Değerli Okuyucularımız;

2012 yılı Nisan ayında kaleme almış olduğumuz Kerbela Faciası etrafında o zamanı ve günümüze yansımaları ile benzer durumları irdelediğimiz İmam Hz. Hüseyni Duruş – Kıyamete Kadar Kesintisiz Kıyam başlıklı yazımı bir yazı dizisi halinde alakalarınıza saygılarımla arz ediyorum.

Yazımızın Allah (cc)’ın Lütfettiği İlkeleri İptal, Yerine Kendi Arzularını İkame Etmek Alışkanlığı Başlıklı Birinci Bölümünü murakabelerinize arz ediyorum.

Unutulmasın ki; İçimizde ve dışımızda her gün bir Kerbela Cengi kurulur, mesele Hüseyin olabilmektir.

ALLAH (CC)’IN LUTFETTİĞİ İLKELERİ İPTAL, YERİNE KENDİ ARZULARINI İKAME ETMEK ALIŞKANLIĞI

Hz. Nuh(as) Allah ‘a (cc), münkir olan oğlunun kurtarılması için  “Rabbim o benim EHLİM” diyerek yalvarınca, Allah'tan (cc) aldığı cevap “O senin EHLİN DEĞİL” olmuştu çünkü ancak müminler müminlerin ehilleri olabilirlerdi.

Hz. Musa (as), Firavun’a hakikati tebliğ buyurduğunda Firavun, “ senin benden başka RABBİN mi var? Seni ben büyüttüm, komutan yaptım, prens yaptım, sen ise nankörlük ediyorsun “ demiş ve taraftarlarına, “ Bu Musa sizi iktidardan indirip yerine kendisi geçmek istiyor, ( O SİYASAL İSLAMDIR), VATANINIZ ELİNİZDEN GİDECEK “ Diyerek onları HZ. Musa (as)’ya karşı kışkırtmıştı.

Hz. Musa (as) İsrail oğullarını firavundan kurtardıktan sonra, İsrail oğulları eski EFENDİLERİ olan Firavun kavmine ÖZENEREK ve BENZEYEREK buzağıyı ilah edindiler. İsrailoğulları Hz.Musa (as)'dan getirdiği vahyi değiştirmesini, kendilerinin istediği gibi bir vahiy getirmesini istediler. Pek azı hariç çoğunluğu Hz. Musa'ya MUHALEFET ederek YAHUDİLEŞTİLER. MÜSLÜMANLIKTAN ÇIKTILAR. Bulundukları yerlerin iktidarları ile uyum için ne gerekiyor ise onu yaptılar.

Hz. Musa (as)'nın getirdiği vahyi değiştirdiler. Kendilerinin isteklerine uygun metinler tasarladılar ve kutsal kitap diye yutturdular. Kutsal kitap diye yutturdukları metinlerin hâkimiyetini dolayısı ile kendi hâkimiyetlerini tesis etmek için bir DİN ADAMLARI hiyerarşisi ve sınıfı icat ettiler.

Hz. İsa, (as) kendi kavmi olan[1] İsrail oğullarını hakikate davet ettiğinde, Yahudileşerek Hz. Musa (as)’dan sapmış olan İsrailoğulları, Hz. İsa (as)'yı  sanhedrin ismini verdikleri, “ Din adamları!!!” hiyerarşisi kurarak oluşturmuş oldukları meclislerinde yargılamış ve rezil olmuşlardı.

Hz. İsa (as) ile sözle başa çıkamayınca, ülkelerini işgal etmiş olan Roma'nın PAGAN (çok ilahlı putperest) İşgal kuvvetleri komutanı VALİSİNE Hz. İsa (as)’yı ” Bu İsa KRAL olmak istiyor, ( O SİYASAL İSLAMDIR ) sizin iktidarınızı elinizden alacak “ diye şikâyet ederek, tüm zamanların rantiyesinin haklı mazlumları bertaraf etmek için başvurdukları yöntemi uygulayarak, darbe cuntalarını tahrik ederek, O’nu cuntacılara ÖLDÜRTMEK istediler. Kendi sultalarını sürdürebilmek için Hz. İsa (as)'ya karşı pagan roma ile ittifak yaptılar.

Hz İsa (as) çekildikten sonra, o güne kadar Hz. İsa (as)'ya düşmanlık adına her şeyi yapan GREK kökenli PAVLOS isimli şahıs;

  • Ben İsa (as)'ya inandım, İsa (as) bana göründü. Artık KİTAPIN HÜKMÜ kalkmıştır. Kitap ile hükmedilmesine gerek yoktur.
  • İsa bizzat tanrıdır, tanrının oğludur, kutsal ruhtur. O (as)’nu sevmek yeterlidir.

Safsatalarını öne sürdü.

