Bismillahirrahmanirrahıım

Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allahımıza hamd; Başöğretmenimiz, Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti'ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)'ın ilke ve inkılabı İslam'a tabi olanlara, Din ve Vatan muhafızı Gazi ve Şehidlerimize salat ve selam olsun!

“İnsanlardan bazılarının dünya hayatı ile ilgili sözleri senin hoşuna gider. Kalbindeki, kafasındaki düşüncelerinde de samimi olduğuna Allah’ı şâhit tutar. Üstelik tartışmada da hayli usta, Allah’a isyanda, azılı bir düşmandır. Bunlar, iktidara geldikleri (dünya liderliğini ele geçirdikleri ve Kur’ân hükümlerini engelleyerek, dünyayı ve halkı istedikleri istikamette yönlendirdikleri) zaman, ülkelerde fesadı (Terör ve savaşı) yaymak, kazanç ve gelir düzenini bozmak; (tabiatı, toprağı tahrip edip ürün veremez hale getirmek; tohumları, bitkileri ve ürünleri bozma planları uygulamak) nesillere hayat hakkı tanımamak, kadına ait değerleri ve gençlerin ahlakını mahvetmek için çalışırlar ve koşuştururlar. Allah bozgunculuğu sevmez”(Bakara S.204-205) 

İlahi mesajında haber verildiği gibi insanlık yüz yıldır can, mal ve nesillerin erozyonunun acılarını yaşamaktadır. “Yeni Dünya Düzeni” sloganıyla yeryüzünün yönetimini ele geçiren başta siyonizm olmak üzere emperyalist güçler tüm insanlığa sadece savaş, yoksulluk ve ahlakı bozulan nesiller hediye ettiler! 

Cihan harpleriyle başlayan işgaller halkların istiklal savaşlarıyla sona erdirilse de içimizdeki masonik kuklalar yoluyla önce nesillerimizi dininden, tarihinden, medeniyetinden soğutup uzaklaştırdılar. Esrarkeş, alkolik, modaperest, fikirsiz ve idealsiz bir nesil meydana getirttiler. Sonra yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızı dış güçlere peşkeş çektirerek varlık içinde fakir ve yoksul ülkeler haline getirdiler. Dışa bağımlı, borç alan sözde devletler halinde böldüler ve parçaladılar. Güneş, petrol, altın gibi nimetlerin olduğu zengin ülkelerin başına, şımarık, azgın, kraldan daha kralcı yönetimler getirilerek;
“Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa”

İfadesinde belirtilen insanca ve hakça adil bir paylaşımı engellediler. Asırlardır devam eden “dini devlet, mülkü millet muhafazası için, rızaen lillah nöbetteyim efendim” inancıyla süper güç olmayı başaran Osmanlı Arslanı’nın nöbetine hasret kaldık. Dünya onun yokluğunun ızdırabını yaşıyor. Osmanlı arslanı içimizdeki hain odakların işbirliğiyle düşmanlar tarafından yok edilince ortalık kurt ve tilkilere kaldı.

Kurtlar Vadisinde içimizdeki tilki yönetimlerinin kurnazlığı ile yutulan topluluklar olduk. Az nüfusuyla İngiltere kurdu 1 buçuk milyar nüfuslu Hindistan, Bangladeş ve Pakistan’ı kemirmeye devam ederken, Fransa kurdu da aynı şekilde Cezayir, Tunus ve Fas’ı sömürmeye devam ediyor. Küçücük Belçika’nın Afrika’da sömürerek aç bıraktığı on koloni ülkesi var. Rus kurduna Türk Cumhuriyetlerini, Çin kurduna Doğu Türkistan’ı, Endonezya ve Malezya’yı bıraktılar. Başkurt ABD’ye ana kurt İsrail’i koruması için dünyanın kalbi Ortadoğu’yu teslim ettiler.

“Gerçek şu ki, (zalim) krallar bir ülkeye ayak bastıklarında oranın düzenini altüst ederler ve halkının seçkinlerini hor ve itibarsız duruma düşürürler. İstilacıların davranış tarzı her zaman böyledir. (Neml suresi 34)” ayet-i kerimesinde belirtildiği gibi dünyanın nöbetini bu kurtlara terk edeli, hep ağlıyor, sürülüyor ve dövülüyoruz.

