Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak'ın AK Parti ve KADEM'in sergilediği tutumu eleştiren açıklamasında dikkat çeken bilgiler yer aldı.

İşte o yazının tamamı:

AK Parti Genel Başkanlığı, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı ve KADEM ile birlikte 81 ilin birlikte “Müşteki” sıfatı ile yazdığım yazı sebebiyle kaşı davacı olmuştu. Bu davada  AK Parti Genel Başkanlığını Av. Muammer Cemaloğlu, KADEM’i Av. Müjgan Siyah Çevik, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Lutfiye Selva Çam’ı Av. Nihan Turna Sakaltaş, Ş. Urfa Kadın Kolları Başkanı Demet Saatçı Güven’i Av. Reşit Palalı, Yalova Kadın Kolları eski başkanı Melahat Yalçın’ı Av. Selihan Dicle Şimşek Battal, Hakkari İl Kadın Kolları Başkanı Münevver Ertuş’u Av. Sabahattin Demir, Kastamonu il Kadın Kolları Başkanı Neslihan Kaya’yı Av. Ahmet Eren, AK Parti Adıyaman İl Kadın Kolları Başkanı Perihan Gümüş’ü Av. Leyla Karatekin, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Teşkilat Başkanı   Seda Gören Bölük’ü Av. Müge Doğan temsil edecek.

Bu davada karşısında şimdilik  9 Avukat yer alacak. Avukatların 4’ü erkek ve 5’i Kadın. Genel Başkanlık adına açılan dava sebebi ile davada tek Müşteki erkek olarak AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bulunuyor. Hukuk davasında da tek davacı taraf “Genel Başkanlık” idi.

AK PARTİ VE KADEM UZLAŞMAYI KABUL ETMEDİ!

Savcılığın, Uzlaşma davetine biz olumlu cevap vermiştik. Bu davete müşteki tarafların olumsuz cevap vermeleri üzerine, savcılık iddianamesini hazırladı ve Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi 25.12.2020 tarihinde 2020/622 sayı ile iddianameyi kabul etti ve ilk duruşma için 10.05.2021tarihine gün verdi. Bu tarih çok önemli. Bu vesile ile İstanbul sözleşmesinin yeniden gündem olacak olması da önemli. Zaten dava konusu “AKP’NİN PAPATYALARI” yazısı bu konuyla ilgili bir yazı idi. Bu dava konusunda birileri, savunduklarını sandıkları şeye zarar veriyorlar. Hiçbir hukuk devletinde böyle bir yazının suç konusu olamaz. Bana yönelik şikayet dilekçeleri ve benim bu suçlamalara yönelik cevaplarmı www.dilipak.cominternet sitesinde ve aynı şekilde konuya ilişkin açıklamaları “dilipak abdurrahman” Youtube sayfasında yayınlanıyor. Ayrıca, İnstagram, Linkedin, Facebook ve Twitter hesapları da bulunuyor ve bazı mesajlarımı da bu adreslerden paylaşıyorum.

MANİDAR BİR ZAMAN, O GÜN SÖYLEYECEĞİM ÇOK ŞEY OLACAK!

Mayıs ayı ile ilgili ajandama baktım, çok önemli günler, tevafuklar var. Bu saatten sonra artık hiçbir şey sürpriz değil. 10 Mayıs önemli bir gün, Mayıs ayı zaten özel bir ay. Harika bir zaman, o zaman söyleyeceğim çok şey olacak. Usule ve esasa ilişkin söyleyeceklerim var. O gün Pazartesiye denk geliyor. Haftanın ilk günü. Bir gün sonrası İstanbul sözleşmesi’nin imza günü 11 Mayıs 2011. Yani İstanbul sözleşmesinin 10. Yılı. Ancak bu kadar denk gelir. O hafta boyunca zaten bir çok etkinlik olacak, eğer bir değişiklik olmazsa. 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü tam da 11 Mayısın 10. Yılında, Ramazan bayramına denk gelen bir zamanda aileyi konuşacağız. Daha bitmedi. 12 Mayıs Ramazan bayramının arifesi. Yani mahkeme Ramazanın son haftasına denk geliyor. 1 Mayıs’la başlıyor, 19 Mayıs, 27 Mayıs, 29 Mayıs.

