Arjantin'in genel özellikleri nelerdir? Arjantin'in tarihi özellikleri nedir? Arjantin'in coğrafi özellikleri nelerdir? Arjantin'in nüfusu ne kadardır? Arjantin'in dini, dili ve para birimi nedir? Arjantin'in bayrağı nedir? Arjantin'in ekonomik özellikleri nedir? Arjantin'in kültürel özellikleri nelerdir? Arjantin'in başkenti neresidir?

Arjantin'in genel özellikleri nelerdir?

Arjantin (İspanyolca: Argentina; [aɾxenˈtina]), resmî ismi ile Arjantin Cumhuriyeti[a] (İspanyolca: República Argentina), Güney Amerika'da yer alan bir ülkedir. Arjantin’in toplam yüzölçümü 2.791.810 km2 olup, bu kıstasta Güney Amerika'da ikinci, dünyada ise en büyük sekizinci ülkeyi oluşturur. Nüfusu 2019 yılı için verilen nüfus tahmilerine göre 44.938.712 kişidir. Ülkede yaşayanların çoğunun kökeni İspanyol ve İtalyan göçmenlere dayanmaktadır.

Arjantin, Güney Amerika kıtasının güney kesiminde yer alan Güney Konisi bölgesinde konumlanmış, And Dağları ve Atlas Okyanusu arasında uzanan bir devlettir. Ülkenin kıyı şeridinin uzunluğu 4989 km’dir. Arjantin’in sahip olduğu toprak Güney Amerika kıtasında 2., dünya genelinde ise 8. en büyük topraktır. Şili (5308 km), Bolivya (832 km), Paraguay (1880 km), Brezilya (1261 km) ve Uruguay'la (580 km) sınırı bulunmaktadır.

Gelişmekte olan ülke olarak sınıflandırılan Arjantin, İnsani Gelişme Endeksi'ne göre dünyada 48., Latin Amerika'da ise Şili'den sonra 2. sırada yer alır. Bölgesel güç olarak tanımlanan ülke, Güney Amerika'nın 2., Latin Amerika'nın 3. en büyük ekonomisine ev sahipliği yapar. Arjantin G-15 ve G20 üyesidir. Ülke aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, MERCOSUR, CELAC ve İber-Amerikan Devletleri Örgütü'nün kurucu üyesidir.

Arjantin'in tarihi özellikleri nelerdir?

1536’da İspanyol denizci Pedro de Mendoza günümüzde Buenos Aires’in bulunduğu yerde bir İspanyol kolonisi kurdu. Yerliler yüzünden geri çekilen İspanyollar daha sonra 1580’de Buenos Aires’i yeniden inşa ettiler.

Buenos Aires ve çevresi 18. yüzyılın sonlarına kadar İspanyollar’ın Peru genel valiliğine bağlı olarak yönetildi.

18. yüzyıldaki İspanyol Bourbon monarşisi tarafından Aydınlanma Çağı’ndan ilham alan Bourbon reformlarıyla beraber 1776’de günümüzdeki Arjantin'i oluşturan alan Peru genel valiliğinden ayrılıp yeni kurduğu Rio de la Plata genel valiliğine bağlandı. Buenos Aires bu valiliğin başkenti oldu.

Cumhuriyet Dönemi

1816’da İspanyol sömürgeciliğine karşı başlatılan eylemler neticesinde Buenos Aires’te 9 Temmuz 1816’da Río de la Plata Birleşik Eyaletleri adıyla bağımsız bir devlet ilân edildi.[16] Buenos Aires valisi olan Bartolomé Mitre 1862’de yeni ülkenin ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi.

1868-1874 yılları arasında Arjantin Cumhurbaşkanlığını yürüten Domingo Faustino Sarmiento modern, ilerici ve laik bir ulus devlet yaratmak için politik, ekonomik ve kültürel alanlarda sekülarist ve milliyetçi karakterde reformlar gerçekleştirmiştir.[14] Cumhurbaşkanığı dönemi sırasında 800 yeni okul inşa edip seküler ve bilimsel ilköğretim ücretsiz ve zorunlu hale getirdi. La Ley de Subvenciones de 1871 ile yabancı okullar ve kiliseye bağlı okullar devlet denetimine alındı. Bu ilerlemelerin yanı sıra, Avrupa ülkelerinden göçmenlerin gelişini de teşvik etmiştir.