Yıllar önce gittiğim Mısır’ın başkenti Kahire’nin en büyük tarihi mezarlığını ev olarak kullanan 1 milyon ailenin sefaletini gördüğümde, kendi halkına efendileri adına yaptıkları ihanetin boyutları karşısında şok olmuştum.
Dünyanın en büyük altın rezervlerinin bulunduğu Moritanya’nın (Fransa’nın sömürgesi) mazlum halkının susuzluktan okyanusta yıkanarak gusl ettiğini ve abdest almak için su bulamadığından küçük taşlara teyemmüm ederek camiye geldiklerini duyduğumda batının tek dişi kalmış medeniyetine nefretim ve kinim bir kat daha artmıştı.

Aç kurtların sofrasında parçalanıp yutulan, ezilen halkları kurtarmak için yola çıkan gönül fedaileri, morfinlenmiş genç Türkiye arslanını tedaviye başladılar. Sağına sağcılık, (kapitalizm) soluna solculuk, (sosyalizm) karnına da ırkçılık (faşizm) morfini vurulan arslan, İslam’ın kardeşlik (ümmet), barış, sevgi ve cihad iğneleriyle uyanıp kendine geliyor.

Tam yüz yıldır asrın firavunları Mao, Stalin, Marks, Mussolini gibi liderlerin sosyalizm ve kapitalizm gibi yaldızlı nutuk ve fikirleriyle morfinlenen nesiller, işte şimdi İslam Nizamının sevgi, kardeşlik ve birlik duygularıyla yeniden ayağa kalkıyor. Bu insanlık düşmanı, çağ dışı köhnemiş rejimlerin içimizdeki kuklaları tilkiler, bilinçlenen halkların kıyamıyla yıkılmaya başladı elhamdulillah;

“Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” atasözü gereği önce İran’da Şah’ın zulüm saltanatı yıkıldı. Sonra Türkiye’de sağ sol tilkilerin iktidarına son verilmeye başlandı. Şimdi de Tunus, Mısır Yemen ve sırasıyla diğerleri de zalim yönetimlerden kurtulacak inşaAllah...

Bu süreçte Türkiye’mizin rolü çok büyük. Prensipleriyle, ülkeler arası ilişkilerde adalete vurgu yapan tutumuyla örnek alınan, sözü dinlenen bir ülke konumundayız. Bizlere düşen görev ise, maddi ve manevi kalkınmasını süratle sağlayarak Türkiye’mize sahip çıkmak.

Tek maddeli “Büyük Ortadoğu Projesi” (BOP); krallık yönetimlerine son verip, halkın kendi idaresini seçme manasındaki demokrasiye geçiş planını Müslümanların lehine çevirmeyi başarmalıyız.

Gelenin gideni aratmayacağı adil yönetimlerin kurulmasına bütün gücümüzle destek vermeliyiz. Siyonistlerin “Büyük Ortadoğu Projesiyle” krallıkları yıkmak suretiyle, Irak’ta olduğu gibi istikrarsız, dağınık, parçalanmış ve yıkılmaya hazır Müslüman topluluklarını, sömürme hayallerini boşa çıkarmalıyız. Bu planı yaptıklarına bin pişman olmalılar.

Yeryüzünün despot zalim yönetimleri yıkılırken, doğacak koastan ve sisli havadan yararlanmak isteyecek kurt ve tilkilere fırsat vermemek için, “One Munit” rüzgarıyla önce Türkiye sonra dünya liderliği nöbetimizi tekrar devralmalıyız. İnşaAllah...

Allah cümlemizi zalimlerin zulmünden, hainlerin ihanetinden ve gafillerin gafletinden korusun. Ve mazlum halkların başlattığı şanlı iktidar kıyamında yar ve yardımcıları olsun... (AMİN)

  Not: Eğitim hizmetlerine katkıda bulunmak gayesiyle, Nadide Hac ve Umre Organizasyonu’nun 2011 yılı içerisinde düzenleyeceği UMRE programlarının birçoğuna katılacağım İNŞALLAH. İlk program 24 Şubat - 5 Mart 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek. İlgi duyan ve bizimle birlikte Umre yapmak isteyen kardeşlerimiz www.nadidehac.com sitesi üzerinden veya 0212 6169226 nolu telden yetkililere ulaşabilirler.

Selam, sevgi ve duayla...
Şevki Yılmaz

www.sevkiyilmaz.net
www.habervakti.com

Twitter:
@sevkiyilmaz

Facebook:
@sevkiyilmaztr
@sevkiyilmaz1955