Materyalist bilimin hâkim oluğu kapitalist dünyanın içinde yetişen genç (b)ilim insanlarımız, akademik kariyer yapma telaşıyla genellikle kendi ideallerinden ve inandıklarından ziyade kendilerine dayatılan seküler bilim sisteminin felsefesine yakın bir dünya görüşü sergilemek mecburiyetinde kalmaktadır. Böylece zamanla materyalist zihniyetin akışına kapılmakta ve böylece hem davalarına sahip çıkamaz hâle gelmekte, hem de ilmî hakikatlerden uzaklaş(tırıl)maktadır. Halbuki daha insanî ve daha âdil bir dünyanın mimarini oluşturacak ilmiyle âmel edebilen ilkeli ve şuurlu (b)ilim insanlarına ihtiyacımız var. İşte biz de bu yazımızda memleketimizde ilim ve irfanın buluştuğu özgür bir akademik atmosferin oluşturulması için, geleceğimize yön verecek olan bilhassa genç (b)ilim insanlarımıza bazı önemli tavsiyelerde bulunmak istiyoruz:

  • Bilgiye Erişmede İştiyaklı Olunuz: Genç (b)ilim insanlarımız, haklı davalarını daha iyi ortaya koyabilmeleri için, çalışma, tecrübe edinme, araştırma, inceleme, sorma, deneme, okuma, öğrenme, tecessüs (merak) ve müşahede (gözlem) yollarıyla, fikrî-zihnî-ilmî-mantıkî, manevî faaliyetlere severek ilgi göstermelidir. Her birisi, belirli bir alanda ihtisas sahibi olmalı ve belirli konularda detaylı malumat verebilmelidir. Bilim, eleştiriye açık olmalıdır. Genç ilim insanı, ilmî çalışmaların neticeleri hakkında, doğrulanmadığı müddetçe, daima şüpheci bir tavır sergilemelidir. Tabuları kabul etmemeli ve hiçbir konuyu ilmin dışında telâkki etmemelidir. İlmî açıklamalar, aklî melekelere dayanan bir çaba sonunda kazanılmış olmalı ve çelişkilerden uzak bir şekilde aklî veya rasyonel nitelikte olmalıdır. Onun için genç ilim insanın ilmî çalışmaları ve sonuçları objektif ve dolayısıyla güvenilir olmalıdır. Yani sadece açıklamayı yapan şahsın değil, konuya aşina herkesin anlamasına mümkün kılan bir tarzda bilinenler ve bilinmeyenler açıklanmalıdır.
  • Manevî Kaynaklarla Besleniniz: Gençlerimiz, bilgiyi elde edebilmek için, sadece bilimsel yöntemlerle maddî/fizikî/seküler/pozitivist kaynaklarla yetinmemeli aynı zamanda vahye dayanan metafizik/manevî kaynaklardan da yararlanmasını bilmelidir. Burada söz konusu edilen vahiy bilgisi, sadece Kur’ân ve Sünnet değil, genel prensipler şeklinde ortaya çıkan ilahî bilgiler olarak anlaşılmalıdır. Vahiy bilgileri, bilimsel metotlarla ispatlandığı takdirde objektif bilgi niteliği kazanmaktadır. Bu kabulün temel sebebi, bilgi kaynağının vahiy olması değil, daha sonra bilimsel metotlarla sınanmış ve ispatlanmış olmasıdır. Genç bilim insanlarımız böylece Kur’ân’ın bütün âyetlerinin bilimsel doğruluğunu teyit ederek, küresel bir tebliğde bulunma yetisine sahip olur.
  • Bilimin Ötesinde İlim Dünyasına Da Seyahat Ediniz: Genç ilim insanı, millî ve manevî değerlerimizi dikkate alarak, evrensel bilim ilkeleri doğrultusunda çalışmalıdır. Ancak şu gerçeği de unutmamalıdır: Aydınlanma ile birlikte bilim, dinî muhtevadan uzaklaştırılmış ve daha çok rasyonalizm ve pozitivizme yönelmiştir. Böylece bilim, kendini bir taraftan sürekli gelişme ve yenileme içinde bulurken, diğer taraftan da bazı yönleriyle dinî hakikatlerle çakışabilmektedir. Bu yönüyle ilim, bilimden farklı olarak, dinî esasları da referans olarak kabul eden ve(ya) dinî esaslara ters düşmeyen hakikat manzumesidir. İlim, ilmî/vahyî/manevî kanunlarla, bilimin hakikî hâkiminin de Yaratan’ın olduğunu gösteren bir alandır. Bunun için hakikat meraklısı gençlerimiz, ilmin bilimden farklı olduğunu görmeli ve ilim yoluyla dünya insanlarına, kendilerini, kâinatı ve Yaratanını tanımayı imkân sağlayacak ilmî çalışmaların öncüsü olmalıdır.
