Yazı dizimizin

  • Medeniyet Mütearifesinin ( Paradigmasının ) İnşası Ve Kayıt Altına Alınması,
  • Rantiyenin Bilinen Genel Taktikleri,
  • Cin Fikirli Ünvanlı Kurnaz Rantiyeden Uygulama Örnekleri

Başlıklarından oluşanı ikinci bölümünü murakabelerinize arz ediyorum.

Unutulmasın ki; İçimizde ve dışımızda her gün bir Kerbela Cengi kurulur, mesele Hüseyin olabilmektir.

MEDENİYET MÜTEARİFESİNİN ( PARADİGMA ) İNŞASI VE KAYIT ALTINA ALINMASI

KUR'AN vahyi yazılarak kayıt altına alındı. Resulullah (SAV) vahyi yine bir vahiy olan yorumları ile açıkladılar. Harikulade tavır ve davranışları ile gösterdiler, müminleri inşa ettiler. Sözlerinin yazılmasına müsaade buyurdular. Kur'an vahyinin 7 değişik şekilde okunabileceğini ifade ettiler. Vahyi tüm okunuşları ile EZBERLETTİLER. Tefsir buyurdular ve özellikle SUFFE ASHABI olarak bilinen seçkin VAKIF İNSANLARI eğittiler.

HZ. Ali (kvra)’yi;

Harun (as) Musa'ya (as) göre ne ise Ali’de bana (sav) göre O’dur fakat benden sonra PEYGAMBERLİK YOKTUR[1].

Ben kimin MEVLASI isem Ali de onun Mevla[2]sıdır[3],

Kur'an Ali'den ayrılmaz[4] (DİKKAT ifade Ali Kur'andan ayrılmaz şeklinde değil)

Ali'yi MÜMİN SEVER, m ü n a f ı k BUĞZEDER[5].

Ben ilmin şehriyim Ali kapısıdır[6].

Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılırsanız sapıtmazsınız; Allah’ın kitabı ve ehli beytim[7].

Ehli beytim Nuh’un gemisi gibidir, onlara tutunan kurtulur[8].

Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridir[9].

GİBİ İFADELERİ İLE ÜMMETE ÖNDER OLARAK İLAN BUYURDULAR.

---------------------------------------

[1] İbn Hanbel, I, 171

[2] MEVLA; emrine itaat zorunlu olan otorite, imam, koruyucu, muhafız

[3] Tirmizi, Menakıb,19; İbn Mace, Mukaddime,11; İbn Hanbel, 1/84,118, 119; Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi 13. Cild, 279-280. Shf. )

[4] Gayet-ul Meram, s.539. Kaynak hakkında Bilgi için; Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 13. cild, 413.shf. )

[5] (Sahih-i Müslim, c.1, s.120; Sahih-i Tirmizi c.5, s.306, Hadis No: 3819; Sünen-i Nisai c.8, s.117; Müsned-i Ahmet bin Hanbel c.1, s.95; Ebu Naim el-Asbahani "Hilyet'ül Evliya" c.4, s.185; el-Müttaki el-Hindi "Kenz'ul Ummal" c.2, s.598; İbn'ül Cevzi “Tezkiret'ül Havas” s.35; İbni Ebil Hadit "Şerhu Nehc' ül Belağa" c.8, s.119; el-Heysemi "Mecma'üz Zevaid" c.9, s.133; el-Tabari "Zehair'ul Ukba" s.91; İbn-i Abdülbirr “el-İstîab” c.3,s.1100.)

[6] el- Cami’us-Sağir 1/415, Sevaiku'l-Muhrika 73; Tehzibu't-Tehzib 6/320; Müstedrek-i Hâkim 3/126

[7] Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 36.

[8] Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157;

[9] Tirmizî, Menâkıb, 31, Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 288, 440, 531; İbn Mâce, Mukaddime, 11.

“Benim ümmetimin VELİLERİ İsrail oğulları peygamberleri gibidirler[10]” ikazı ile Müslümanları kıyamete kadar Kur’an’ımızın ifadesi ile İMAM-I MÜBİN[11]’e istinat eden, KİTABI MÜBİNE[12] vakıf kılınmış, İlmi ledün ile teçhiz edilmiş, İlahı muhafazaya alınmış, EHL-İ ZİKR’in[13], velayet sahibi kılınmış EVLİYAULLAHIN rehberliklerine yönlendirdiler.

Türkler, bireysel olarak Yasir Ailesi[14] gibi şahsiyetler vasıtası ile İslam ile tanıştıktan sonra, Resulullah'ın (sav) Hz. Ali (kvra)'yi HEMEDAN'a tebliğe göndermesi sonucunda, Hz. Ali (kvra) vasıtası ile kitlesel olarak İslam ile buluşmaya başladılar.

RANTİYENİN BİLİNEN GENEL TAKTİKLERİ

İslam’ın Hâkim olmasının akabinde, Mekke kodaman kalıntıları hemen “ BEN DE MÜSLÜMAN OLDUM” demekte bir mahzur görmediler. Artık RANT ANCAK MÜSLÜMAN OLMAKLA ELDE EDİLEBİLİRDİ. Resulullah efendimiz (sav) Mekke’nin fethinden sonra Müslüman olduklarını ifade eden taife için TULEKA[15] tabirini ifade buyurmuşlardır.

