Bu konu “Bedelli” tartışmasına kurban edilmemeli. 

Bana kalırsa kadın-erkek, engelli fark etmez, akil-baliğ olan herkes askerlik yapmalı. 

1 aylık askerlik olmaz. “Paralı” olmaz. Askerlik herkes için 12 aydır.

Bakın artık “Profesyonel ordu” sözkonusu. O bizim “piyade” artık ordulara yük. Yakın gelecekte insansız hava kara araçları yanında robot askerler devreye alınacak.

Benim önereceğim sistemde, “vijdani ret”çiler de zorunlu askerlik eğitimine tabi olmalı. Vijdani ret’çiler silahsız olarak, askerliklerini Kızılay’da sadece savaş zamanında değil, tabii afetler, her türlü felaket de insani yardım, yaralı ve hastaların cephe gerisine taşınması, tedavisinde rol üstlenebilirler.

Tabii “Vijdani retçiler”in savaş ve afet zamanında öncelikte hayatta kalmalarını sağlamak için sivil savunma ve hayatta kalma becerileri konusunda bilgilendirilmeleri gerekir.

Yeni dönemde askere alınacakların, ilk 60 gün, evleri ve işyerlerinde, günde 3 saat olmak üzere teorik eğitime tabi tutulmalı ve yeterli notu alanlar, eğitim, yaş, sağlık, iş durumuna göre birliklerine gönderilmeli. Burada 60 günlük eğitimden sonra, kişiler askerliğe devam edip etmeme konusunda bir karar vermeli. Devam edeceklerse sözleşmeli olarak görevlerine devam edebilirler. Değilse, 8 ay sonra terhis edilmek üzere, geldikleri yere geçici izinle gönderilirler.. Sivil hayata dönmelerine rağmen, askeri rütbe ve görevleri devam eder, ihtiyaç duyulması halinde geri çağrılabilir.

Talep halinde askeri birlik ya da şehir merkezlerinde teorik dersleri örgün olarak alabilirler.

Kadınlar, engelliler, askerlik görevini 1 ay olarak yapar ve gönüllüler dışında süre sonunda kesin terhis edilirler.

Askerliğe elverişli olmayanlar ayrı bir heyet tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılabilir.

İstihkam, sağlık ve kamuda ihtiyaç duyulan alanlarda uzman olanlar ve silah altında tutulanlar, kamu projelerinde aktif olarak sorumluluk üstlenebilirler. TSK’ya ait araç, gereç ve imkanlar kamusal yarar için kullanılabilir. Asker ilaç üretiyor. Peki bu ilaçlar niye piyasaya verilmiyor.    

Mesela TSK, havada, karada, denizde var. Neden asli görevi yanında hazarda tabiat belgeselleri çekmesin! Hatta film yapımcıları ile ortak filmler yapabilir. TSK sivillere dönük yayın da yapabilir. Çocuklar için bu yeni yaklaşıma göre mesela çizgi filmler de üretebilir.

12 aylık askerlik rıza halinde 24 aya kadar uzatılabilir. Terhis olan asker, kurumun ihtiyaç duyması halinde sözleşmeli olarak görevine devam edebilir ve rütbe alabilir.

Görevleri başındaki askeri personel, Harp Akademisi ya da güvenlik alanında lisans, yüksek lisans ya da diğer üniversitelerde akademik kariyerlerini sürdürebilir. Askerlik mesleğini kariyer olarak seçerek emekli olana kadar görevlerini aynı şekilde sürdürebilir.

Askeri kadroda bulunmasına rağmen, seferi durum için beklemede tutulan personeller, kamu kurum ve kuruluşlarında, ya da kamu yararına çalışan kuruluşlarda, özlük hakları TSK’da olmak kaydı ile istihdam edilebilirler.

TSK’nın değişen şartlara uyum performansının artırılması gerek. Bugünün ihtiyaçlarını düşünürken, gelecek için de bir hazırlığımızın olması gerek.

Yasa yaparken lütfen, sadece Türkiye’nin ihtiyaçlarını değil, model alınan bir ülke olarak daha evrensel sistemler kurmamız gerek.

Bu açıdan bakınca, “Bedelli” tartışması benim için anlamsız bir tartışma. Eğer birileri 8 aylık dönemi yapmak istemiyorsa, o zaman 8 ay için asgari ücret kadar bir ödeme yapabilir. Veya  dışarıda TSK’nın ihtiyaç duyduğu bir mal ve hizmeti üreterek 8 aylık süreden muaf tutulabilir. 

Mehmetçik” imajını kullanmaya devam etmek istiyorsanız, askerimizin düşman ülkelerde sivillere karşı, tabiata karşı nasıl davranması gerektiğini de öğretelim.

Dünyada düşmana karşı kendi ordusunu sınırlandıran tek ordu İslam ordusudur. “Havf fıkhı”nı da öğretelim. 

Evet, askerlik yeniden yapılandırılmalı. Bunu yaparken bir tarihe bakmalıyız, bir de geleceğe. Bu arada günümüze ilişkin ihtiyaçlar, talepler, sorunlara ilişkin çözüm önerilerimiz olmalı. Bu iş “Şehid”lik işi ise, o zaman bu işin bir manevi derinliği olmalı.

TSK içinde güçlü bir hacker timine ihtiyaç var. Hem saldırıları önlemek hem de saldıran kaynağı cezalandırmak için bizim bunlara ihtiyacımız var. Bunları o katı disiplin kuralları içinde verimli ve etkin bir şekilde elinizin altında tutmak çok kolay olmayabilir.

Siber ordu, siber güvenlik, siber istihbarattan söz ediyorsak, önce siber altyapıya sahip olmamız gerek. Bigdata yönetimi, süper bilgisayar, arama motoru, siber sistem güvenliği üzerine inşa edilecek bir yapıdan söz ediyoruz. Yoksa bu söylediklerimiz sadece sözde kalır.

Bizim ordumuz sadece savaşçı değil, barış yapmayı da bilen bir ordu olmalı. Bunun bir felsefesi, ahlakı olmalı. Bir “alamet-i farika”sı olmalı. Biz çok fazla NATO’cu olduk. Silahımız, stratejimiz, kavramlarımız, örgüt yapımız, hepsi onların standart ve direktiflerine uygun. NATO sonuçta bir haçlı ittifakı! O gün komünizme karşı bir ittifak sözkonusu idi. Bugün kime karşı bir askeri güç bu güç. Yeşil tehlike dedikleri ne? BÇG kafası nasıl bir kafa!?

Bizim bu anlamda konuyu çok yönlü düşünmemiz gerek. 

Selâm ve dua ile.