Size en mühim derin hakikati lafı dolandırmadan dümdük söyliyeyim:

Bizden asıl korkan, ve bize karşı tüm uşaklarını ve taşeronlarını örgütleyerek üstümüze salan, perdenin arkasındaki İsraildir!

Çünkü, bu bölgede büyük emeli olan, Arz-ı Mev'ud'u yani Vadedilmiş Topraklar'ı elde edip BÜYÜK İSRAİL'i hayata geçirmek isteyen işgalci siyonistlerin, bu hedeflerinin önündeki tek engel, BÜYÜK TÜRKİYE'dir! 

Suriye topraklarının tamamı da, bizim topraklarımızın Hatay, Osmaniye, Adana, Antep, Diyarbekir, Maraş, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Van, Bitlis, Siirt, Şırnak, Hakkari, Batman ve Mardin'i içine alan Türkiye'nin güneyi ve güneydoğusu da, kan içici siyonistlerin ezoterik hedefi olan, "Arz-ı Mev'ud'un / Vadedilmiş Topraklar"ın sözde sınırları içerisinde kalmaktadır. 

Türkiye'nin içinde kalan bu coğrafyanın ele geçirilebilmesii için, önce Suriye topraklarının boşaltılması gerekiyordu ki, sonra Türkiye topraklarına girebilsinler.

Bu boşaltmayı, bugün kendi halkını katleden Zalim Beşar Esad eliyle yapıyor, sürekli sivil bölgeleri bombalayarak, halkın Türkiye'ye doğru kaçmasını, şehirlerin boşalmasını hedefliyorlar.

Yakın tarihte Beşar'ın babası Hafız Esad da kendi halkını katlediyordu. Kendilerine biçilen rolü en iyi şekilde oynuyorlar! 

Bu Katil Esad, aslında Büyük İsrail'in bir piyonudur! Hatta ağababası Putin de!.. Aynı Kuzey Irak`ta etkin olan peşmerge görünümlü 'Anezi'ler gibi, aynı DEAŞ gibi, aynı pyd / pkk / ypg gibi, aynı FETÖ gibi ve hatta bazı siyasi parti ya da sivil toplum kuruluşu görünümlü yapılar gibi.. 

Bunların hepsi, Büyük İsrail Projesini gerçekleştirmeye doğru yürüdükleri yolun hizmetkarlarıdır!

Arap Baharı ile İslam coğrafyalarında başlayan iktidar değişimleri de, İsrail’in büyük emeline doğru giden yoldaki kilometre taşlarıdır..

Mesela, Suriye’de iç savaş ve DEAŞ’ın ortaya çıkışı, Irak’ta Bölgesel Kürt Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu, Tel Aviv yönetiminin kozu olmuştu.

Suriye’deki taşeronu olan eli kanlı örgüt DEAŞ’ı kullanan İsrail, yaralanan IŞİDli teröristleri, bizzat tedavi etmişti. Başbakan Binyamin Netanyahu’nun DEAŞ’lı teröristleri ziyaret ederken çekilen skandal fotoğraflarının ortaya çıkmasını, İsrail, “Bu savaşçılar Esad rejimini yıkmak için savaşıyor” diyerek kapatmaya çalışmıştı. 

İsrail, bölgeyi istikrarsızlaştırarak bölüp ele geçirme çalışmalarına, Kuzey Irak’ta Bölgesel Kürt Yönetimi’nin referandum sürecine tek başına destek vererek devam etmişti. Netanyahu’nun “Kürtlerin devlet kurma vakti geldi” sözüne, ora halkı sokaklarda İsrail bayrakları sallayarak cevap vermişti. 

Bugün İsrail, sınırlarını ilan etmemiştir. Yani işgal ederek oluşturmaya çalıştığı gayri meşru devletinin sınırları resmen belli değildir!.. 

Ünlü Fransız yazar Emile Zola (1840 - 1902), yirmi romandan oluşan Rougon Macquart serisinde, “Büyük İsrail” devletini kurma çabalarının olduğunu belirtmişti. Zola, eserinde, 19. asırda Osmanlı’nın maddi sıkıntı içine girdiği dönemde Suriye’nin İsrail’e bağlanmasını işlemişti.

ABD Başkanı Trump'ın da, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu açıklamasının ardından, bir sonraki hedefinin Suriye olduğunu biliyorduk. 

Sözün özü; işte Asıl "Mesele" budur!

ASIL HEDEF : VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR yani BÜYÜK İSRAİL'dir! 

Bu projenin gerçekleşmesinin önündeki engel, BÜYÜK TÜRKİYE'nin  Büyük Lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, devletimizin inançlı şuurlu askeri, bürokratik ve siyasi yönetim kadrolarına, istihbarat elemanlarına, güvenlik mensuplarına ve kahraman mehmetçiğimize selamlar olsun! 

Bizi, ezilmiş, horlanmış, haysiyeti, namusu ve inancı ayaklar altına alınarak payimal edilmiş bir halde zillete düşmekten korumak için hem fiziken, hem zihnen, hem de manen çırpınanlara milletçe minnettarız!

Sonuna kadar Reisimizin ve ordumuzun yanındayız!