Arjantin’de iç sorunlar, 1880 yılında genç bir Albay olan Julio Roca’nın Pampa ve Güney’deki yerli halkı tümüyle yok ederek yönetimi de ele geçirmesi sonucunda ortadan kalkmış ve ülkenin birliği bu olaylar akabinde kurulabilmiştir. 1880-1886’da ve 1898-1904 yılları arasında iki dönem Cumhurbaşkanlığı yapan Roca, Patagonya’yı da Arjantin’e bağlamıştır.

Arjantin 19.yüzyılın sonlarına doğru dünyanın en büyük 10. ticaret ülkesi ve kişi başına gelirde 6. ülkesi haline gelmiştir. Ekonomik zenginleşmeye paralel olarak modern toplumlara özgü ekonomik sınıflar da şekillenmeye başlamıştır. Giderek güçlenen orta sınıfın partisi olarak 1891’de kurulan Radikal Yurttaş Birliği 1916 seçimlerinde aslında resmi bir parti olmaktan ziyade toprak sahiplerini temsil eden ve ülkenin ilk siyasi hareketlerinden biri olan Partido Conservador’u devirip iktidarı ele geçirmiştir.

19. yüzyılın sonlarında Avrupalılar’ın Arjantin'in tarımsal kaynaklarına olan yatırımlarıyla Arjantin Cumhuriyeti büyük ekonomik büyüme gösterdi. 1920’lerin sonunda dünyanın yedinci en zengin ülkesi olan Arjantin 1870 ile 1920 yılları arası yarısı İtalyan ve üçte biri İspanyol olan 6,2 milyon göçmene ev sahipliği etmeye başladı. Bu dönemde Pampaların büyük tarımsal zenginliğine dayanarak gelişen Buenos Aires Avrupa tarzı geniş bulvarlarıyla “Güney Amerika’nın Paris’i” olarak adlandırılmaya başladı.

20. yüzyılın ortalarına kadar Federalistler ile Üniteryenler ve sivil ile askeri gruplar arasında siyasi çatışmalar ülke gündemine hakim oldu. II. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönem, Peroncu popülizm ve ordunun daha sonraki yönetimlere doğrudan veya dolaylı müdahalesiyle geçti. Bu dönem 1976’daki askerî darbeyle sonuçlandı.

Cunta, 1983 sonunda seçime giderek idareyi sivillere geri verince ülkede demokratik yönetime dönülmüş oldu. Arjantin’de 2001-2002 yıllarında patlak veren ekonomik kriz, ülkede geniş katılımlı protestolara ve ekonominin iflas etmesine yol açtı.

Arjantin, İngiltere’nin denetimindeki Falkland Adaları, Güney Georgia, Güney Sandwich Adaları üzerinde egemenlik hakkı iddia ediyor. 1982’de iktidara gelen askeri yönetimin Falkland Adalarını işgal etmesinin ardından çıkan savaşta İngilizlere yenilen Arjantin, 1995’te adalar üzerinde bir daha güç kullanarak hak iddia etmeme konusunda taahhütte bulundu. Arjantin’in Antarktika’daki toprak iddiaları da İngiltere ve Şili’ninkilerle çatışıyor.

Diğer taraftan, ülke içindeki iktidar mücadelesi, Arjantin’in bağımsızlık ilanından sonra giderek artmış ve özellikle de Buenos Aires’teki yönetim merkezi ile eyalet yönetimleri arasındaki ihtilaflar ülkeyi iç savaş ortamına sürüklemiştir. Başkent Buenos Aires’teki Üniter Partisi, merkezi idareyi, Federalist Partisi de mahalli idareleri temsil etmişlerdir. İngiltere, tüm bu karışıklardan istifade etmek suretiyle 1833’de Malvinas (Falkland) adalarını işgal etmiştir. 1853 yılında Federalist Juan Manuel de Rosas’ın dikta rejiminin yıkılması sonucu ülkede, birlik kurularak yeni Anayasa’da ‘federal sistem’e geçilmesini öngören hükümler kabul edilmiştir. 1853’de benimsenen Anayasa, muhtelif değişiklerle 1994 yılına kadar devam etmiştir. 1994 yılında gerçekleştirilen Anayasa reformu ile de önemli ölçüde değişikliğe uğramıştır.

