Bismillahirrahmanirrahiim

Allah’ın (c.c) şükreden Mü’min kulları olduğu gibi, Milyarlarca inkârcı-nankör (Kâfir) kulları da var! Kâfir kelimesi Arapça’da, “Hak ve hakikatleri gizleyen ve nankör” manasına gelir!

Allah’ın kullarına verdiği bunca sayısız nimetler gibi hangi birimiz zerresi kadar hizmetler yapabilir? Asla ve Kella!

Allah (c.c)’ın sayısız nimetlerine nankör olanlar bile varken, Biz kullarının yaptığı hizmetlere nankörlük yapan kullar olmaz mı?

Allah’ın üzerimizdeki en büyük nimeti olan insanca ve Müslümanca yaşama nimetlerine nankörlük yapan kâfirler, halkın seçtiği yöneticileri silahlarla devirdiler!

Kimini sürgün hayata, kimini cezaevine, kimilerini de darağaçlarında idama mahkûm ettiler!

Şehadetlerinin 55. yılında hak ve halk kahramanları şehit, merhum, mağfur Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmetle, nankörcü kâfirleri de lanetle anıyoruz!

Adnan Menderes ve arkadaşlarının şeref tacı suçları neydi?
Ülkemize ve halkımıza hizmet ettiler! Tekelci sermayenin karşısında Anadolu Sermayesi’ni güçlendirdiler!

Son yüzyılın İlk Müslüman Ülkeler Ekonomik Birliği olan D4’leri Bağdat Paktı’yla kurdular!

Batı’nın kokuşmuş medeniyetine karşı, Yeniden Dirilişimizi sağlamak için İslam Medeniyeti’nin güçlendirilmesine yöneldiler. İslam’i hayata dönüşün engellerini kaldırmaya başladılar!

Bin yıl okunan ama içimizdeki nankör Kâfirlerce yasaklanarak Allah-u Ekber ezanına hasret edilen minarelerimizden tekrar ezanlarımızı aslına uygun okuttular! 

İstiklal Zaferi’mizden sonra Osmanlı Cihan Devleti’ni yıkıp, Osmanlı Hanedanı’nı Batı’ya zorla gönderen Mason kâfirlerin zulmünü 30 sene sonra önlemeye çalıştılar. Osmanlı ailesinin yeniden ülkemize dönmelerini sağladılar!

Bu ve buna benzer sayılamayacak ülkemize ve halkımıza yaptıkları hizmetlerinin bedelini idamla ödediler.

Dış ve iç mihrakların talimatıyla başbakan ve arkadaşlarına yaptıkları silahlı ihtilal günü olan 27 Mayıs’ı utanmadan ve arlanmadan bayram ilan ettiler.

Yani “İdam’a Bayram!” yapan ülkelerin ilklerinden olduk!

“Kahrolası insan, ne kadar da nankördür! (Abese S.17.)” ve “Hakikatte insan Rabb’ina karşı çok nankördür (Adiyat S. 6)” ilahi mesajlarında bildirilen değişmez hakikati tüm darbelerde yaşadık!

Tüm Darbeleri yapanlar ve alkışlayanlar hep ülkenin kaymağını sömüren mutlu ve putlu azınlık, elit, aristokrat, nankör kitleler olmuştur! 

Ülkemizin geri kalmışlığının ana sebebi olan tüm ihtilallerde başrolde “Sermaye, medya ve yargı” şeytan üçgeni olmuştur. 

Ordumuzun paşalarını ikna edemeyince bir avuç maşalarla ihtilal yaptırdılar!

Dönmelerin müfteri medyası ve üniversitelerin amigoluğuyla, kiraladıkları vicdansız, cüzdanlı yargı yoluyla da devletin ehil ve emin, hak ve halk aşığı kaptanlarını bir bir İnfaz ettirdiler!

Ama artık silahlı darbeler yolu; anasından Er Doğanların, Tayyib elleriyle tarihin çöp sepetine atıldı elhamdülillah! 

Ama sandık ihtilali hiç geçmez! 

Asıl tehlike sandık darbesidir!

Silahlı ihtilallerden ümitlerini kesenler sandık ihtilaliyle halkımızı aldatmak için daha çok çalışıyorlar. Hababam sınıfı, eyyamcı, nemelazımcı ve ahlaksız hayâsız bir nesil yetiştirmek için seferberlik ilan ettiler. 

Eskiden ordumuzun silahına, şimdi ise demokrasinin can simidi olan oy sandığına sarılıyorlar! 

Zira, unutmayalım ki “Demokrasiler, uyku ve gafleti fırsat bilen tilki ve sinsi rejimlerdir!” 

Silahın darbe tokadıyla gidenler izzet bulur. Ama sandığın halk tokadıyla gidenler ise zillete duçar olur! Kolay, kolay iflah olmazlar!

İktidarımız ve tüm bürokrasi, sandık darbelerini önlemek için “Kulak sahibi!“ olmaları gerekiyor! 

Nasıl mı? 

Gelecek haftaki yazımızda inşallah!

Tekrar, şehadetlerinin 55. yılında halk kahramanları Adnan Menderes ve arkadaşlarını ayrıca Necmeddin Erbakan ve Turgut Özal merhumları rahmetle, şeytani devrimlerle değerlerimizi ve değerlilerimizi deviren nankörcü kâfirleri de lanetle anıyoruz!

Allah (c.c), halkın seçtiklerini silahla ve entrikalarla devirenleri ve devirecekleri kahreylesin!

 İdamı bayramlaştıran zalim ve kâfirlere asla bir daha fırsat vermesin! Amin.