişlerdi Reis'in yanında, arı gibi dağıldı hepsi... 
Kendisi Cumhurbaşkanı olabilmek için Gül gibi adamı harcadı.
Binali Bey'i Başbakan yapabilmek için Hoca'yı harcadı. 
Birlikte yola çıktığı bakanları, vekilleri, belediye başkanlarını, teşkilat başkanlarını falan hepsini harcadı. 
Birçok bürokrat vardı ilk zamanlarda, şimdi hiçbiri yok ortalıkta, ne oldu? Onlar da harcandı. 
Peki niye harcandı tüm bu önemli insanlar? 
Bu insanların sanki Reis'ten bir beklentisi mi vardı? 
Alt tarafı, biri ölene dek Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturacaktı!
Biri Başbakan olarak hayata veda edecekti, diğerleri sürgit vekil olmaya devam edecekti. 
Belediye başkanları konusuna bir 'mim' koyalım da, teşkilat başkanları falan, hepsi ne güzel işlerini yürütüyor, usul usul olmasa da hızlı hızlı zengin olup gidiyorlardı. 
Bu istekler çok mu önemliydi de hepsiyle yollarını ayırdı Reis? 
Adamların ahiret kaygısı yoktu işte... 
Cennet isteseler daha mı iyiydi? 
Dünyalık isteklerini yerine getirebilirdi Reis... 
Ne gereği vardı ki yolları ayırmaya?!
Ha bir de gazeteciler vardı Reis'in kenara attığı... 
Zamanında Reis'e öyle destek veriyorlardı ki, düşünün ben bile kendimden şüphe duyardım Reis'e muhalif olabilirim diye ama onlardan asla şüphe duymazdım. 
Şimdilerde ''gördüğümüz yanlışları yazmayalım da taşa mı dönelim?'' diyenler, bir zamanlar Reis'te hiçbir yanlış görmüyor, Reis'in daha söz ağzından çıkmadan hemen savunmaya geçiyorlardı Reis'in her cümlesini. 
Sonra onlara da bir 'haller' oldu. 
Gaza mı geldiler, dolmuşa mı bindiler, ne yaptılar bilmem ama Reis onların 'mamasını' kesince kendilerini çok ezilmiş hissettikler, ''Verdiğimiz onca desteğin karşılığı bu muydu?'' dediler ve gözleri birden açıldı bu sefer de Reis ne derse desin tam karşıt oluverdiler Reis'e. 
Atacaktı onların önüne de bir şeyler, onlarla da devam edecekti Reis. 
Yazık etti kendine çok yazık. 
Ne vardı ki, sadece cebini, makamını, koltuğunu düşünenlerle devam etseydi? 
Neymiş de ihaneti sezmiş sonra da kapıya koymuş hepsini... 
İhanet etselerdi azıcık da... 
Alt tarafı partisi biterdi, alt tarafı ülkeyi yönetemez hale getirirdi, alt tarafı sırtında sayısız bıçak yarası olurdu. 
Etrafınızdaki muhafazakar olup da Reis'e muhalif olan kim varsa dikkat edin, hepsi birden bire Reis düşmanı olmuştur. 
Koltuğu altından çekilen kıçının üstüne düşmüş, kalkarken elinden kim tuttuysa onun safına geçmiştir. 
Bir de bir zamanlar Reis'e acayip muhalif olup da şimdilerde Reis'e toz kondurmayan tipler var, onlara da bir göz atın, yavaş yavaş olmasa da hızla zengin olmaya başlamışlardır ya da altında önemli bir koltuk vardır. 
Hiç unutmam çocukken bahçede oynarken, elimdeki ekmeği gören bir köpek yavaşça, kuyruk sallayarak yaklaştı bana. 
Ekmeği bölüp verince sırnaşmaya başladı. Ardından bir köpek daha geldi, ne bileyim çocuk aklı, ortaya ekmeğin parçasını atınca birbirine saldırdı bunlar. Oysa biraz önce gayet güzel oynaşıp duruyorlardı. Sonra elimde köpeğe verecek ekmek kalmamıştı. 
Ekmek kalmadığını gören köpekler, ekmek bittiği halde bana herhangi bir kötülük etmediler. Başka zaman başka yerde gördüler gene kötülük etmediler bana. 
Köpek, elinden ekmek yediği insanı hiç unutmaz ona kötülük etmezmiş. 
Mustafa Süs