Perón Dönemi

1943’te başkan Ramon Castillo yönetimine karşı bir darbe yapıldı ve darbenin lideri Juan Domingo Perón iktidara geldi. Perón ilki Şubat 1946’da, ikincisi anayasanın değiştiği 1951’de olmak üzere iki defa devlet başkanı seçildi. Fakat otoriter siyaseti yüzünden ülkede karışıklıklar çıkınca 1955’te ikinci bir darbe ile devrildi. Uzun yıllar sürgünde yaşayan Perón 1973’te ülkesine döndüğünde tekrar devlet başkanı seçildi. Onun bir yıl sonra ölümü üzerine karısı İsabel Perón devlet başkanlığına getirildi. Ancak o da ülkenin birlik ve beraberliğini sağlayamadı ve 1976’da ordu tarafından uzaklaştırıldı. 1976-1982 yılları arasında Arjantin’i yöneten darbeci generaller zamanında “Ulusal Uzlaşma Süreci” adı verilen ve hapsedilenler dışında 30.000 kişinin ortadan kaybolduğu bir dönem yaşandı.

Askerler 1983 yılı sonlarında seçime giderek idareyi sivillere teslim etti. 1989’da Suriye kökenli Carlos Menem on yıl süreyle devlet başkanlığına seçildi. Arjantin’in 1990’lı yılları pek çok ülke için başarılı bir model olarak görülmesine rağmen ülke 2000’li yılların başında ekonomik sıkıntı içine düştü. Menem’den sonraki üç yıllık ara dönemden sonra 2002’de devlet başkanlığına seçilen Eduardo Duhalde ülkenin içine düştüğü ekonomik krizle mücadele etmeye çalıştı.

İkinci Dünya Savaşı esnasında Arjantin hükumetlerinin gizli ve kamufle edilmiş Nazi taraftarı tutumları, Amerika Birleşik Devletleri ve batı yarım küresinin diğer ülkeleri ile münasebetlerinin gerginleşmesine ve Arjantin’in PanAmerikan Konseyinden çıkarılmasına sebep oldu. Resmiyette bütün harp esnasında tarafsız kalan Arjantin, 1945 ilkbaharında müttefikler tarafına girdi. Geniş ölçüde ABD’nin desteği sebebiyle o sene sonuna doğru Birleşmiş Milletler üyesi oldu ve teşkilatın meselelerinde önemli bir rol oynadı.

Harpten sonra general olan Juan Domingo Peron kendine kuvvetli bir pozisyon hazırlamayı başarmış ve 1946 Şubatında Arjantin Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Eşi Eva Peron’un yardımıyla enerjik ve sert bir idare kurmayı başararak, zamanında, siyasi desteğini silahlı kuvvetlerden almaya çalışan sınıflara sözünü geçirmesini bilmiştir. Basını bir devlet organı haline getirmiş ve totaliter bir rejimin başkanı olarak kendisine daha büyük yetki vermesi için anayasayı değiştirmiştir.

Peron, işçi sınıfı arasında çok sevilmiş ve hatta kahraman olarak tanınmıştır. Fakat askeri bir darbe ile 1955’te devrilmiş, uzun seneler sürgünde yaşamış ve bilahare dönerek 1973’te devlet başkanı olmuştur. Bir yıl sonra ölmesi üzerine İsabel Peron olarak tanınan üçüncü karısı devlet başkanı oldu. Ülkenin birlik ve beraberliğini sağlıyamayınca 1976’da ordu tarafından devrildi.

