Müminin Miracıı Hakk’a ve hakkın rızasına yükselmesidir. Mirac; müminin aşağıların aşağısı tüm şeytani izim ve rejimlerden kurtulup İslam düzeniyle yücelerin en yücesi Allah (c.c)’ın rahmet ve mağfireti katına yükselmesidir. Mü’min bunu başta namaz ve diğer kulluk görevleriyle elde eder. Zekat, oruç, hac, cihad gibi diğer tüm ibadetler Allah (c.c)tarafından Cebrail (a.s) vasıtasıyla bizlere gönderildi. Sadece Namaz bizzat Allah(.c.c) tarafından Peygamber Efendimize Miracta hediye edilen vasıtasız tek ibadettir. Mirac namazın emanet edildiği bir buluşmadır. Bir törendir. Allah ile biz kulları arasında yapılan sözleşmenin imzası Kelime-i Şehadettir. Bu kulluk sözleşmesinin ilk maddesi de namazdır. Hz.Adem(a.s) babamızla başlayıp kıyamete kadar devam edecek Allah’a kulluğumuzun olmazsa olmaz ilk şartı namazdır. Mescidi Aksa’nın avlusunda toplanan kalabalığa karşı beşikte iken Allah’ın lutfuyla konuşmağa başlıyan Hz.Meryem(a.s)’in Oğlu İsa (a.s), “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. O Allah bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti(Meryem S.30-32)” diyerek müminleri sadece Allah’a secdeye ve boyun eğmeğe davet etmesi, namaz ibadetinin önemini göstermiyor mu? Evet; “Müminin mir’acı namazdır” buyuran eşsiz Önderimiz Hz. Muhammed (s.a)Efendimiz’in izinden gidenler mirac hediyesi namaza sahib çıkarlar. Günde beş vakit kılınan namazla hem ruhlarıyla ilahi sevgi ve aşk makamında devamlı seyahat ederler. Hem de nesline, ehline ve topluma namazı tavsiye ederler. Namazın önündeki tüm engelleri kaldırmak için cihad ederler. Allah’a ibadetin (kulluk görev ve ödevlerimizin) merkez üssü namazdır. Allah(c.c) aile ve devlet yöneticilerine, “Ailene, akrabalarına, halkına, (ümmetine namaz kılmayı öğret, namazı muntazam kılabilecekleri bir düzen kur) namaz kılmalarını emret, namazlarını kıldır, onlara rehberlik, imamlık et. Kendin de namaza sabırla, metanetle devam et. Namazı kılmaları hususunda gevşek davranma, ısrarla sabırlı ol (Taha S.132)” ayetiyle görev yüklemektedir. Devlet ve kurumları, belediyeler, sivil toplum ve örgütleri, işadamları, sendikalar, okullar, Allah’a saygının isbatı ve şartı olan namazı ikame etmekle (korumakla) görevlidirler. Namaz neslini ve namaz toplumunu oluşturmakla görevlidirler. Çünkü; Cennetin ve mutluluğun anahtarı namazdır. Barışın yolu namazdır. Sevgi ve merhametin menbağı namazdır. Kardeşliğin ilacı namazdır. Faiz, kumar, alkol, uyuşturucu ve kumar gibi tüm fuhşun (kötülüklerin) kalkanı namazdır. Hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çekmenin ilk yolu namazdır. Mazluma, yoksula, yolda kalmışa zekat ve infakla sahib çıkmanın yolu namazdır. Ölmeden önce ölmenin provası namazdır. Nefsi, gururu, kibiri, enaniyeti, cimriliği, kirliliği rüku ve secdeyle yok etmenin yolu namazdır. Her türlü terörün panzehiri namazdır. Dürüst bir toplumu oluşturmanın yolu namazdır. Doktorun, polisin ve savcının yükünü azaltmanın yolu namazdır. Asırlarca yer yüzünde süren süper gücümüzü, “Rahman olan Allah’ın âyetleri onlara

okunduğu zaman gözyaşlarını içine dökerek saygılarından sübhânallah diyerek secdeye kapanırlardı” ayeti kerimesinde de tarif edilen toplumlar yoluyla elde etmiştik. Ve sonra, “Nihayet, bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı terk ettiler. Nefislerinin arzularına uydular, haramların peşine düştüler. Bu yüzden ilerde, hak yoldan sapmalarının cezasını çekecekler. (Meryem S. 58-59)” ilahi mesajında belirtilen zelil toplumlar haline dönüştük. Yıllar süren bu bela ve felaketlerden sonra artık, “Allah’ı zikretmek, aile ve toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek Hak kitap Kur’ân’dan inen âyetleri anlamak, yaşamak ve anlatmak için, mü’minlerin akıllarının, ruhlarının tam bir samimiyetle kıpırdanma zamanı gelmedi mi? (Hadid S.16)” ilahi mesajı ışığında miracımız; bu soruya evet geldi Ya Rabb! Sana ve İslam Nizamına döndük Ya Rabb! Cevabı şuuruyla mübarek olsun. Kudusü Şerifle beraber Şam, Bağdat, Kabil gibi tüm şehir ve ülkelerin İslami istiklallerine kavuşmaya vesile olsun. Amiin