Ülkemizde son 18 yıldır iğne ile kuyu kazılarak olanlar:

Soyağacı ile ilgili arşivin açılması ve Müslüman isimleri ile kendilerini kamufle eden Yahudilerin iyot gibi ortaya çıkması.

Türkiye’nin en verimli topraklarının bu tür dönmelere peşkeş çekildiğinin ifşası...

Yerli sanayinin bir türlü bunların tekelinden kurtulamamasının önüne geçilip ağır sanayide ve silah sanayiinde yerli ve milli sanayinin güçlendirilmesi çalışmaları yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. (Yerli tank-helikopter-makinalı tüfek-uçak-İHA-SİHA-denizaltı-uçak gemileri)

Şimdi yeniden yüzde yüz yerli otomobilimizin yapılmasına başlandı.

Milli sermayeye “yeşil sermaye” (Kombassan-Yimpaş vb.)diyerek milli sermayenin palazlanmasını engellemişlerdi. Bu engel de ortadan kalktı. (MÜSİAD)

Medyayı kartel medyası tekelinden kurtardı. Ve ayrıca çok etkin olmasa damuhafazakâr medyaya da yer açılması sağlandı. Tek seslilikten ülkemizi kurtardı.

Bakmayın gazetecilere sansür uygulanıyor dediklerine, bu ülkede Cumhuriyet ve Sözcü gibi iftiradan beslenen gazeteler varsa sansürün olmadığının tek kanıtıdır bu.

Liradan altı sıfır atmak mesela? Taksim meydanında eşek gibi anırmak isteyenlere fırsat verildi ama değerlendiremediler.

Bunlar yapısal değişiklikler…

Yapılan icraatları saymaya (Denizin altından, üstünden yapılan yollar-havalimanları-köprüler-hastaneler-okullar vb.)

Sosyal yaşamda ve eğitimdede çok ciddi hamleler yapıldı.

Başörtüsü yasağı kaldırıldı her ne kadar yasayla koruma altına alınmamış olsa da.

İmam Hatipler ve Kur’an Kursları yeniden hayat buldu.

Ekonomi battı diyenler konforunda zerre ödün vermediler. Hemen her evde en az bir araba var ve şehirlerin en önemli sorunu otopark sorunu.

Markete giden bir insan pahalılık arttı demesine rağmen sepetinin doldururken eskiden ne alıyorsa şimdi de aynısını alıyor.

Dünyada yaşayan mazlumlara Türkiye’nin şefkatli elinin uzanması...

Terörün bitme noktasına gelmesi, sınırötesi operasyonlarda sağlanan başarı…

Doğal afetleri en az zararla atlatan bir Türkiye… Ve daha neler…

Tam bağımsızlık yolunda ilerleyen bir ülkede bizler ne yapıyoruz?

Ama şu bakan dans ediyor…
Ama şu bakanbaşına buyruk…
Ama damat.
Ama İstanbul sözleşmesi…
Ama KADEM.
Ama atanan bürokratlar liyakatsiz.
Ama ama ama...
Bu ama'lar tabi ki doğru, eleştirilir Eyvallah...
AMA
Bir de resmin tamamına bakalım lütfen, deyince biz koyun muyuz? diyorlar...
Türkiye sanki şeriatla yönetiliyor, Türkiye'de sanki sadece muhafazakârlar yaşıyor, Türkiye'de her şey sütliman sanki.
Üç yüz yıllık ihanetin açtığı yaraları 18 yılda çözüme kavuşturmak için Türkiye’nin yüzde 84’ünün senin gibi düşünmesi lazım.