Onun bu hezeyanlarına zamanının İSEVİ MÜMİNLERİ karşı çıktılar. Bunun üzerine Pavlos ROMA ile anlaştı ve “ tüm yönetimler tanrıya aittir. İnsanların görevi onları yönetenlere İTAAT etmektir “ diyerek Roma ile ittifak yaptı. Bu talimat tam da romanın istediği bir inancı ihtiva ediyordu. Aramice olan incili yok ederek onun yerine, Roma’nın (Bizans’ın) arzu ettiği şeyleri, Pagan (putperest) saçmalıkları GREKÇE yazarak kutsal kitap diye yuttururken, zamanının İsevi MÜSLÜMANLARINI ROMALILAR’A öldürttü. Hz. İsa'ya (as) İhanet ederek HIRİSTİYANLIK diye bir inanç uydurdu. Din adamları hiyerarşisi kurarak insanları kendi cunta ve hevesleri doğrultusunda ZAPT-U RAPT altına aldılar ve zamanının  İsevi (as) Müslümanlarını yok ettiler.

Hz. Muhammed Mustafa (sav) insanlara HAKİKATI tebliğ edince, Mekke'nin yönetici cunta KODAMANLARI, O (sav)’na ittifak teklifleri yaptılar. O (sav)’na; KRALLIK, zenginlik, şehvet vaad ettiler. İslam’ı bozmak için Resulullah'a (sav) “ BİR YIL SEN BİZİM İLAHLARIMIZA TAP, BİR YIL DA BİZ SENİN İLAHINA (cc) tapalım “ Dediler. Onlar da bu şekilde bir DİNLER?! Arası diyalog istiyorlardı. Toptan ve KÖKTEN reddedildiler. (Şeytani tüm teklifleri ittifakları, yamulmaları, bükülmeleri reddeden müminlere, KÖKTEN DİNCİ denilmesi, ILIMAN İSLAM olunmasının teşvik edilmesi acaba bu sebepten midir?)

Zannedildiğinin aksine Mekke KODAMANLARI putlara falan tapmazlardı. Onların gündeminde putçuluk dahi olsa inanç adına herhangi bir şey yoktu. Onlar müşrik olacak kadar dahi bir hissiyata sahip değillerdi. Putlar bir nevi anıtlardı. Eski Yunan’da ilahların heykellerinin saklandığı tapınaklar, firavun mezarları piramitler ve diğer başka ANIT mezarlar gibi mahaller, sembollerin ilahlaştırıldığı gizemli yerlerdi. Mekke KODAMANLARI da KUTSAL Kâbe’yi böyle bir ilah sembolleri mahzenine çevirmişlerdi. Eskiden Yaşamış makbul şahıslar olarak bilinen kimselerin sembolik heykellerini Kâbe’ye yığmışlar ve bu suretle sürü teşkil eden halkın putlara olan itibarlarından kendi şahıslarına İTİBAR DEVŞİRMENİN peşine düşmüşlerdi.

Zavallı, gününü gün etmenin peşinde olan, para kazanmak, zengin olmak, müsabakalar seyrederek veya yaparak, kadınlar ile eğlenerek, erkek tavlayarak, içerek, gezerek, hatta eşlerini paylaşarak, erkeklerin şehvet nazarlarını celp etmek için kırıtışlar ile, süslenmeler ile yarışarak yaşayan halk sürüsü, varlığını işittikleri Allah (cc) indinde vicdanlarını teskin etmek için, kıymet evham ettikleri sembollere GÜNAH ÇIKARICI yakarışlar ile DİNDAR!!!??? OLUYORLARDI.

Mekkeli kurnaz kodamanların tek dertleri hâkim olmak, hükmetme kudretini ellerinde tutmak, nasıl istiyorlar ise öyle hükmetmekti. Bunun için;

  • Halk nezdinde itibar için put dolu Kâbe’ye güya hizmet ve gelen ziyaretçilere ikramda bulunmak,
  • Korkutucu bir ÖLDÜRME gücüne ve EKONOMİK zenginliğe sahip olmak gerekliydi.

Güç, kalabalık bir aile topluluğundan ve paradan geçerdi. O nedenle putlara inandıklarından veya putlara itibar ettiklerinden değil, onlar üzerinden halkın rağbetini temin etmek için rol yapıyorlardı. Gücü devam ettirebilmek, kabile bütünlüğünü ve saygınlığını her şeyin üstünde tutmayı gerektiriyordu. Bu yapıyı sarsan her şey onlar için yok edilmesi gereken düşmandı. Resulullah (sav) ile gelen ise bu yapıyı, anlayışı, düzeni yerle bir ediyordu.

Kur'an, daha önceleri gönderilmiş Peygamberlerimiz (as)’i ve vahiyleri onaylayan destekleyen muhtevası ile sadece Mekke MÜŞRİKLERİNİ DEĞİL, hileleri açığa çıkan, yalanları ifşa olan, kurdukları DİN ADAMLARI c u n t a l a r ı sarsılan YAHUDİLER VE HIRİSTİYANLARI da Mekke KODAMANLARI ile beraber rahatsız etti. Düzenleri bozulanlar, satın alamadıkları, ılımlaştıramadıkları Resulullah'a (sav) 23 yıl akla hayale gelmedik kötülükler yaptılar. O (sav)’ nu durduramadılar. İslam hâkim oldu.

17 Mayıs Cuma günü Medeniyet Mütearifesinin ( Paradigma ) İnşası ve Kayıt Altına Alınması başlıklı 2. Bölüm ile kaldığımız yerden devam edelim.

 

[1] Hz. İsa (as) İsrail oğullarından olup Annesi Hz. Meryem tarafından Hz. Davut'un (as) soyundandırlar