Değerli okuyucularım;

Şarkılar, türküler sizin ruh dünyanızı nasıl etkiler? Güftesi anlamlı ve düşündürücü, bestesi de ona mütenasip tatlı bir melodi ile bezenmiş ise öyle şarkı ve türküler gerçekten doyumsuz olur. Ama özellikle arabesk vari türküler var ki, içinde geçen sözler, halkı ve bilhassa gençlerimizi isyana ve şiddete davet eden cinsindendir. Sokak dilinden de öte ancak bir mafya tipinin ağzından çıkacak sözler, bugün çok dinlenen parçalar arasında girebilmiştir. Aile facialarının, kadın cinayetlerinin, cinnet olaylarının, kan davalarının, kıskançlıktan dolayı sevdiğini iddia ettiği kişiyi göz kırpmadan öldüren insanların sayısının her geçen gün arttığı bir ülkede yaşamıyormuşuz gibi tam da bu gibi sosyal sapmaları ve davranış bozukluklarını meşrulaştıran şarkı sözleri nasıl olur da kaleme alınır ve bestelenebilir? “SENİ BEN BU ÂLEMDE YAŞATIR MIYIM?” Şimdi gelelim tahlilini yapmak üzere türküde geçen her birinin şiddet ve tehdit içeren sözlerine:

AŞKIMA İHANET EDERSEN BİRGÜN

BEN BUNU YANINA BIRAKIR MIYIM?

Yani, şimdi bu ne demek oluyor? Bunu dinleyen kişinin zihin dünyasında nefsanî/şeytanî bazı gayri fıtrî düşüncüler oluşmaz mı? Şöyle düşünce saplantıları ortaya çıkamaz mı mesela? Aşkıma cevap vermezsen, ben bunu kabul edemem. İçime sindiremem. Nasıl olur da ben seni sevdiğim halde, sen beni sevmezsin. Yani o ilk cümle bu anlama gelmiyor mu? Bu nasıl bir paranoyak bakış? Peki, diyelim ki aşkına karşılık vermedi, birçok sebepten dolayı aşkına cevap vermek istemedi, sana göre şimdi aşkına ihanet mi etti? Peki, ne olacak şimdi. Aşkını kalbine gömebilir misin? Sevdiğini unutamasan bile onun tercihine saygı gösterebilir misin? Bütün bunları yapmak tabiî ki nefsine ağır gelecek, gururun yıkılacak ve kabullenemeyeceksin. Gerçekleri kabullenmek, kadere boyun eğmek, sabır isteyen bir meziyettir. Bunlar sana göre değil, sen en iyisi “kahramanca” daha doğrusu kabadayıca “bunu yanına bırakma”. İntikamını al, nasıl olurda o seni reddedebilir? Çekinmeden hemencecik haddini bildir. Öyle mi? Bu cümleler, cahil dinleyicilerimizi tam da böyle düşünmeye sevk etmiyor mu?

SEN BENİM BOYNUMU BÜKTÜKTEN SONRA

SENİ BEN BU ÂLEMDE YAŞATIR MIYIM?

Üstelik o, ”haince” senin boynunu büktü, bak ne kadar üzüldün… Şeytan diyor ki, “onu bu âlemde yaşatmamak lazım”. Saplantı ise saplantı, ben ona delicesine ve ölürcesine hatta taparcasına aşığım, o beni reddedemez, yoksa ben onu yaşatmam. Sen bana ihanet edeceksin de ben seni bu dünyada yaşatacağım öyle mi? Bu tehdit değil, blöf değil, gözümü kırpmadan seni öldürürüm. Ya benimsin, ya da toprağın. Seni kimselere yar etmem, bunu böyle bil.

KURSUNA DİZSELER SENİN YÜZÜNDEN

BIR DAMLA YAŞ GELMEZ İNAN GÖZÜMDEN

Sen bilirsin, istersen başkası var de gönlümde, ben bir defa kafama koymuşum, ya benim olacaksın, ya da kimsenin. Kendini ölmüş bil. Evet, kararlıyım, kimse vazgeçiremez beni, hak ettin sen bunu, aşkıma cevap vermedin çünkü. Bunu ancak kan temizler. İşte bak, elimden kaçabildin mi? Seni yakaladım iste, aşkıma ihanet etmeseydin ağıtlar yakar mıydı hiç ardından annen? Şimdi beni yargılayabilirler, idam sehpasına bile götürebilirler, yaptığımdan zerre kadar pişman değilim. Kurşuna bile dizseler beni, senin için bir damla gözyaşı bile dökmem, çünkü sen benim aşkımı hiçe saydın, bunu sen hak ettin, çünkü beni rezil ettin bu âlemde.