Arjantin’in eski devlet başkanlarından General Galtier İngiltere’ye ait, fakat kendilerine çok yakın olan Falkland adalarını Nisan 1982’de Rosairo operasyonuyla ele geçirdi. İngiltere ile olan savaşı Arjantin kaybetti ve adaları İngilizler tekrar geri aldılar. Gerek yapılan savaş ve gerekse bu durumda bazı devletlerin uyguladıkları ekonomik ambargo, Arjantin’in iktisadi durumunu çok sarstı. Bu durumda askeri idare 1983 yılı sonlarında seçime giderek idareyi sivillere teslim etti. Böylece yedi sene süren askeri idareden sonra normal idare tekrar tesis edildi.

1930’dan bu yana Arjantin’de hiçbir sivil idare 6 seneden fazla iktidarda kalamamıştır. 1819 yılından bu yana 46 devlet başkanından sadece ikisi, askerî darbesiz seçimle görevini devir-teslim etmiştir. 1989’da Raúl Alfonsín’in yerine Carlos Menem (El Turco) seçilmiştir.

Arjantin'in yönetim şekli nasıldır?

İdari olarak 23 eyalet ve özerk Buenos Aires bölgesinden oluşan federal bir cumhuriyet olan Arjantin, parlamenter demokrasi ve başkanlık sistemi ile yönetiliyor. 1853 Anayasası, 1994 reformuna kadar pek bir değişiklik göstermemiş ve sistem o tarihlerde bütün kıtaya örnek olan ABD Anayasası ve idari yapısı örnek alınarak düzenlenmiştir.

Kuvvetler ayrımı prensibi hakimdir. Yürütme kuvveti ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanıdır.

1994 Anayasasına göre Cumhurbaşkanı 4 yıllık süreyle üst üste en fazla 2 kez seçilebilmektedir. Çok geniş yetkilerle donatılan cumhurbaşkanı kabine başkanı ile hükümet üyelerini doğrudan, Anayasa Mahkemesi üyelerini ise senatonun onayı ile atamaktadır.

Cumhurbaşkanı, hükümetin meclis onayından geçirdiği bütçeyi de veto yetkisine sahiptir.

Yasamadan sorumlu Arjantin parlamentosu, Senato ve Temsilciler Meclisi olmak üzere iki kamaralı yapıya sahiptir. Eyaletlerin eşit temsil edildiği ve 72 üyeli üst kanadı oluşturan Senato üyeleri 6 yıl için seçilmektedir. Eyaletlerin nüfusa göre temsil edildiği ve 257 üyeli alt kanadı oluşturan Temsilciler Meclisi ise dört yıllığına seçilmekte ve yarısı iki yılda bir yenilenmektedir.

Her Eyaletin ayrı bir anayasaya sahip olduğu Arjantin’de kuramsal olarak eyaletlerin ciddi anlamda yetki ve gücü bulunsa da tarihi olarak Federal Hükümet baskın olmuştur.

Anayasa gereği bağımsız ve ayrı bir güç kaynağı olan yargının en yüksek kurulu olan Anayasa Mahkemesi 1854 yılında kurulmuş olup, yasamanın yaptığı yasaların Anayasaya uygun olup olmadığını denetlemektedir. Üyelerinin Başkan tarafından Senato onayıyla atandığı Anayasa Mahkemesi düzeyinin altındaki hakimler, Cumhurbaşkanı önerisi üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından atanmaktadır. Arjantin yargı sistemi tam özerkliğe sahip olup, bu konularda yürütmeden bağımsızdır.

Arjantin'in şehir isimleri nelerdir?

Arjantin'in coğrafi ve iklim özellikleri nelerdir?

Arjantin, Güney Amerika’nın güney kesiminde And dağları ile Atlas Okyanusu arasında yer alan ve güneye doğru genişliği azalan büyük bir ülkedir.[28] Dünya’nın en büyük 8. ülkesi olan Arjantin’in yüzölçümü 2.791.810 km²’dir.

Kuzeyinde Bolivya ve Paraguay, kuzeydoğusunda Brezilya ve Uruguay, batısında ise Şili ile komşudur. Batı yönünde ülke tamamen And dağlarıyla çevrilmiş olup, bu sıradağlar aynı zamanda Şili ile coğrafi ve siyasi sınırları da teşkil eder. Bu sıradağlarında 6000 metrenin üstüne çıkan birçok dağ bulunmaktadır. Arjantin'in ve Amerika kıtasının en yüksek tepesi Aconcagua (6962 m) ve dünyanın en yüksek iki yanardağı Ojos del Salado 6.880 metre (22.572 ft) ve Monte Pissis 6.795 metre (22.293 ft) burada yer alır.

