Ticaret ile faizcilik gündüz ile gece gibidir. Ticaret varsa faiz yok olur. Faiz varsa ticaret iflas eder. Helal ve haram gibi ikisi bir arada yaşayamaz. Ülkemizde ve diğer tüm ülkelerde terör örgütlerinin başında faiz müesseleri gelmektedir. Bankalar ve yüksek faizle borç para veren tefeciler tam bir “terör örgütü” gibi malları gasbediyorlar. Silahlı terörist gibi canlara kıydırıyor ve boşanmalarla yuvaların yıkılmalarına sebep oluyorlar. Bir ülkenin huzuru ve ailelerin mutluluğu maddi ve manevi kalkınmasıyla sağlanır. Faiz belası bu huzur ve mutluluğun önündeki en büyük engeldir. Bankacılık ve tefecilik; çeşitli nedenlerle darlanmış, sıkıntıya düşürülmüş kişilerin esir alındığı şeytan ağıdır. Faiz; alkol ve sigara tüketiminin artmasını, fuhuş ve kumarın yaygınlaşmasını tetikleyen en büyük belalardan biridir. Açlığın ve sefaletin ana sebepleri olan faiz, kumar ve alkol şeytan üçgenin en büyük ayağıdır. Beş vakit namaz kılan ve Cuma günü Camileri dolduran müslümanlar Allah (c.c)’ın: “Ribâ (fâiz) yiyenler ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin, cinnet nöbetinden kalktığı gibi kabirlerinden kalkarlar! Bu, şübhesiz onların: ‘Alışveriş (de) ancak fâiz

gibidir’ demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah (cc), alışverişi helâl, fâizi ise haram kıldı! O hâlde kim kendisine Rabbinden bir nasîhat gelir de (fâizden) vazgeçerse, artık geçmişte olan (İslâm’a girmeden önce aldıkları) kendisinindir. Onun işi (hakkındaki hüküm) ise Allah’a âiddir. Kim de İslam’a girdikten sonra helâl sayarak fâize dönerse, işte onlar ateş ehlidirler! Onlar Cehennemde ebedî olarak kalıcıdırlar. Allah (cc) eksilte eksilte fâizi mahveder, fâizli paranın ve fâiz gelirinin bereketini giderir. İmanda sadâkatin ve kemâlin ifadesi olan sadakaları, keffaretleri, vergileri, vicdanları, servetleri, sosyal bünyeleri arındıran zekâtları verilen malları bereketlendirir. Allah (cc) inkârda, küfürde, bilerek günah işlemekte, nankörlükte ısrar eden kafirleri sevmez.’’ (Bakara S.275-76) ayetlerine hakkıyla iman edip bankalardan paralarını çekseler yeryüzünde ne işsizlik kalır, ne de silahlı terör. Hele Ortadoğu’nun azgın, zalim ve şımarık krallarıyla, petrol şeyhleri tüm müslümanların geliri olan petrol paralarını Emperyalist ülkelerdeki Bankalardan çekip müslüman işverenlerle ortak iş sahalarına yatırsalar vallahi ne Siyonist İsrail kalır ne de diğer süper zalim devletler. Hepsi yıkılmaya ve yok olmaya mahkum olurlar. Ne Afgan işgali ne Irak işgali ve ne de Filistin işgali kalır. Tüm mazlumlar istiklallerine, insan hak ve hürriyetlerine kavuşurlar. Ne Asya’nın Bengaldeş ne de Afrika’nın Somali gibi sömürge ülkelerinde aç, sefil halk kalır. Hepsi bayram eder. Emlak Bank gibi banka ve tefeci mafiasının yıktığı faizzede yuvaları ve sebep olduğu acıları ne çabuk unuttuk? “İmarzede” tanımını bu ülkenin siyasi ve ticari geçmişine sokan olayları, balkonlardan atlayan, banka önlerinde kendilerini yakanları… Dolara, marka yüksek faiz reklamlarıyla kandırılan kitlelerin içler acısı hallerini ne çabuk unuttuk! Bir gecede içi boşaltılarak