Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Charlie Hebdo dergisinin dinimize ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretleri sistematik bir şekilde devam ederken dün Habervakti.com Genel Koordinatörü Bülent Deniz sosyal medya hesabından Erdoğan ve Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken'e seslenerek Pierre Loti tepesinin asıl ismi olan İdris-i Bitlisi Tepesi'ne dönüştürülmesinin verilecek en güzel cevap olacağını vurgulamıştı.

SOSYAL MEDYADA GÜNDEM OLDU

Bülent Deniz'in önerisinin ardından tepenin isminin 'İdris-i Bitlisi Tepesi' olarak değiştirilmesi sosyal medyada "#PiyerLotiDeğişsin" başlığı altında konuşulmaya başlandı.

Bülent Deniz'in söz konusu açıklamasına gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak'tan destek geldi. Dilipak Habervakti.com için kaleme aldığı yazısında, İstanbul'un en güzel tepelerinden biri olan İdris-i Bitlisi Tepesi'ne bir Fransız subayın isminin nasıl verildiğini Pierre Loti'nin aslında kim olduğunu detaylarıyla anlattı. Devamında tepenin adının değiştirilmesinin doğru bir adım olacağını şu ifadelerle aktardı;

"İslam yine gündemde. Herkes İslam’ı, Müslümanları konuşuyor. Tartışıyor. Biz sadece bize saldıranlara öfkeli mesajlar vererek bu süreci geçiremeyiz. Bu vesile ile onlara Hakkı ve hakikatı anlatmalıyız. Onların içinde de akıl ve vijdan sahibi insanlar vardır. Yönetenlerle yönetilenleri aynı kefeye koymamalıyız. En azından bizim içimizdeki hainler, Fransız kafalılar kadar, onların içinde de akıl ve vijdan sahibi insanlar vardır, onlara ulaşmaya çalışmalıyız. Ve başlatılan boykot çerçevesinde Fransız bir deniz subayı olarak Osmanlı aleyhine çalıştığı belgelenmiş, üstelik bir eşcinsel olan Pierre Loti’nin ismini taşıyan; evliyanın, alimlerin, şairlerin, devlet adamlarımızın medfun olduğu o tepenin adını orjinali olan İdris-i Bitlisi Tepesi’ne dönüştürsek çok anlamlı olmaz mı?

Ayasofya’yı açmaktan daha kolay bir adım olsa gerek!"

İdris-i Bitlisi-1

İşte Dilipak'ın söz konusu o yazısı:

Pierre Loti mi İdris-i Bitlisi’mi?

Tek gerçek Macron’un sözleri değil. Macron iyi bir iş çıkarttı!?. Batı Macron’un arkasında saf tutuyor. Biz de Macron’a haddini bildiriyoruz. İslam ülkelerinin halkları da bizim arkamızda. ‘’Cumhurbaşkanı az bile dedi!’’ demiştim. Az bile demiş! Charlie Hebdo’nun son karikatürü akıllara zarar! Erdoğan haklıydı bu ‘’akli’’ bir mesele haline geldi. Boykot çıkışı önemli! Peki nereden başlayacağız?

Eyyüb’de Lutî olduğu söylenen, pozitif ayrımcılık yapılıp Piyer Loti’nin adı 1934'e kadar “İdris-i Bitlisi tepesi” olarak bilinen tepe’ye verilmiş. Böylece Loti, Eyyub Sultan’a tepeden bakar olmuş.

pierre loti

Loti’nin asıl adı: Louis Marie Julien Viaud

O aslında bir Fransız subayı. Bir albay. İlk 1876’da Fransız subayı olarak gelmiş. 1913’de yazdığı “Can Çekişen Türkiye / La Turquie Agonisante” isimli kitabında ilk kez “Türkiye”den söz eder. Aynı yıl geldiği İstanbul’da törenle karşılanır ve Sultan Reşat tarafından sarayda ağırlanır. Savaş yıllarında  Türkler'i savunur. Anadolu’yu işgalinde Fransa’yı eleştirir. TBMM 4 Ekim 1921' de Pierre Loti' ye şükran mektubu gönderir. 1920 yılında "İstanbul Fahri Hemşehrisi" ilan edilir. Onun adını taşıyan bir de cemiyet kurulur. Cadde’lere, okullara, mekanlara onun adı verilir.

