Memleketimizde bağımlılık yapan uyuşturucu maddelerin kullanımı ve tüketimi ne yazık ki her geçen gün artmaktadır. Özellikle şahsiyetlerini ve maneviyatlarını tam olarak geliştirememiş gençler, özenti ve taklit gibi bireysel zaaflarla bağımlılık yapan maddeleri denemek suretiyle kötü alışkanlıklar edinmektedir. Böyle durumlarda aile fertleri, çoğu zaman çaresiz kaldıkları için, psiko-sosyal dış desteğe ihtiyaç duyar.

Madde bağımlısı yapan bazı maddelerin yasak olmalarından ve piyasada bulunmadıklarından dolayı el altından ve pahalı olarak satılmaktadır. Erişim maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı birçok madde bağımlısı genç, en ucuz uyuşturucu maddelerine yönebilmektedir. Bu maddeleri kullanmadan yaşayamayan birçok madde bağımlısı genç, irade ve şuurlarını da yitirdikleri için, para temini noktasında her türlü gayrî ahlâkî işlerin içine girebilmekte (fuhuş vb.) ve adî suçlar işleyebilmektedir.

Eroin, kokain, ekstazi gibi ticarî maksatlarla satılan maddelerin yanında özellikle sokağa terk edilmiş çocuklar, yapıştırıcı maddeler dahî kullanmaktadır. Sokak çocukları ile madde bağımlılığı arasındaki sorunsal ilişki, aile politikalarındaki ihmaller zincirinin sadece bir yansımasıdır. Sıcak bir yuvadan uzak bir şekilde sürekli olarak sokakta yaşamak zorunda kalan çocuklarımızın bir kısmı, merakın ötesinde şahsî, bedenî, ruhî, ahlâkî ve sosyal sebeplere bağlı olarak madde bağımlısı konuma düşebilmektedir. Sahipsiz tinerci sokak çocukları, hem kendilerini ruhen/bedenen öldürmekte, hem de çevreye zarar verebilmektedir.

Hatırlayalım! Daha bundan birkaç yıl önce bir tinerci çocuk, yine Takim’de yüzbaşıZeki Şen’i bıçaklayarak öldürmüştü. Dolayısıyla tinerci sokak çocukları sorunu yeni bir sorunsal olgu değildir. Ama ne var ki yıllardan beri (madde bağımlısı) sokak çocuklarına yönelik bir sosyal politika konsepti geliştirememiştir. Bir başka ifadeyle sokaklarımız güvenli olmaktan çıkmıştır. O halde ne yapmalıyız?

Kısa Vadede Müdahale Odaklı Önerilerimiz

  • Belediyeler, belirli bir coğrafî alanda bir arada yaşayan topluluk üyelerinin en fazla ihtiyaç duydukları ortak hizmetleri sağlamak maksadıyla meydana getirdikleri yönetim birimleridir. Bu yönüyle belediyeler, halkın sosyal ihtiyaçlarını ve güvenliğini karşılamada bir araç olarak yerel sosyal politikalara başvurur. Bu bağlamda (madde bağımlısı) sokak çocuklarının tıbbî, sosyal ve meslekî rehabilitasyonlarına yönelik olarak mümkün mertebe şehir dışında korunaklı ıslah merkezleri oluşturmalıdır.
  • Beldenin genel düzenini korumak, belde halkının sağlık ve huzurunu sağlamakla görevli olan zabıta personeli, yetkisi kapsamında yürüttüğü hizmetlerde bir taraftan kanunî yükümlülüklerini, diğer taraftan da bu mesleğin spesifik sosyal ve ahlâkî kurallarına uymak durumundadır. Özellikle acil durumlarda, kanun, tüzük ve yönetmeliklerde açık olarak ifade edilmeyen veya işin uygulanma tarzına dair somut bir emir biçimi bulunmayan veya bunların uygulanmasında tereddüt hâsıl olan işlerde zabıta personeli, kendi vicdanî ve ahlâkî sorumluluğu altında gerekli ve en uygun tedbirleri alma becerisini gösterebilmelidir. Bu bağlamda (madde bağımlısı) sokak çocuklarının tespiti ve uygun yollarla ilgili ıslah merkezlerine gönderilmesi konusunda zabıta personeli eğitilmelidir. Bu bağlamda seyyar sosyal hizmet elemanları da zabıtaya destekçi olmalıdır.

Uzun Vadede Koruyucu Sıhhî ve Sosyal Politika Tedbirleri Geliştirilmelidir

  • Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Hizmetlerden sorumlu Bakanlık,muhtemel sosyal sorunların gün ışığına çıkmasına fırsat vermeden önleyici tedbir mahiyetinde etkin koruyucu sağlık ve sosyal politikalar geliştirmeli ve uygulamaya dönük acil eylem plânları hayata geçirmelidir. Bu doğrultuda muhtemel hastalıklara ve madde bağımlılığına karşı koruyucu sağlık hizmetleri ne kadar önemli ise koruyucu aile politikaları da o kadar elzemdir.
  • Kısacası aileye ve gençliğe dönük etkin sosyal politikalar uygulanmadığı sürece sokak çocukları sorunu veya madde bağımlılığı sorunu gibi her türlü sosyal sapkınlıkların ortaya çıkması tabiatın bir gereğidir. O halde maneviyatı da ihtiva eden aktif sosyal politikaların yürürlüğe konulması ve bu doğrultuda gerek sosyal elemanların yetiştirilmesi, gerekse psiko-sosyal ve kültürel kurumların tesisi elzemdir.

Prof. Dr. Ali Seyyar