Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş:

Okunu kör nefsin, kılıçla çelmiş, 

Bizim Yunus, Bizim Yunus...

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;

Ölüm dedikleri perdeyi delmiş, 

Bizim Yunus, Bizim Yunus....

~ Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK

Anadolu coğrafyası, karanlık bir çağın ıssız kanyonlarında zulümlerle payimal edilirken, Haçlıların vahşeti ve sömürüsü altında ezilmiş halklarına, sılh-ü selamet vadederek, yepyeni bir "Adalet ve Merhamet Medeniyeti" inşa etmek için hayatını adayan "Mü'min", "Muvahhid" bir "Mücahid"dir Yunus.. 

Dikenler içinde açan güllerin en ihtişamlı, lakin bir o kadar da sade olanıdır Yunus.. 

Yüzyıllar boyu insanlara örnek olmuş olan harikulade yaşantısıyla, modern zamanların pagan karanlığını aydınlatan bir "Yeryüzü Kandili" dir Yunus.. 

Türkçe şiirin öncüsü ve tepeden tırnağa tamı tamına bir "Halk Şairi" dir aynı zamanda Yunus.. 

İslam'dan, Kur'an'dan ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam'dan aldığı ilham ile, Allah ve insan sevgisini, kardeşliği, barışı, yardımlaşmayı ve dostluğu, lirizm ile beslediği şiirleri ile öğütleyen bir "Anadolu Mutasavvıfı" dır Yunus.. 

Bu sade dervişin hayatı, tam bir “masal güzelliği” taşır ve şiirleri, yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaşmıştır. 

Yunus için "tüm zamanların şairidir" demek de mümkündür. 

Günümüze ulaşan sadece şiirleri değil tabii.. Hayatı, yaşadıkları da bugün hala örnek olarak gösterilmekte, öğretileri de eğitim bilimciler ve sosyal bilimciler tarafından model olarak eğitim stratejileri ve psiko-sosyal stratejiler olarak sunulmaktadır. Şairler, onun duygularından beslenmekte, dervişler, seyr-ü sülüklerinde bir motivasyon aracı olarak, hocası Tapduk Emre Hazretleri ile olan diyaloglarını ve davranışlarını model olarak kullanmaktadırlar.. 

Yunus Emre Hazretleri, 1240'ta doğmuştur. İyi bir tahsil gördüğü şiirlerinden anlaşılmaktadır. Medrese tahsilinden sonra tasavvuf yoluna girerek Tabduk Emre Hazretleri'ne mürid olmuştur. Anadolu'nun birçok illerini, Suriye'yi ve Azerbaycan'ı dolaşmış, 1320 yılında 82 yaşında iken vefat etmiştir. 

Yunus Emre şiiri, sadece bir söz ustalığı olarak görmez, ona bir anlam yükler. Çünkü sözün tek başına güzel olmasının bir değeri yoktur. Söz, taşıdığın anlamıyla önemlidir. Bu anlayışı, dini bir temele dayanır. Yunus da, "öz, biçimden önce gelir." 

"Aşkın aldı benden beni, Bana seni gerek seni.. 

Ben yanarım dün ü günü, Bana seni gerek seni.. " gibi binlerce ölümsüz dizeye imza atan Yunus Emre'nin eserlerinde sanat kaygısı yerine, din gayreti ve tasavvuf neşesi hâkimdir. 

Bir "aşk ahlakçısı" olarak tanımlayabileceğimiz Yunus Emre'nin bütün şiirlerini bir tek mısrada özetlemek mümkündür. Bu mısra, "sevelim, sevilelim" mısrasıdır. Bunun dayanağı, çıkış noktası ise Maide Suresi'nin "Allah onları sever, onlar da Allah'ı sever" şeklindeki 54. ayetidir. 

Buradan hareketle şunu söylemek gerekir. Sevmek ve sevilmek, Allah'ın vasfıdır. Sevginin sebebi ise güzelliktir. Gerçek güzellik ise Allah'a aittir. "Allah, güzeldir ve güzeli sever" şeklindeki hadisi şerifi, tasavvufî açıdan yorumlayan mutasavvıflara göre Allah, kendi güzelliğini temaşa için kâinatı yaratmıştır. Buna göre âlemin yaratılma sebebi sevgidir. Yani "Ol" emrinde "Aşk" vardır.

Yunus'un duygu ve düşünce dünyasının merkezinde "Aşk" kavramı durur. Bu aşk, hem "Yaradan"'a hem de "Yaradılan"'a doğru akıp giden coşkun bir ırmak gibidir. 

Yunus, şiirleriyle "sır"larını "âlem"e açmış, bunlar da âlemlere "destan" olmuştur. Yani bu şiirleri Halk benimsemiş, sevmiş, kendi ruhunun bir yansıması olarak görmüş. Asırlar boyunca dilinden düşürmemiştir. 

