Bugün, Doğu Türkistan’ın hürriyet ve bağımsızlık mücadelesinde unutulmaz izler bırakan Osman Batur’un şehadetinin 70’inci yıl dönümü. Çin yönetimine karşı giriştiği mücadelede Osman Batur’un eşi, ailesi ve çocukları acımasızca katledildi. Doğu Türkistan’ın özgürlüğü ve bağımsızlığı uğruna hayatını ortaya koyan Osman Batur, 29 Nisan 1951’de kurşuna dizilerek şehit edildi. Osman Batur’un işgalci Çin’e baş kaldırması, başlarda halkın tepkisini çekse de yaşanan olaylar ve verilen mücadele onu Uygur Türklüğü ve Doğu Türkistan’ın bayrak şahsiyetlerinden biri haline getirdi.

OSMAN BATUR’UN HAYATI

Altay’ın Köktogay bölgesi Öndirkara mevkiinde doğan ve Kazaklar’ın Orta Cüz Kerey boyuna mensup olan Osman Batur’un babası İslâm Bey, annesi Ayça (Kayşa) Hanım’dı. Çocukluk yıllarında dinî dersler aldı. Gençliğinde işgalci Çinlilere karşı savaş eğitimini Böke Batur’dan öğrendi. 12 Şubat 1940’ta Sarıtogay’da Akit Hacı Camii’ne yapılan saldırılar üzerine İris ve Esim Han liderliğinde Çinlilere karşı başlatılan protestolara katıldı. Çinli yetkililer İslâm Bey’den silâhların toplanıp teslim edilmesini isteyince Osman Batur babasının ısrarına rağmen silâhını teslim etmedi ve “Bugün silâh veren yarın canını da verir, istiyorlarsa gelip alsınlar” diyerek tarihe geçti.

EKİM 1941’DE MİLLİ AYAKLANMANIN LİDERİ

Urumçi idaresinin 5 Temmuz 1940’ta Altay’da Ruslar’a maden arama izni vermesi isyan ateşini alevlendirdi. 10 Mayıs 1941’de Osman Batur’un emriyle Altay’da görevli birçok Rus kurşuna dizildi. Ekim 1941’den itibaren millî ayaklanmanın liderliğini kendisi üstlendi. Çinliler ve Ruslar bu isyanı bastırmak için bütün güçlerini seferber ettilerse de bir sonuca varamadılar.

HALKI ONA “BATUR” İSMİNİ VERDİ

Hür Altay/Erikti Altay teşkilât divanı 22 Haziran 1943’te Bulgun’da yaptığı bir törenle gerçek adı Osman İslamoğlu olan Altay Kartalı’na, “Han” rütbesi ve kahramanlıklarından dolayı “Batur” unvanı verdi.

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ BASKI VE ASİMİLASYON POLİTİKASI

Doğu Türkistan’ın Osman Batur’dan bu yana verdiği bağımsızlık mücadelesi, halen sürmekte. Bugün Çin yönetimi, Uygur Türklerinin yoğun olduğu Doğu Türkistan başta olmak üzere, Çinli olmayan her grubu sistematik baskı ve asimilasyon politikaları ile sindirme siyasetini sürdürüyor. Özellikle dünya kamuoyunun yakından takip ettiği toplama kampları aracılığıyla milyonlarca Uygur Türkünü sözde “yeniden eğitim” kamplarında tutuyor.