  • İlmi Kendinizi ve Yaratanını Bilmenin Bir Yolu Olarak Görünüz: İlim, bilimin ötesinde insana, kendini, kâinatı ve Yaratanını tanımayı imkân sağlayan bir araçtır. Yunus Emre’ye göre; “İlim, ilim bilmektir. İlim, kendini bilmektir. Sen, kendini bilmezsen; Bu nice okumaktır.” Yani, ilim, kendini bilmeye yarayan önemli bir vasıtadır. Gerçek bilim, dış dünyadan gelen genel ve işlenmemiş ham bilgileri, manevî gözle iç dünyamızda değerlendirebilmek ve bunları marifete çevirebilmektir. İlim, ilmî kanunlarla, bilimin hakikî hâkiminin Yaratan’ın olduğunu bilmek suretiyle neticede kendini tanımak ve bilmektir.
  • İlim ve İrfan Bütünlüğünü Yakalayınız: Genç ilim insanı, bilimsel teorik çalışmalarının yanında afaktan (genelden) çok enfüse (içe, vicdana) dönük olan ve bilinen şeylerin etrafında üretilen şahsî görüş ve düşünüşlere açık olmalıdır. Bu anlamda dış dünyadan gelen malumu (bilineni), manevî (iç) değerlerle ve tecrübelerle yoğrulduktan sonra ortaya çıkan orijinal zihnî fikir/düşünceyi irfan dairesinde değerlendirebilmelidir. Bu bağlamda irfan, genel kültür ve bilginin ötesinde bazı konuların, kavramların, hadiselerin ve meselelerin "iç yüzünü ve hakikî boyutunu bilme" olarak tanımlayabilen genç ilim insanı, irfanın kendiliğinden kazanılamayacağının bilincinde olmalıdır. Bilgiyi aktaran öğretmenden ziyade, yetiştiren, aydınlatan, şekillendiren ve irşat eden bir manevî şahsiyetin sâyesinde ancak irfan sahibi olunabilir.
  • İlmî Hakikatlere Sadakat Gösteriniz: Dünya menfaatleri için, ilmî hakikatlerden taviz vermeyen gençler, en azından toplumun vicdanlı üyeleri tarafından da takdir edilecektir. Çünkü hakikat ekseninde dillendiren her bir kıvılcım, fıtraten bozulmamış masum kalpleri etkileyecek güçtedir. Doğruluk, iyi niyet ve dürüstlük üzerine kurulmuş sağlam ve samimî bilgi, her zaman dikkatleri çekecektir. Yaptıklarından ve yapmadıklarından Allah’a karşı sorumlu olduğunun şuurunda olan genç ilim insanı, doğruları ilan etme ve tebliğ vazifesini asla ihmal etmemelidir.
  • Dürüstlükten Taviz Vermeyiniz: İnançlı bir genç ilim insanı, sözünde, tutum ve davranışlarında doğruluktan hiçbir zaman ayrılmamalı ve her zaman güzel ahlâk esaslarına riayet etmelidir. Dürüstlük, doğruluğu da ihtiva ettiği için, bir gencimiz, her zaman doğru olmalı yani gerçeği söylemelidir. Dürüstlüğün bir gereği de söylediklerine bağlı kalmalı ve kendisinden beklenenleri tereddütsüz olarak yerine getirmelidir. Dürüstlüğün bir gereği olarak, bilimsel ilke ve normlara göre çalışmalısınız. Bu doğrultuda yeni keşifler, teknolojiler ve bilgiler ortaya çıkarırken, ilmî ve ahlâkî standartlara riayet etmelisiniz. Buna göre ilmî araştırmalarda elde edilen sonuçların bir kişi ya da grubun tekelinde olmamasını temin eden evrensellik ilkesine sadık olunur ve elde edilen neticelerden, bütün bilim toplumlarının faydalanmasına imkân verilir.
  • Haklı Davanızda Samimî Olunuz ve Fedakârlık Gösteriniz: İlme âşık olan bir genç, başkalarını da düşündüğü ve memleketinin gelişmesini istediği için, ihtiyaç sahiplerinin istifade etmesi için, bilimsel çalışmalar yapar. Bunun için gençlerimizin hâl ve hareketleri riyasız, tutum ve davranışları da kalpten ve içtenlikle olmalıdır. Hakikate dair ifadeler, yürekten gelmeli. Bunun için de hakikati savunan genç, önce kendisi ona tam olarak inanması gerekir. Aksi takdirde inandırıcılığını yitirir. Bunun için genç ilim insanı, hamaset söylemlerinden, sığ sloganlardan ve boş hayallerden uzak durmalıdır. İnançlı gençler, ancak ilim, ibadet ve güzel ahlâkla gönüllerinde tasarladıkları yüksek hedefleri gerçekleştirebilir ve sürdürebilir.

Prof. Dr. Ali Seyyar