Resulullah'ın (sav) dar-ı bekaya teşriflerinden sonra KABİLE gücüne dayanarak idareci statüsünü ele geçirmek için mücadele başlatanlar oldu. Hz. Ebubekir'in (ra), durumun zaruretinden ve aciliyetinden ötürü yönetici seçilmesinden sonra, Emevi KODAMANI Muğire Bin Şube ve kölesi Pers (sasani) kökenli Ebu Lülü ismindeki katilin organizasyonu ile şehit edilen Hz. Ömer'in (ra) vefatına kadar, Müslüman olmuş olan (Müslümanın bir anlamı da Kur'an da vazedildiği şekilde MECBUREN BOYUN EĞMİŞ OLUP, henüz imanın kalplere yerleşmediği durumu tarif eder) KODAMANLAR yönetimde etkin olamadılar.

Hz. Osman (ra)'ın ZAYIF yöneticilik durumu ve özellikle aynı aileden olduğu Emeviler’e olan yakın ilgisi sonuçta, yönetimde Hz. Osman (ra)’ı etkisiz kılan bir Emevi sultasının oluşmasına ve Resulullah’ın(sav) sahabesinin küskünlüğüne yol açtı. Peygamberimiz (sav)’in, Hz. Ebubekir (ra)'in, ve Hz. Ömer (ra)'in Mervan isimli cıfıtı, lanetli babası hakem ile beraber Medine’den SÜRGÜN ETMELERİNDEN sonra, Mervan'ın Hz. Osman (ra)'ın zafiyetinden faydalanarak, akrabası Hz. Osman (ra)’ın YARDIMCILIĞINI ele geçirmiş olmasından ve halifeye hükmetmesinden ötürü, Hz Ali'nin (kvra), Hz. Osman (ra)’a yardımcı olma gayretleri ve uyarıları sonuçsuz kıldı. Rantiyenin bilinen genel taktikleri başlığı için Hz. Osman (ra) efendimizin bu örneği fazlasıyla yeterlidir. Cenab-ı Hak mekânını âli eğlesin.

--------------------------------------------------

[10] Razi, Tefsir, VIII/302; Neysaburi, Tefsir: I/264; Keşfu’l-Hafa: II/64

[11] Meşarik-ul Envar c. 55, El -Katra c. 1 s. 234 ( Eser hakkında ayrıntılı bilgi için; Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Müellif: İBRAHİM HATİBOĞLU, 29. cildin, 361-362. Shf. )

[12] Yasin Suresi 12. Ayet

[13] Kuranı Kerimin talimatı; Bilmediklerinizi ZİKİR EHLİNDEN sorun ile öne çıkarılanlar

[14] Hz. Sümeyye (ra), Hz. Yasir (ra). Hz. Ammar Bin Yasir(ra)) ve Selman-ı Farisi (ra)

[15] Tulekā terimi, daha dar çerçevede Mekke’nin fethi sırasında şehrin lideri sıfatıyla tulekānın başında yer alan Ebû Süfyân’ın soyundan gelen Emevî hânedanını aşağılamak amacıyla kullanılmıştır. Hz. Ali’nin Muâviye ve Ebû Süfyân için kelimeyi bu bağlamda kullandığı rivayet edilmektedir. Hz. Ali, Muâviye’yi temsilen Habîb b. Mesleme başkanlığında huzuruna gelen üç kişilik heyete şiddetli tepki göstermiş, kendilerini muhatap almaya bile değer bulmadığını söylemiş, bu arada Muâviye hakkında “talîk oğlu talîk” demiştir (Mecdüddin İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 291).

CİN FİKİRLİ ÜNVANLI KURNAZ RANTİYEDEN UYGULAMA ÖRNEKLERİ

Medine’deki sahabeyi de KÜSTÜRMÜŞ OLUP tamamen yalnız kalan Hz. Osman(ra),Şam Valisi Muaviye ve akrabası Mervan'ın provokatİF bir organizasyonu ile katledilirken, büyük bir orduya hükmeden Muaviye, halifeyi kurtarmak bir yana cinayete SEYİRCİ kalarak Hz. Osman (ra)'ı BERTARAF edip, cinayetten bir de Hz. Ali (kvra)'yi sorumlu tutmak kurnazlığını tatbike koyulunca, sahabenin büyük çoğunluğunun biat ederek meşru olarak halife seçtikleri Hz. Ali' (kvra)ye karşı çıkmaya kendince güya BAHANE İCADETMİŞ oldu.

Muaviye Bin Ebu Süfyan, Hz. Osman'ın katillerinin güya cezalandırılmaları talebi ile Hz. Ali (kvra)'ye tabi olmayı reddedip, bir ASİ ve BAĞİ olarak kendi ailesinin HANEDANLIĞINDA Emevi SALTANAT devletini kurma yolunda merhale almış olup, Kendisi KRAL (MELİK) olduktan sonra, Hz. Osman’ın (ra) katillerini!!! hiç te takip etmek ihtiyacını duymadı.

Yazı dizimize Pazartesi günü;

Nübüvvet - Velayet - İmamet, Eldeki Kor Ateş Gibidir,

Nübüvvet - Velayet - İmamet İle Saltanat Uygulamalarının Karşılaştırılması

“ At İzlerine İt İzleri Karışıyor ”

Başlıklarıyla devam edelim inşallah.