İnsan nisyan (unutan) ve ünsiyet (yalnızlıktan sıkılan) kökünden gelen Arapça bir kelimedir. Unutkanlık bir nimet ve rahmettir. Nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi, üzüntüleri sıkıntıları unutmasak devamlı ağlayarak aklımızı yitirebilirdik. Yine bayram, düğün gibi sevinç ve neşeleri unutmasak devamlı gülerek aklımızı yitirebilirdik. Ayrıca yalnızlıktan sıkılan insan, toplum içinde yaşamayı tercih eder. Mahkûmiyet hayatı toplumdan koparılmamız sebebiyle bizlere bir cezaevidir. Unutkan, unutan ve yalnızlıktan sıkılan insan olarak hepimiz uyarıya, öğüte, nasihate, birlikte yaşamağa, yakınlaşmağa ve yardımlaşmağa muhtacız. Bayramlar kini nefreti düşmanlığı unutup kardeş olma vesileleridir. Fakirleri yoksulları, mağdurları ve mazlumları hatırlayıp yardımlaşma vesileleridir. Hiçbir rejimde hiçbir tahrif edilmiş dinde bu kardeşliği, bu sevgiyi, bu dayanışmayı sağlayan bir bayram bulamazsınız. Bayramlarımız sadece Hak din İslam nizamının bize kazandırdığı büyük bir nimettir. Ana baba ve akraba, komşu ve hastaların ziyaretini Hac ziyaretinin sevabından üstün gören Yüce dinimiz ve düzenimiz İslam’ın müntesibi Müslüman olabilmek ne büyük bir nimet ve ne büyük bir makam!. Onun için Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah (c.c)’a boyun eğerek diyoruz ki; Sadece kurban vesilesi hayvanlar, mal ve makamlar değil, Canımızda kurban Sana Mevla’mız! Bizi hayvanlardan değil insanlardan seçtin. Ata, ite, puta tapan sapıklardan değil Müslümanlardan kıldın. Akıl nimetiyle ikram ettin. Seni sevmeyi, sevdiklerini sevmeyi öğrettin. Kâinat resmine baktırtarak Ressam-ı Mutlak olan Zatına âşık ettin. Kurduğun dünya ve sonsuz âlem sofrasında sayısız nimetlerinle rızıklandırdın. Kapitalizm, sosyalizm, faşizm gibi şeytan yollarının kurbanlarından değil İslam düzeninin yoluna ümmet şuuruyla kurban olma bayramını nasıp ettin. Müntesipleri eksilmeyen devamlı çoğalan ve tüm problemlerimizi çözmek için gönderdiğin İslam düzenine kurban olmamızla bayramdayız. Günde beş vakit namaz emrini yerine getirerek secde halinde ruhumuzla sana kurban olmakta bir bayram! Senin verdiğin mal ve makamların zekâtını vermekle malları ve makamları kurban ederek fakirleri mazlumları sevindirmekte bir bayram. Bu sebepten saçımız adedince başımız olsa her bir Canımız Kurban Sana Mevla’m! Haftaya “Biz Kevser’i(hayrı ve hakkı ilke edinen bir ümmeti, dünya hâkimiyetini, dünya ve Ahiret saadetinin yolu İslam nimetini) sana verdik.(Bu nimetler sebebiyle) Rabbin için namaz kıl ve kurban kesiver.(Kevser S.) ilahi emrine uymanın bayramını yaşayarak kutlayacağız. Bayram arifesi tutacağımız oruç kurbanıyla nefislerimizi terbiye ederek bayrama hazırlanmalıyız. Hz. İbrahim(a.s) Efendimizin evlat imtihanındaki sadakatten ve oğlu Hz. İsmail (a.s)’ın “Canım babacığım Allah neyi emrettiyse çekinmeden o emri yerine getir” sözünde ki

teslimiyet ve samimiyetten ders alarak bayrama kavuşmalıyız. “Namazım da, kurbanım da, hayat düzenim de, ölüm ve ölüm sonrası düzenim de âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.(Enam S.62)” imanı ve şuuruyla kılacağımız namazlarımızla ve keseceğimiz kurbanlıklarla kulluk görevlerimizden birini daha yerine getirmenin bayramını yaşamalıyız. Yetim, garip ve yoksulların unutulmadığı ve yalnızlığa mahkûm edilmediği bir bayram özlemi içindeyiz. Bayramları otellerde konaklayarak geçiren ana baba duasından ve farz olan sılairahim(akraba ziyareti) nimetinden mahrum olan ne oldum delisi zavallılara merhamet diliyoruz. Nefretin yerine sevginin, düşmanlığın yerine kardeşliğin, cimriliğin yerine cömertliğin, kavganın yerine barışın, zulmün yerine merhametin, ayrılığın yerine birliğin ve dayanışmanın hâkim olduğu bir bayram gibi bayram temenni ediyoruz. Irk, mezhep, meşrep ve parti, purtu ayırımı yapmadan, tüm mümin kardeşlerimin bayramlarını tebrik ediyorum. Allah (c.c) kendisine kulluk görevlerimizde daim yar ve yardımcımız olsun.