Mayıs ayının önemli günleri devam ediyor: Mayısın ilk haftası bilişim haftası. Sanırım bütün sorun bilişememekte. 3 Mayıs Dünya.. Basın Özgürlüğü Günü. Ne gün ama! Düşünsenize TGC de beni sözkonusu yazım yüzünden ihraç ediyor. Yönetimdeki parti Genel Başkanından 81 teşkilatına varana kadar hepsi müşteki. 3 Mayıs Dünya Astım Günü, özgürlüğü oksijene benzetirseniz, sadece maske değil, özgürlük ortamı da nefesinizi kesiyor bazen. 3 Mayıs Türkçülük Günü. Bir Türkiye gerçeği bu yaşadıklarımız. 500 yıldan daha fazla mahkumiyet talebi ile yargılanıp, bunca darbe döneminde hapse girmemek. Bakarsınız AK Parti bunu da başarır. 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü. Doğacak çocuklar dilerim daha özgür bir dünyaya doğarlar. 9 Mayıs Anneler Günü. Adaletten, barıştan özgürlükten yana bir dünya gerçek olur  da, Kimsenin anası ağlamaz umarım. Hayal gerçeğin anasıdır.  Yargılanacağım gün, 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü. Evet gerçekten özellikle şu korku pandemisinden, siyasi polemiklerden sonra herkesin daha çok psikologlara ihtiyacı olacak gibi. 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası imiş. Bakalım iş güvenliğim sorun olur mu bu gidişle. Mayısın 2. Haftası Vakıflar Haftası imiş. Eskiden Vakıf insanlar vardı, her şeye vakıf olan, şimdi o da unutuldu ve haftası kaldı yadigar. Ayasofya’yı açtık da, cami avlusunda vakıf binasında piyango satışı yapılan bir ülkeyiz hala. 5-6 Mayısı Hızır ve İlyas aleyhisselamın buluşması günü olarak kutluyoruz da, bu iş de Hristiyan aleminin Noel kutlamasına döndü. Ama benim için anlamlı ve önemli. 9 Mayıs Avrupa Haftası. İnşallah beni AİHM’e mecbur etmezler. 10 Mayıs Danıştay ve İdari Yargı Günüymüş. Benim yargılandığım gün Danıştay’da tören olacak. Yüksek Yargı ülkemizdeki adalet üzerine güzel sözler söyleyecekler. 13 Mayıs  Türk Dil Bayramı imiş. Dil sadece lisan ya da bir organ değil, kalpdir. Ve sanırım biz 3.sünü kaybettik asıl. 25 Mayıs Dünya Etik Günü, Etik, estetiğin davranışa yansıyan şekli idi değil mi. İstanbul sözleşmesi ile bizler artık “Gender” diye ve “Birey” olarak tanımlanıyoruz. Cinsiyetimiz, din, ahlak ve gelenekten bağımsız bir şekilde. Başka önemli günlerde var. Ama bu günlerin bu dava ve konusu ile ilgili bir çok yönü var.

SAVUNMAMI 81 İLDEN 81 HANIM AVUKAT YAPSIN, HER İLDEN BİR STK MÜDAHİLLİK TALEBİNDE BULUNSUN İSTİYORUZ.

Beni savunacak erkek avukatlar da olacak. Ayrıca, 81 ilden yapılan suç duyurusuna karşı 81 ilden 81 hanım avukat savunma için vekaletname vermek istedi. Şu ana kadar Türkiye’nin bir çok ilinden gelen talepler doğrultusunda İstanbul sözleşmesi çerçevesinde oluşturulan STKlardan her ilden olmak üzere yine en az bir Vakıf, sendika ya da dernek müdahillik talebinde bulunacak. Şubat ayı başından itibaren bu gruplarla temas kurularak sürece ilişkin çalışmaları Nisan ortalarında netleştirilebileceğiz. Müdahillik dilekçelerinde konuya ilişkin kapsamlı analizler yapacağız ve dava sürecine ilişkin suçlama, ifade ve savunmaları ve süreçle ilgili basında yer alan haber ve yazıları kitaplaştıracağız