ÖLMEYİ KAFAMA KOYMUŞUM ZATEN

SENİ BEN BU ÂLEMDE YAŞATIR MIYIM?

Zaten kafam dumanlı, hayattan hiçbir zevk almadım, her yerde dışlandım, aşağılandım, bir gayem bir idealim olmadı hiç, belki sen beni mutlu edersin diye düşündüm, sen de beni hayal kırıklığına uğrattın be kızım, yaşamanın bir anlamı yoktu zaten, senin ‘ihanetin’ de hayatımı tamamen kararttı, son ümidindin benim. Sen hayatımda yokken bile intiharı birçok kez aklımdan geçirmiştim, seni bu âlemden yok ettiğime göre, ben de artık ölebilirim.

AŞKIMA İHANET EDİP BENİ ÜZERSEN

EŞE DOSTA BENİ GÜLDÜRÜRSEN

BENİ ÖLMEKTEN BETER EDERSEN

SENİ BU ÂLEMDE YAŞATIR MIYIM?

Kusuruma bakma, ama beni çok üzdün aşkım, beni sevmemekle hayatının en büyük kumarını oynadın. Üstelik herkese senden bahsetmiştim, güzelliğine hayrandım, o güzel benim olmalıydı diye haykırdım, bunu herkes biliyordu, herkes bilmeliydi, kimse sana yaklaşmasın, seni benden almasın diye bunu dünyaya ilan ettim bir kere. Eee, sonra ne oldu, sen beni reddettin ve ben de el âlemin içinde mahcup oldum, itibarım yerle bir oldu, beş paralık ettin sen beni. Senin yüzünden ölmekten daha beter oldum, ölseydim de bunları yaşamasaydım. Sen meğer bir kitapsızmışsın, bir zalimmişsin…Seni ben bu durumda hiç yaşatır mıyım?

Değerli okuyucularım,

Sizce kurguladığım fakat gerçek hayatta da çoğu kez gördüğümüz bu tutum ve davranış bozukluklarının arka plânında bu çarpık düşünceler gizli değil midir? Bu düşüncülerin kaynağı da bazen bu gibi zihnî saplantılara ve hatta cinayetleri bile sebebiyet veren türküler/şarkılar değil midir? Bahsettiğim bu parçanın kilibinin altındaki beğeniler o kadar çok ki. Herhalde sözlerinden ziyade müziği beğenildi diye düşündüm. Ancak yorumları okuyunca tahminlerimin maalesef doğru olduğunu anladım. Bir örnek vermek, zannederim kâfidir. Bir genç, bu şarkıyı dinledikten sonra benim kurguladığım sözlerin benzerini samimî bir ifade ile ortaya koymuş. Ne mi diyor genç: “Aşığım sana senelerce ama sen beni hiç sevmiyorsun, ne yapsam ne etsem istemiyorsun. Artık ölmek istiyorum ama ben ölürsem seni de götürürüm. Ya benim olursun ya da hiç kimsenin.”

Ey Hükümet; Ey RTÜK;

Şiddeti besleyen kültür, alenî olarak pervasızca söylenen merhamet, adalet ve vicdana aykırı sözlerde gizlidir. Bu çirkin sözler, sözüm ona bazen şiirlerde, bazen de şarkı sözlerinde görülebilir.

Ey Hükümet; Ey RTÜK;

Müslüman Türk gençliği elden gidiyor…Ailelerimizin ve millî eğitimin veremediğini sanal âlem, çarpık mesajlarıyla gençlerimizi ruhen bozuyor, nihilizmin kuyularına atıyor ve hatta canavarlaştırıyor. Yakında belki de en yakın çevremizde yine bir aşk cinayeti veya boşanmak isteyen eşini sokak ortasında öldürdüğü ile ilgili rutinleşen bir haber duyduğumuzda hiç şaşırmayacağız. Şaşırmamak da artık kanıksamak anlamına geliyorsa vay halimize. Türk sanat müziği bestekârı rahmetli Ziya Taşkent, bir parçasında ne diyordu: “Gücüme gidiyor böyle yaşamak.”