Bismillahirrahmanirrahıım

Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allahımıza hamd; Başöğretmenimiz, Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olanlara, Din ve Vatan muhafızı Gazi ve Şehidlerimize salat ve selam olsun!

Hayatımız hep seçimle geçiyor!

Ev seçme, eş seçme, isim seçme, elbise seçme, yiyecek ve giyecekleri seçme, hatta kefen ve kabir yeri seçmeye kadar ömrümüz boyunca hep; önümüze konan seçeneklerden tercihlerde bulunmak durumunda kalıyoruz!

Ev alırken bir uzmana, elbise seçerken bir arkadaşımıza, sebze alırken pazarcıya, evlenirken eşe-dosta çevreye soruyoruz da, vatandaşlık görevimizin en önemli sorumluluklarından biri olan yöneticimizi seçerken ehline müracaat etmeyecek miyiz?

Hele ki bu seçimler içinde önemini hala tam manasıyla kavrayamadığımızı düşündüğüm en mühimlerinden biri olan bizi yönetecek idarecimizi seçmek konusunda daha da duyarlı ve hassas olmamız lazım değil midir?  Muhtarlıktan başlayıp, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar devam eden aday seçimlerinde de her konuda olduğu gibi İslami Kriterleri ve seçme-seçilmenin fıkhına vakıf olmamız üzerimize düşen öncelikli vazifelerdendir!

Vatandaşlık görevlerimiz olan Askerlik görevimiz, Vergi sorumluluğumuz vs. görevlerimizin içinde en önemlisi seçme ve seçilme sorumluluğumuzdur!

Okullarımızda, Vatandaşlık Dersleri içinde “Seçme ve Seçilme Sorumluğumuz” başlıklı konu okutulsaydı; Vatandaşlarımızın isabetli oy vermeleri sağlanmış olurdu. Ve her Siyasi Parti'de “Ehliyet, Emanet ve Sadakat” ilkeleri doğrultusunda aday çıkarma yarışına girerdi!

Eğer bu işin fıkhını ve fikrini tam olarak bilebilseydik üç koyunu teslim etmeyeceği kişilere; mahallesini, köyünü, ilçesini, ilini ve ülkesini teslim ederek yanlış oy kullananların sayısı asgariye inerdi.

İnsanımızı oy verme bilinciyle eğitseydik, milyarlarca masraflarla yapılan israflı seçim çalışmalarına ihtiyaç olmazdı!

Yarın;  “oyyy anam oyy!”dememek için, oylarımızı kullanırken hangi kriterlere uyacağımızı çok iyi bilmemiz gerekmiyor mu?

 “Allah (cc), emanetleri; emin, ehil ve liyakat ve sadakat sahibi kişilere vermenizi size emrediyor.”(Nisa/ 58) İlahi mesajı tüm mü’minlere değiştirilemez ve tartışılamaz ilahi bir ölçü değil midir?

Sevgili Peygamber (s.a) Efendimizin “İnsanlar idarecilerinin dini üzeredir! İşler, görevler, makamlar ehliyetsiz, liyakatsiz, yalancı ve hain kişilere verildiğinde kıyameti (kavga, kaos, fitne, zulüm, ihanet vs.) bekleyiniz.” Hadis-i Şerifi’ne göre dünya ve ahirette barış, huzur içinde yaşamanın yolunun idarecilerimizi ehil, emin ve sadık kişilerden seçmemizle mümkün olacağını ne zaman idrak edeceğiz?

Okullarımızda ders olarak okutulmasını önerdiğimiz “Vatandaşlık Hak ve Görevleri” kitabında yer almasını istediğimiz “Ehliyet, Liyakat, Emanet ve Sadakat” ilkelerinin özeti olan İslami, İnsani, Vicdani ve Cüzdani İlkeleri aşağıda özetliyoruz!

Anayasamız Kur’an-ı Kerim’in Kalem Suresinin 10-11-13 ve 14. Ayet-i Kerimelerinde iltifat edilmeyecek, yani asla desteklenmeyecek, kişiler şöyle sıralanmaktadır;

- Sözünde durmayan, yalanı meslek edindiği için lüzumsuz yere yemin üstüne yemin eden Kezzab!

- Bayağı, değersiz, basit, lüzumsuz kişi veya bu tip kişilerle devamlı gezip arkadaşlık eden!

- Kusur araştırıp leke süren, alaycı, ayıplayan, laf taşıyan, insanların arkasından dudak büken!

- İkiyüzlülük edip, söz taşıyan, tefrikadan ve ihtilaftan zevk alan Nemmam!

- Hayra ve hayırlı işlere hep engel olan, iyiliği daima önleyen, İslâmî ve ilmi faaliyetlere engel olan, merhametsiz ve cimri!

- Haklara saldırgan, emanetlere ihanet eden, insan hak ve özgürlüklerini çiğneyip yasaklayan Hain!

- Günaha dadanmış, bilerek günah işlemekte ısrar eden, (müfteri, yalancı, hırsız, rüşvetçi, faizci, sarhoş, zinakar, kumarbaz, uyuşturucu bağımlısı gibi büyük günahlar bataklığına dalan) Mücrim!

- Kaba ve şereften yoksun, zorba, gururlu ve makamına geleni ayakta bekleten, halkın haklı işlerini yokuşa süren, zorlaştıran ve insanlara tepeden bakan Mütekebbir!

- Sevgiden yoksun, kabadayı, ceberut, kötülük yapan Zalim!

- Soyunu, milletini, medeniyetini ve bağlı olduğu değerleri inkar eden, gizleyen!

Netice;

Allah’ımızın biz kullarını uyararak duyurduğu bu kişiliksiz kişilere iltifat ve itaat etmememiz ve asla desteklememiz; imanımızın, insanlığımızın ve vatandaşlığımızın gereğidir!

Ve her yerde gözüken ve görülen bu bukalemunlara karşı dikkatli ve uyanık olmamız gerekmektedir. Ayrıca tüm bürokraside, siyasi, sivil, teşkilat başkanı ve yönetimlerinde, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyeleri hatta mahalle muhtarı adaylarının tespitinde ve onlara oy vermede, yukarıda on maddede sayılan İslami kriterlere mutlaka uymamız gerekmektedir.

Bu, Rabbimiz Allah’ın (c.c) emridir. Ve bu değişmez prensipler teşkilatların, yönetimlerin ve iktidarların ve Devletlerin başarılı ve uzun ömürlü olmasını sağlar. Unutmayalım ki ezilen halkların hakkını korumak ve herkese adil davranmak emanet, ehliyet ve sadakat şuurundaki kadrolarla mümkündür.

Allah (c.c), daim seçimle geçen hayatımızda daima temizi, güzeli, hayrı, Hakk’ı seçmemizi nasib etsin duasıyla Allah’a emanet olunuz!

Salı Akşamı saat 20.30’da Akit TV ve Kanal 68 TV ile ortak Canlı yayın “Milli Diriliş” Programında buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz!

Fethin sembolü Ayasofya’mızın açılması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız kutlu olsun.

Selam, sevgi ve duayla…

Şevki Yılmaz

www.sevkiyilmaz.net

www.habervakti.com

Twitter:

@sevkiyilmaz

Facebook:

@sevkiyilmaztr 

@sevkiyilmaz1955