Stratejik öngörü öyle olmaz böyle olur!

22 Haziran 2021’de “NATO Zirvesi, ABD, Taliban ve Türkiye’yi Afganistan’da bekleyen en büyük tehlike!” başlıklı yazımı, “Türkiye'deki iktidarın Kabil Havalimanı'nın güvenliğini sağlama konusunda verdiği taahhüt,  reelpolitik  anlayıştan uzak, pragmatik ve oportünist bir adımdır.

 Neticede siyasi bir karardır ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iradesini yansıtmamaktadır.”  tespiti ile sonlandırmıştım.  Gelinen nokta ortada. Askeri bakış açısı ile siyasi yaklaşımın örtüşmediği süreçte kim çuvalladı, takdir sizin? 

Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığı, Kabil'den ayrılıyor…

 Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığına bağlı askeri birliklerinin Başkent Kabil’den çekilme kararı gerçekçi, rasyonel ve bir o kadar doğru ve yerindedir. Akıntıya kürek çekilmez, karanlığa kurşun sıkılmaz, kalburla su taşınmaz.

Başkent Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın korunmasını üstlenen Türk askeri birliklerinin tahliyesi Afganistan işgalini sonlandıran ABD ve özellikle İngiltere, Fransa ve diğer batı ülkelerinin personellerini Afganistan’dan  çekmek için daha fazla zamana ihtiyaç olduğu türünden mazeretlerini çöpe attığı gibi, tahliyelerin gerçekleştiği Kabil Havaalanı’nı da korumasız bırakıyor.

Dün gerçekleşen bombalı saldırıda Amerikan askerlerinin giderayak ölmesi, işgalcilerin şimdi “Marmara çırası gibi” yandığının resmidir. Kendileri etti kendileri buldu. 

Bu kefereler cin olmadan adam çarpmaya çalışıyor!..

Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığına bağlı askeri birliklerinin Başkent Kabil’den tahliye kararının, 31 Ağustos’u beklemeden uygulanmasının perde arkasında, muhtemelen NATO müttefiklerinin Türkiye’ye verdikleri sözleri tutmamalarının, ayrıca Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nı koruyan Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığını “bypass” ederek Taliban ile gizli görüşmeler yapmalarının etkisi  büyük olsa gerek.

Türkiye, bu iki yüzlülüğe gereken cevabı verdi. Şimdi mum alıp dertlerine yansınlar.  Ankara'nın tahliye kararının bir diğer nedeni de Türkiye'nin, başkent Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğini üstlenmesinin, Taliban yönetimi tarafından kabul görmemesi olmalı.

Barışı Destekleme Harekatı kapsamında kurulan, Afganistan'da herhangi bir muharip görevi bulunmayan, sadece meşru müdafaa görevi yerine getiren, ayrıca yerli halka yardım faaliyetlerinde bulunan Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığı, merhum Erbakan Hoca’nın deyimi ile orada “hayra motor, şerre fren” oldu. 

Afganistan halklarının gönlünde taht kuran Türk Görev Kuvveti Komutanlığı bünyesindeki askerlerimiz, Kabil'de havalimanı çevresindeki tahliye işlemleri için sahada görev yaparken, “Ankara” adını taşıyan karargâh binasında tahliyenin koordinasyonu gerçekleştiriliyor. 

İşgalcilerin tahliyesi için Pakistan bastırıyor…

Pakistan’ın gizli haber alma örgütü “İnter Services İntelligence, Servisler Arası İstihbarat” ISI, Taliban'ın yüksek konsey toplantılarına katılıyor, Taliban güçlerine destek, “ISI'nın resmi politikası”.

 Pakistan'ın Taliban'a her türlü lojistik ve istihbarat yardımının, görünürde Hindistan'ın Afganistan'daki etkinliğini kırmayı amaçladığı söylenebilir. 11 Eylül sonrası ABD'nin Afganistan’ı işgalinden olumsuz etkilenen komşu ülkelerin başında Pakistan geliyor. ISI'nın Afganistan'daki militanları eğitme ve finanse etme çalışmalarına Sovyetler’in işgalinden sonra 1979'da başladığı biliniyor.

2001'den bu yana ise, ABD'nin müttefiki olduğu söylenen ISI, Washington'dan El Kaide'yle mücadeleye desteği karşılığında milyarlarca dolarlık yardım aldı. ABD, bu yardımı kesince bugünkü tablo ortaya çıktı. 