Yunus Emre öldükten sonra, kendiyle çağdaş yahut kendisinden zaman bakımından önce diğer birtakım halk mutasavvıfları ve şairleri gibi az zamanda unutulup gitmemiş, bilakis ünü bütün Anadolu ve Rumeli sahalarına yayılarak bütün halk sınıfları arasında yüzyıllarca yaşamıştır. 

Bugün içinde yaşadığımız güzel ilçemiz Yunusemre'ye adını veren bu mübarek dervişi hem anmak, hem de çağlar boyunca dünyanın dört bir yanında 'erdem' ve 'fazilet' örneği olarak sunulan öğretilerini gelecek nesillere aktarmak amacıyla, 

Yunusemre Belediye Başkanımız Dr. Mehmet ÇERÇİ Bey'in bizzat önderliğinde tertip edilen "5. Uluslararası Yunus Emre Günleri" başlıyor.

11-18 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinliklerin bu yılki teması; “Gel gör beni aşk neyledi” olacak.

Bu yıl da dopdolu bir program hazırlayan Yunusemre Belediyesi'in etkinlikleri, 8 gün sürecek. 

11 Aralık Çarşamba günü saat 12.00'de, Manisa 15 Temmuz Demokrasi (Manolya) Meydanı’nda, Uluslararası Misafir Öğrencilerin Tanıtım standının açılışı ile başlayacak etkinliklerde, aynı gün saat 14.00'te Güzelyurt semtinde Belediye Başkanımız Dr. Mehmet Çerçi Bey'in yaptırdığı, Türkiye'de tek olan ve tüm belediyelere örnek olarak gösterilen Yunusemre Millet Çarşısı'nda "Türk İslam Sanatları Sergisi" nin açılışı da gerçekleştirilecek. 

12 Aralık Perşembe günü saat 12.00 ve saat 20.00'de, Sıtkı Aslanhan, Yunusemre Millet Çarşısı Kültür Salonunda bir söyleşi gerçekleştirecek. 

Yine aynı salonda, 13 Aralık Cuma günü saat 20.00'de, Ünlü Bestekar Selim Öztaş’ın koro şefliğini yaptığı Yunusemre Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu, Yunus Emre'nin şiirlerinden oluşan eserleri seslendirecek.

Etkinlikler kapsamında 14 Aralık Cumartesi günü ise saat 14.00’da Türkiye’nin tanınmış tarihçilerinden Prof. Dr. İlber Ortaylı, yine Yunus Emre Millet Çarşısı Kültür Salonunda “Yunus Emre ve Anadolu’da Tasavvuf”u anlatacak. 

Etkinliklerin finali ise 18 Aralık Çarşamba günü Yunus Emre Millet Çarşısı Kültür Salonunda saat 20.00’de 746. Vuslat Yıldönümü Hz. Mevlana’yı Anma Programı (Şeb-i Aruz) ile olacak.

Yunus Emre’yi anmak, anlamak, felsefesini ve öğretilerini dünyaya duyurmak, tanıtmak ve sevdirmek amacıyla, bu yıl 5.sini gerçekleştiren Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet ÇERÇİ Bey ve ekibine, halkımız adına teşekkür ediyorum. 

Bu milletin hamurunu oluşturan "maya" niteliğindeki "milli-manevi değerlerin" yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması adına düzenlenen etkinliklerin, Türkiye'deki tüm belediye başkanlarımız tarafından örnek alınması için çağrı yapıyorum.. 

Bu yıl 5.si düzenlenen "Uluslararası Yunus Emre Günleri" etkinliklerine tüm halkımızı hassaten davet ediyor, ailelerin özellikle çocuklarıyla birlikte katılmalarını, 30 yılını eğitime ve gençliğe adamış bir eğitimci olarak bilhassa öneriyorum.. 

Bu yılki "Uluslararası Yunus Emre Günleri"in  teması olan Yunusemre Hazretleri'nin “Gel gör beni aşk neyledi” isimli şiiriyle yazıma son veriyorum:

Gönlüm düştü bu sevdaya, Gel gör beni aşk neyledi

Başımı verdim kavgaya, Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm yana yana, Aşk boyadı beni kana

Ne akilim ne divane, Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluben yürürüm, Dostu düşümde görürüm

Uyanır melul olurum, Gel gör beni aşk neyledi

Aşkın beni mest eyledi, Aldı gönküm hasteyledi

Öldürmeğe kast eyledi, Gel gör beni aşk neyledi

Gah eserim yeller gibi, Gah tozarım yollar gibi

Gah akarım seller gibi, Gel gör beni aşk neyledi

Akan sulayın çağları, Dertli yüreğim dağlarım

Yarim için ben ağlarım, Gel gör beni aşk neyledi

Benzim sarı, gözlerim yaş, Bağrım pare, ciğerim baş

Halden bilen dertli kardaş, Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus biçareyim, Baştan ayağa yareyim

Dost elinden avareyim, Gel gör beni aşk neyledi