Mendoza eyaletinde bulunan Aconcagua, dünyada Himalayalar’dan sonra en yüksek noktaya sahiptir.

Arjantin kuzeyden güneye doğru 3.460 km, doğudan batıya doğru ise 1.580 km boyunca uzanması nedeniyle zengin bir iklim kuşağına sahip bulunmaktadır.[29] Ülkenin kuzeyinde yağmur ormanları, güneydeki Patagonya’da çöl iklimi, And dağları boyunca uzanan Bariloche bölgesinde, İsviçre benzeri dağlar ve göllerle kaplı bir iklim hüküm sürmektedir.

Bariloche bölgesindeki göller Arjantin'de iki büyük göller yöresinden birisidir. Bariloche bunların daha büyük olanı olup, Güney Andlar'ın eteklerinde başlayıp bir zincir gibi Neuquén'den Ateş Toprakları'na (Tierra del Fuego) kadar birbirini izleyen tatlı su göllerinin bulunduğu yöredir. Los Glaciares Milli Parkı'nda bulunan ve UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilen Lago Argentino, Lago Viedma ve ünlü Perito Moreno Buzulu bu bölgede bulunur. İkincisi göller yöresi ise Pampa'nın batı kısmında ve Chaco'nun güneyinde bulunan alçak ve genellikle tuzlu olan göllerdir.

Coğrafi zenginliğin sağladığı olanaklar ülkede hemen her türlü tarım ve hayvancılık ürününün yetiştirilmesine olanak tanımaktadır. Ülkenin %25’ini kaplayan Pampa Ovası büyük oranda doğal çayırlıklardan oluşur ve ülkenin tarım ve hayvancılık merkezini oluşturur.

Alüvyonların aşağı yukarı doldurduğu Río de la Plata halicinden Macellan Boğazı kıyılarındaki Gallegos Nehri’nin ağzına kadar doğal limanlara çok seyrek rastlanır. Pampa ile Patagonya sınırındaki Bahía Blanca tek doğal limandır ve kıyısında kurulan kentin büyük ölçüde gelişmesini sağlamıştır.

Arjantin'de bulunan nehirlerin kaynağı büyük ölçüde Río de la Plata'dır. Río de la Plata'ya dökülen nehirler 5.200.000 km2lik bir alana yayılmıştır ve bu alanın hemen hemen üçte biri Arjantin sınırları içinde bulunur, kalan alan ise Bolivya, Brezilya, Paraguay ve Uruguay sınırlarındadır. Río de la Plata'ya dökülen iki büyük nehir Paraná Nehri ve Uruguay Nehri'dir. Kuzeyde, Brezilya sınırında dünyanın da en büyük şelalelerinden sayılan Iguazú ve Iguazú Ulusal Parkı bulunur.

İkinci en büyük nehir Patagonya'nın kuzeyinde bulunan Colorado Nehri'dir. Onun en önemli kolu olan Salado Nehri Batı Arjantin'in büyük bir kısmını sular, ama kurak iklim dolayısıyla yer yer kurumuş ve bataklığa dönüşmüş bir nehirdir.

Arjantin çok uzun bir sahil şeridine sahip olan bir ülke olmasına karşın, çok az sayıda adaya sahiptir. En büyük adası Tierra del Fuego Takımadaları'na ait olan 47.000 kilometrekare (18.147 sq mi)lik Ateş Toprakları Adası (Tierra del Fuego)'dır. Bu adayı Arjantin (21.571 km2) ve Şili (25.571 km2) paylaşmıştır. Bunun dışında Arjantin'in hak talep ettiği, ama Birleşik Krallık yönetiminde bulunan Islas Malvinas'dır.

Arjantin'in dini nedir?

Arjantin, resmî dini olmayan seküler bir devlettir. Din ve vicdan özgürlüğü, ülkenin anayasasının 14. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Arjantin’de baskın din Hristiyanlıkdır. Yaygın mezhep ise Katolik mezhebidir. Ayrıca ülkede Protestanlık (ülkenin 2%’si) ve Yahudilik (ülkenin %2’si) de yer yer yaygındır.

