“Size beğeneceğiniz şeyler söylemeye gelmedim. Beğenseniz de beğenmeseniz de, size ‘Hakikat’i söylemeye geldim!” (Malcolm - X)
Dünün baskı, zulüm ve yokluk günlerinde omuz omza mücadele ettiğimiz, inançlarımız ve davamız uğruna horlandığımız, her türlü işkencelerle zulme uğradığımız, aşağılandığımız bazı kimseler, bugün sosyal ve siyasi statü degişiklikleri ile varlıklı hale geldiler.
Geldiler gelmesine de, malesef yörüngelerinden de şaşanlar oldu.
Bu eksen kaymalarından dolayı, bugün uğradığımız zararı dile getirince, birilerinin hoşlarına gitmiyor!
Hem içerden hem dışardan ne kadar insanlık ve İslam düşmanı vahşi küresel odak ve bunların barkodlu beslemeleri varsa, saldırıya geçerek İSLAM'ın son kalesinin üzerine var güçleriyle yürürlerken;
içimizde şerrin taşeronluğunu yapanları hadi bi kenara koyuyorum da, her kademedeki yönetimsel ‘erk’in köşe başlarını tutmuş bazılarının, bu ülkenin liderinin idealine, mücadelesine umarsız, hala "ne kaptık kar" hesabıyla menfaat devşirme peşinde olmalarına üzülmemek mümkün değil?! İ
İşte bu, gerçekten içimizi acıtıyor!
Bu tablo, milletin vicdanlarına da hançer saplıyor!..
Eski mücahidlerin bugün birer birer konformist çıkarcılara dönüşmelerine gerçekten çok üzülüyoruz!
Dün ödediğimiz bedeller üzerinden bugün ganimet devşirenlere!..
Dava dava diye geldigi köşe başlarından ihale kovalayanlara da!..
Makamların ayarını ortaya çıkardığı, kendileri sıfatlarından küçük adamcıklara!..
İçinden çıktığı mahalleye tepeden bakan sonradan görmelere!..
Dün bedel ödeyenleri, bugün itibarsızlaştırıp kenara iterek, devşirmeleri baş tacı yapanlara!..
Kraldan fazla kralcı kesilenlere de!..
Dün bize “bidon kafalı” muamelesi yapanların gözüne girmek veya yalakalık yapmak amacıyla, içi boşaltılmış ruhsuz ve yapmacık etkinlikler düzenleyerek, yıllarca verdiğimiz emeklerimizi heba edenlere!..
Siyasi ve bürokratik makamlara, yalakalıktan başka meziyeti olmayan, sadece adamı ya da yandaşı olan kifayetsiz muhterisleri dolduranlara!..
"Tarafsız olacağım” zevzekliği ile hassasiyetlerini yitirip davaya sırt dönen eziklere!..
Hakikaten içimiz acıyarak çok üzülüyoruz!
Geçmiş gözümüzün önüne gelince dayanamayıp bunlara isyan ettiğimiz için bize kızanlar olduğunu biliyorum.
Ancak Bilge Kral Aliya İzzetbegovic’in dediği gibi;
“Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır!”
Biz dost isek (ki şüphesiz evet hakiki dostuz), o zaman konuşacağız, doğru olmayanları söyleyip, Hakk’ı tavsiye edenlerden olacağız!
Bugün sokakta, çay ocaklarında, esnaf dükkanlarında, mahalle ve köy kahvelerinde, çay sohbetlerinde, kamu kurumlarında insanlar hiç hoş şeyler konuşmuyorlar.
Millet, yapılan her iyi ve kötü şeyi görüyor, idrak ediyor, gayet iyi biliyor.
Reis’in mücadelesine gölge düşürenler, “O”nunla kaygısı ve kavgası bir olmayan ama temsil ve yetki makamlarında “O”nun adıyla “yolunu bulanlar” yüzünden yaşanılan kan kaybının hafife alınacak tarafı yok!
Yarın söz hakkı kendine geldiğinde, sandıklar kurulduğunda; her kademedeki teşkilat mensuplarının, başkanların, başkan yardımcılarının, müdürlerin, müdür yardımcılarının, dekanların, rektörlerin, vekillerin, bakanların, bürokratların ve yerel idarecilerin yaptığı ve kamu vicdanının kabullenmediği yanlışların faturasını keseceğinden hiç şüpheniz olmasın!
Darbelerin, muhtıraların soğuk ve puslu günlerinde ödediğimiz bedellerden, çektiğimiz acılardan sonra kavuştuğumuz kazanımlarımızın yeniden heba olmaması için sessiz kalmayacağız, konuşacağız!
Konuşmakla kalmayacak, eksikleri tamamlamak, yanlışları düzeltmek için uyaracak ve yeri geldiğinde elimizle düzelteceğiz!
Nice zulümler yaşadık, ne zorluklar göğüsledik, nice bedeller ödedik bugünleri görelim diye.
Gerçi “ülkenin düşmanları” ile “iktidar goygoycuları”nın gürültüleri, milletin ve samimi insanların sesini bastırıyor ama, yine de Hakkı haykırmaya devam edeceğiz!
İçimiz yanıyor, göz göre göre zillete sürüklenişimize nasıl tahammül edebiliriz ki?!..
Hiç bir şey yapamasak da Hakk’ı haykıracağız yine de!
Allah cc, fasık, cahil ve zalim bir topluluğa yardım etmez!
Kardeşlerimizi uyaracağız!
- - - -