ABD özel birliklerinin El Kaide lideri USAme Bin Ladin operasyonunda olduğu gibi Pakistan sınırından destursuz girip çıkması, uzun süredir İslamabad yönetimini rahatsız ediyor.  Afganistan savaşının uzaması, işgalin devamı Pakistan'a ekonomik yük olmasının yanısıra sınır güvenliği açısından büyük tehdit unsuru.

Ayrıca ABD’nin burnunun dibinde çöreklenmesinden rahatsızlık duyan Çin Halk Cumhuriyeti’nin, Pakistan yönetiminden ABD ve Müttefiklerinin bir an evvel  başkent Kabil'i tahliye etmeleri için talepte bulunduğu biliniyor. 

CIA Başkanı ile Taliban Temsilcisi ne görüştü?

 ABD Başkanı Joe Biden, 23 Ağustos Pazartesi günü CIA Başkanı William Burns'ü Afganistan'ın başkenti Kabil'e gönderdi ve Burns, Taliban'ın 15 Ağustos'ta Kabil'i ele geçirmesinden bu yana, ABD ve Taliban arasındaki en üst düzey temas ıgerçekleştirerek, Taliban'ın fiili lideri Molla Abdulgani Baradar'la görüştü.

Peştuca “Baradar”, “birader” demek. Konu belli, Burns, Baradar'dan, ABD askerlerinin ülkeden çekilmesi için verilen sürenin (31 Ağustos) uzatılmasını istemiş. Bu isteğinin havada kaldığı, bombalı saldırı ile anlaşıldı.

Molla Abdulgani Baradar, ABD işgali sonrası Afganistan Cumhurbaşkanı olan Hamid Karzai ,Peştuların en büyük aşiretlerinden olan Durrani aşiretinin Popalzai kabilesinden.   Baradar, ABD eski Başkanı Barack Obama döneminde CIA tarafından izlemeye alınmış, Şubat 2010’da Pakistan istihbaratı tarafından yakalanmış ve sekiz yıl hapiste kalmıştı.

 -Taliban, ABD ile barış anlaşmasını Katar'daki törende imzaladı- 2020'de ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı telefon görüşmesi sayesinde bir Taliban yöneticisinin bir ABD başkanıyla bilinen doğrudan ilk temasını kuran isim olarak biliniyor. Bir diğer özelliği de ABD ile Taliban arasında imzalanan barış anlaşmasına Taliban adına Molla Baradar'ın imza atmış olması. ABD Dışişleri eski Bakanı Mike Pompeo ile Eylül 2020'de Katar'da görüşen Baradar, burada sürdürülen müzakereler dışında Çin, Moskova ve Tahran'da da diplomatik temaslarda bulunmuştu.

 ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns’ün, Taliban lideri Baradar/Birader ile bir araya geldiği görüşme, Taliban hareketinin, Batılı güçlerin Afganistan’ı terk etmesi için 31 Ağustos olarak belirlenen tarihin uzatılmasına izin verilmeyeceği konusunda uyarmasının ardından, ABD’lilerin binlerce yabancı ve Afganı Kabil’den mümkün olan en kısa sürede tahliye etme çabalarını yoğunlaştırdığı bir zamanda gerçekleşti. 

Afganistan kazan MİT kepçe!..

 Afganistan’da sadece Türk askeri birliği yok, istihbarat birimleri de mevcut. Bunlara yerli unsurları da ekleyebilirsiniz. MİT ve Taliban arasındaki zorunluluktan kaynaklanan dirsek teması, yıllar öncesine uzanıyor.

 “Bölgede faaliyet gösteren en güçlü İstihbarat örgütlerinin başında MİT var” desem yalan söylememiş olurum. Çünkü Afganistan'ı tamamını ele geçirmeden önce Taliban ile başlayan görüşmelerin devam ettiğini, Türkiye’nin, Taliban'ın askeri yetkilileriyle Pakistan üzerinden görüştüğü ve Katar üzerinden de siyasi kanatla temas edildiği kamuoyuna yansımıştı.

Uzun lafın kısası Ankara ile İslamabad arasındaki askeri ve İstihbarat alanlarında imzalanan ve yürürlükte olan pek çok anlaşma var. Şu kadarını söyleyeyim, güneş çarığı, çarık ta ayağı sıkar.

Kıssadan hisse…  Sormak lazım, MİT, CIA Başkanının Taliban temsilcisi ile  görüşmesini ayarladı mı? Ama şunu söyleyebilirim, görüşme tutanakları, ses ve görüntü kayıtları herhalde “Kale”de Başkan Hakan Fidan'ın kozmik kasasında duruyordur.