Buyurun size bir bilgi daha: “Balkan Savaşları ve Milli Mücadele’ye verdiği destekle bilinen Fransız yazar Pierre Loti’nin karanlıkta kalan Birinci Dünya Savaşı yıllarını, tarih doktorası yapan Mesut Özekmekçi araştırdı. Meğer Pierre Loti, Topkapı Rıhtımı’nda devlet töreniyle karşılanmasından sadece iki yıl sonra Birinci Dünya Savaşı için ülkesine dönmüş, Fransa ordusuna katılmış ve Çanakkale Savaşı’nda Türklere karşı savaşmış!”

Dahası da var; anı defterinde; "Cenevre'deki Türkiye konsolosluğu aracılığıyla Fransız hükümetiyle Türkiye arasında büyük gizli dolaplar çeviriyorum"(26 Mayıs 1915), 'Elisee'yle İstanbul arasında büyük entrikalar düzenliyorum' (1 Haziran 1915)” gibi ilginç ifadeler kullanıyormuş.

Fransız Cumhurbaşkanı Raymond Poincare de Pierre Loti hakkında şöyle demiş: “Rusya'nın beceriksizliği ve bizim Çanakkale Boğazı'ndaki yenilgimiz yüzünden Loti'nin çabaları da işe yaramadı." Yani o Légion d'honneur, ya da tam adı ile Ordre national de la Légion d'honneur, devlet onur ödülüne layık bir ajan!

1925 yılında Nâzım Hikmet 1925’de yazdığı “Şarlatan Piyer Loti” isimli uzun şiirinde Loti’ye hakaret eder. Hatta sen sen Pier Loti! / Sarı muşamba derilerimizden birbirimize geçen tifüsün biti / Fransız zabiti!! Loti bu anlamda "Çürük Fransız kumaşlarını yüzde beş yüz ihtikârla şarka satan" bir burjuva iti’dir!

Sahi şimdi biz ne yapacağız?

Bakın, biz “Bizi öldürmeye gelenler bizde dirilsinler” diyeceğiz. Meryemler bize bakıp dinden çıkmamalı. Tom amca olursak, niye bizi dilesinler, bizi örnek alsınlar ki. Loti’nin hizmetkarı “Hasan” Sevgilisi “Aziyade” gibi olursak bu yolun sonu nereye çıkar. Fransız insan hakları görevlisi Sophie Petronin’i Müslüman Meryem yapan süreçte yaşadıkları nelerdi ve onu böylesine etkiledi.

Eminim Macron Peygamberimizi tanımıyor ve Kur’an-ı Kerim-i de okumamıştır. Suudi veliaht Prense mi bakıp Müslüman olacak, Abudabi emiri’ne mi bakıp Müslüman olacak! Bu “Gavur aşıkları” onlar keler deliğinden girse peşinden gidecek olanlarla biz nereye gidebiriz ki! Osmanlıcılık yaparken bile, Lale devrine, Tanzimat’a, İttihat Terakkiye takılır kalırız.

Giderek alameti farikamızı kaybediyoruz sanki. Onlara benziyoruz.

İslam yine gündemde. Herkes İslam’ı, Müslümanları konuşuyor. Tartışıyor. Biz sadece bize saldıranlara öfkeli mesajlar vererek bu süreci geçiremeyiz. Bu vesile ile onlara Hakkı ve hakikatı anlatmalıyız. Onların içinde de akıl ve vijdan sahibi insanlar vardır. Yönetenlerle yönetilenleri aynı kefeye koymamalıyız. En azından bizim içimizdeki hainler, Fransız kafalılar kadar, onların içinde de akıl ve vijdan sahibi insanlar vardır, onlara ulaşmaya çalışmalıyız. Ve başlatılan boykot çerçevesinde Fransız bir deniz subayı olarak Osmanlı aleyhine çalıştığı belgelenmiş, üstelik bir eşcinsel olan Pierre Loti’nin ismini taşıyan; evliyanın, alimlerin, şairlerin, devlet adamlarımızın medfun olduğu o tepenin adını orjinali olan İdris-i Bitlisi Tepesi’ne dönüştürsek çok anlamlı olmaz mı?

Ayasofya’yı açmaktan daha kolay bir adım olsa gerek!

Selam ve dua ile.