Arjantin’de 200.000 Yahudi yaşamaktadır. Yahudi toplulukları 1740 yılından itibaren bugün Arjantin’i oluşturan topraklarında yaşamaya başladı. 1802 yılına kadar Arjantin’e gelen ilk Yahudiler Portekiz orijinli Sefarad Yahudileriydi. Daha sonra özellikle 19. Yüzyılın sonunda özellikle Rusya’dan gelen göç dalgaları ile Arjantin’deki Yahudi nüfusu arttı. 20. yüzyıldaki göçlere rağmen, bugün hâlâ küçük bir Yahudi nüfusu Arjantin’de bulunmaktadır.

Arjantin'in ekonomik özellikleri nelerdir?

Arjantin, GSYİH (SAGP) sıralamasında 28. sırada ve GSYİH (nominal) sıralamasında 31. sırada yer almaktadır. G-20 büyük ekonomileri topluluğunun kurucu üyelerinden biridir.

Arjantin’in 2019’te ihracatı $65,1 milyar oldu. En fazla ihracat yapılan yapılan ülkeler ise Brezilya, Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Şili olarak belirlendi. Aynı yıl ithalatın $49,2 milyarı bulması buldu. 2019’te Arjantin, en fazla Brezilya’dan ithalat yaptı. Bu ülkeyi sırasıyla Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya takip etti.

Arjantin ekonomisinin diğer önemli bölümlerini ise bankacılık, inşaat, ev aletleri, elektronik, tekstil, petrol arıtma, petrokimya ürünleri, gıda, madencilik, demir-çelik ve makine sanayi oluşturmaktadır. 2015 verilerine göre Arjantin’deki sektörel GSYİH dağılım %6 tarım, %17,2 sanayi ve %88,8 hizmet şeklinde olmuştur.

Tango dansı, pembe dizileri, futboldaki başarısıyla öne çıkan ülkenin, Jorge Luis Borges, Domingo Liotta ve Rene Favaloro gibi dünyaca ünlü edebiyatçılar ile bilim adamlarını yetiştirdiği biliniyor.

1957’de ürettiği teknolojiyle Latin Amerika’da ilk nükleer araştırma reaktörünü tasarlayan ve inşa eden ülke konumundaki Arjantin, 1983’te nükleer silah üretebilecek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum kapasitesine sahip olduğunu açıkladı. Ülke, nükleer gücünü sadece barışcıl amaçlar için kullanma sözü verdi. Rio Plata Birleşik Eyaletleri, 1816’da İspanya’dan bağımsızlıklarını ilan ettikten sonra Bolivya, Paraguay ve Uruguay bağımsız olarak yollarına devam edince kalan bölgeye Arjantin ismi verildi.

Arjantin'in yemek kültürü nedir?

Arjantin'de insanlar "Alfajores" adını verdikleri karemelli çikolataların tutkunlarıdır. Dünyanın en çok sığır eti tüketilen ülkesi olan Arjantin’in en ünlü yemeği sığır etinden yapılan Criolla’dır. “Éparillas” ya da “Asados” olarak adlandırılan büyük barbekülerde pişirilen bir tür ızgara çeşididir.

Bir diğer ünlü yemekleri olan Humitas mısırdan yapılmış bir çeşit köftedir. Mısır mamullerini sıklıkla kullanan Arjantinlilerin Tamales adı verilen ve mısır unundan yapılmış bir ekmek türünün içine et doldurulmasıyla hazırlanan yemeği meşhur Arjantin mutfağın bir parçasıdır. Unlu mamulleri sıklıkla kullanan Arjantin Mutfağında sevilen yiyeceklerden biri olan Empanadas, türlü iç harçlarla hazırlanabilen bir börektir. Dulce de leche diğer Latin Amerika mutfaklarında da tanıdığımız süt ve şekerle yapılan bir tatlıdır. Mate çayı ve özellikle And dağları bölgesinde çok meşhur olan Mendoza şarapları da en çok tüketilen içeceklerdir.