kasten batırtılan bankalar mali terör örgütü değilde nedir! Hâlâ bu Mali Terör Örgütü Bankalar ve tefeci mafiası şartsız ve sorumsuzca verdikleri faizli borçlarla açlar, sefiller ve ve intiharlar ordusu oluşturarak tüketim, israf (savurganlık) hastalarını kendi zulüm ağlarına düşürmeye devam ediyorlar. Faiz, servetlerimize sıkılan bir kurşundur. Yuvalarımıza atılan emperyalist bir füzedir. Ülkelerimize atılan bir siyonist İsrail atomudur. Siyonist inanca göre faiz Yahudi olmayanlardan alınan kölelik cizyesi (vergisi)dir. Yeryüzünde bu büyük mikrobun üretildiği merkez İsrail’dir. Tüm ülkelerdeki bütün bankalar onlara bağlı ana bankaların taşeronlarıdır. Faize karşı çıkan ve faiz oranlarını düşürmeye çalışan iktidarlar çeşitli hile ve ihtilallerle düşürülürler. Bilhassa 28 Şubat post-modern alçak darbenin ana sebebi o günkü iktidarın banka patronlarının faiz sömürüsüne açtığı savaştır. Onun için ülkemizdeki şimdi ki iktidara da savaş açtılar. İktidarımızı; yüzde üç yüzlere varan faiz belasını yüzde beşlere kadar düşürmesindeki başarısından dolayı tebrik ediyoruz! Türkiyemiz yakın gelecekte faizsiz bir ekonomik sistemin ilk uygulayıcısı örnek bir ülke olacaktır inşaallah. Yoksa, “Siz ey iman edenler! Allah’a karşı kul olduğunuzun bilincinde olun ve eğer gerçekten müminseniz faizden doğan kazançların tümünden vazgeçin; Eğer böyle yapmazsanız faize devam ederseniz Allah (cc) ve Resulü (sav) tarafından size savaş açıldığını biliniz! Eğer faizcilikten tövbe ederseniz, ana sermayeleriniz sizindir. Böylece biz ne haksızlık eder, ne de siz haksızlığa uğrarsınız’’. (Bakara S. 278-79)” ilahi ültimatomunun muhatabı olan her fert, toplum ve devlet devamlı yenilmeye ve başları belalardan belalara uğramaya mahkumdur. Faiz Mafiasının öncüleri bir kısım mollaların sözde İslam adına tam 37 yıldır yönetimindeki dünyanın en zengin Petrol ülkesi İran Şia Devletindeki yüzdeliği artarak devam eden Faiz belası sebebiyle insanların aç, sefil ve işsizlik yüzünden ayaklanmak üzere olduğunu ibretle izliyoruz. Faiz rejimiyle Allah (cc) ve Resulüne (sav) savaş açan, kendilerine de bu nedenle ilahi savaş açılan toplumu ve devleti hangi güç ayağa kaldırabilir? Faiz toplumunu ve faizci devletleri her türlü ahlaki, hukuki, ticari, siyasi ve silahlı terör belalarından kim kurtarabilir? Suriye’de olduğu gibi mazlum halkın yerine Yezidi, Firavuni ve Nemrudi Zalim Esat rejimini destekleme bela ve cezasından kim kurtarabilir? Bu sebepten, faize

karşı olmayan bir partiye oy verenin aklına şaşarım. Faizle mücadele etmeyen iktidarlara destek veren kişi kendine, nesline ve ülkesine ihanet etmiş hikmet, basiret ve ferasetten yoksun bir zavallıdır. O halde geliniz hep beraber Kerhane, Meyhane, Kumarhane ve Faizhane gibi şeytanhane bataklıklarına ve tüm haramların her çeşidini boykot etmek suretiyle tevbe edelim. Ve Allah’a ve O’nun tek yolu İslam Düzenine dönelim. Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah Teala (c.c) yolunda; durmak yok, yoluna devam diyerek şeytani yolları kapatıp, İslami yolları açmak için uğraşanların yar ve yardımcısı olsun. Amiin